İmamoğlu ve İstanbul
Önceki gün Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Büyükşehir eleBdiye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Halik Kongre Merkezi’nde büyük bir katılımla tanıtıldı.
Bu toplantı, “Ekrem İmamoğlu tanımıyor” diyenlerin çoğu için bir başlangıç oldu. Aslında İmamoğlu tanınmaya öyle güzel bir sıralamayla başladı ki, bu sıralama sırasında bir çok kişinin gönlüne şimdiden taht kurdu.
Öncelikle Ankara’ya giderek ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çıkarak, ona onun istediği ilkeler doğrultusunda, insana değer vererek, İstanbul’u yaşanabilir bir kent haline getireceğine, halka hizmetin hakka hizmet olduğunu belirterek, rant’ı gözetmeden İstanbul’un gelirini İstanbullulara harcayacağını, bu nedenle İstanbul yeniden bir marka yapacağı sözünü vererek başladı.
Arkasından Fatih’e giderek Cuma namazından sonra, İstanbul’u feth eden Fatih Sultan Mehmet’in türbesini ziyaret etti.
Fatihasını okuduktan sonra ona da İstanbul’u aldığında nasıl davranmışsa şimdi kendisinin de aynı şekilde hiç kimseyi ayırıp ötekileştirmeden, din, dil ırk, mezhep ve kimlik ayırımı yapmadan yürütme sözü verdi.
Sonra İstanbul’un Başkanlığını yapmış olan Nurettin Sözen, Bedrettin Dalan, Kadir Topbaş’ı ziyaret edip, İstanbul’u aldıktan sonra onlara danışacak konuları olduğunu ve yönetime katkı sunmalarını istedi. Yine İstanbul Başkanlığını yapmış ve şimdi Cumhurbaşkanımız olan Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu talebinde bulunduğu belirtti.
Cuma namazından sonra Hıristiyanların kutsal günü olan 24 Aralık ta onların dini liderlerini ziyaret etti. Arkasından Alevi birliğine uğradı.
İmamoğlu bunları yaparken, “Yahu bırak bunları bunlardan bir şey çıkmaz” diyenler olup bu hareketlerin getirisi olmayacağını düşünenler olabilir ama, bana göre çok güzel ve yerinde ziyaretler. Bu ziyaretler siyaseti kutuplaşma ve gerginlik üzerine kuranları ürküteceği gibi her yönü ile halka barışçıl bir mesaj verilerek yönetiminde ayrım yapmayacağının işaretleri olarak görmek ve alınacak oyları da çoğaltmaya yol açacaktır.
Ayrıca konuşmalarında zaten CHP’ tabanına hitap eden İmamoğlu muhafazakar tavrını da ortaya koyarak, Cumhur ittifakından oy almayı hedeflemiş gözüküyor.
Söylemlerinde, “Ben Karadenizliyim ama, beni Doğu ve Güneydoğulular yanı tüm Anadolulular, hemşeri kabul edecek ve bana güç katacaklarına inanıyorum. Onların ittifakları olabilir. Biz İstanbullularla İstanbul ittifakı kurduk. Ben onlara inanıyorum” diyerek, İstanbul da yüzde 10 civarında olan Kürtlerin oyuna talip olduğunu ve İstanbul’u beraber yöneteceklerini belirtiyor.
Haliç Kongre Merkezi’nde büyük bir coşku ile tanıtılan İmamoğlu, CHP İl Başkanı ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarından sonra salondakilere ve salonun almadığı ve dışarda kalanların ekrandan izlediği İstanbullulara neler yapacağını anlatırken, konuşması tezahürat ve alkışlarla sık sık kesildi.
Kul hakkı yenmeyecek
İstanbul’un acil çözüm bekleyen beş önemli hususun olduğunu bunların hemen çözelmesi gerektiğini belirten İmamoğlu bunların;
1-İstanbul’un ulaşım ve trafik sorununu çözmek.
2- İstanbul’daki kent yoksulluğu ile mücadele etmek.
3- İstanbul’da doğru kentsel planlama ile çevre, imar, deprem sorunlarını çözmek.
4- İstanbul’un işsizlik sorununu çözmek.
5- İstanbul’u çekim merkezine dönüştürmek. İstanbul’da yaşam kalitesini yükseltmek.
Olduğunu belirtti.
Bunların zor olmadığını hemen yapılması gerektiğini belirten İmamoğlu, “Bunlar için kaynak nerede? Diyenler olabilir. Kaynak linizin altında ve vicdanınızdadır. Ortadan rant’ı kaldırır İstanbul’un gelirlerini İstanbullu ile paylaşırsanız ve halkla el ele verirseniz çözülmeyecek konu, yapılmayacak iş ve proje kalmaz” dedi.
Tam demokrasi
Başkan olduğunda ilçelerde başka partilerden de başkanlar olacağını belirten İmamoğlu, “İlçe Başkanlarının ne çektiklerini iyi bilirim. Benim dönemimde benim partimin başkanı ne ise diğer partilerin başkanları da aynı olacak. Biz bu zamana kadar yapılmayanı yapacağız. Bir masa etrafında toplanıp, halkın da uygun bulduğu konuları tartışıp yapma kararı alacağız. Hizmetimizi Tüm İstanbul’a ayırım yapmadan olacaktır. İstanbul’da yaşam kalitesi böyle yükselecek. Bundan böyle İstanbul başka yerlerden değil İstanbul’dan onların istekleri doğrultusunda yönetilecek” dedi.
İstanbul iradesi bağlılarla yönetilemez
“İstanbul ülkemizin en büyük ve çok önemli bir ilidir. Üç imparatorluğa başkentlik yapmış bu şehir ona layık bir yönetimle yönetilmelidir. Bunun zamanının geldiğini herkes biliyor bende bunun için aday oldum.
İstanbul durursa Türkiye durur. İstanbul tek başına bağımsız bir ülke olsaydı dünyanın ilk 25-30 uncu ekonomisi arasında yerini alırdı. İstanbul bu zamana kadar olduğu gibi Ankara’dan yönetilemez. Ayrıca İstanbul ne yazık ki, iradesi bağlı yöneticiler tarafından da yönetilemez. Yönetilemiyor da. İstanbul eski model yöneticiler tarafından da yönetilemez ve yönetilemiyor. İstanbul günü birlik kararlarla da yönetilemez. Bu şehir genç dinamik yeni nesil İstanbul’u ve İstanbulluya seven yeni nesil yöneticiler tarafından yönetilmelidir” diyen İmamoğlu;
Bunların hayal olmadığını, kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini ve İstanbul’u İstanbullularla yöneteceğini, çalışanların özlük haklarının saklı kalacağını herkesin liyakat esasına göre görevlerine devam edeceğini ve yılbaşından itibaren asgari ücretin 2 bin 200 lira olarak ödeneceğini, gençlerin ve kadınların rahatlıkla gezip tozacağı ve huzur dolu bir kent olacağının sözünü verdi verdi.
Daha sonra Kılıçdaroğlu ve eşleri ve İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu ile birlikte törene katılanları selamladı.