İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 1945’ten beri hizmet veren tarihi şeker dükkanı, yılbaşı için akide şekeri maketleri, çam ağacı, geyik ve ‘Noel Baba’ figürleri ile süslendi. Bazı vatandaşlar yeni yılı karşılarken renkli akide şekerleri satın aldı bazı vatandaşlar ise sadece fotoğraf çekti. Dükkanın önünde hem gündüz hem akşam kuyruklar oluşurken, çalışanlar da müşterilere sosyal mesafe kuralına uymaları için uyarıda bulundu.
Akide şekeri başta olmak üzere Osmanlı tatlıları, lokumlar, meyve reçelleri, çikolata gibi birçok çeşit ürünün satıldığı şeker dükkanı sahibi Mehmet Nurtekin Erol, eski ustalar ile çalıştıklarını söyleyerek şeker ve tatlıların lezzet sırrını anlattı.
"ESKİ USTALARIMIZLA ÇALIŞIYORUZ"
1807’den beri hizmet verdiklerini ve şekerlerin eski tadını koruyarak aile mesleğini oğluyla beraber devam ettirdiklerini söyleyen Mehmet Nurtekin Erol, “Herkes, kendi branşında çalışıyor. Kendi yetiştirdiğimiz elemanlarla çalışıyoruz. Bu işin içinde, mutfağında biz de varız. Ailece mutfaktayız ve bu sebepten dolayı, eski reçetelerimizle bu şekerleri üretiyoruz. Yeni tatlar, yeni yardımcı hammaddelerle devam etmeye çalışıyoruz. Bizde en az 35-40 yıl çalışan elemanlar var. Emekli olup, hala bizimle çalışan, bu yola bizimle baş koymuş çalışanlarımız var” dedi.Kovid-19 salgını ile internet üzerinden satış yapmaya başladıklarını dile getiren Erol, “Pandemi döneminde etkilendik biraz. Aslında çok etkilendik. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Sonra bir anda yasaklar oldu. Ama pandemide de kendimize bir yol haritası çizdik. Bu yol haritasında da başarılı olduğumuzu tahmin ediyoruz. Tabii bu arada internet satışlarımız başladı. Önceden yoktu böyle bir uygulamamız yoktu. Sistemimiz de uygun değildi. Ama yeni binamızda da internet üzerinden satışı düşünerek bir sistem kurduk. Ticaret hayatı, bir anda bizi bu yola itti. Bu açığımızı da kapattık” diyerek dijital platforma ayak uydurduklarının altını çizdi.
LEZZETİN SIRRI: ÖZEL ÜRÜN VE REÇETELER
Erol, ürün tercihlerinde hassas davrandıklarını belirterek, “Biz yemeyeceğimiz ürünü, başkasına da yedirmiyoruz. Bizim, şekerinden tutun da ununa kadar hassas davranıyoruz. Her fabrikada üretilen şekeri, unu kullanmıyoruz. Fıstığımızı, fındığımızı özel alıyoruz. Sanayi ürünü olmamasına özen gösteriyoruz. Evde olan, yiyebileceğimiz ürünlerle çalışıyoruz. Bu arada şekerlerimize balla tatlandırma yapıyoruz. Şekerleri büyük kazanlarda değil, normal ebatta bakır kazanlarımızda pişiriyoruz. En fazla 30-40 kiloluk ürünler çıkarıyoruz. Çünkü çok kapasiteli olunca, fabrikasyon gibi oluyor. Bu sefer o lezzeti elde edemiyoruz” diye konuştu.
En sevilen ürünlerinin akide şekeri olduğunu söyleyen Erol sözlerine şöyle devam etti:
“Fındıklı, tarçınlı, bergamotlu gibi 24 çeşit akide şekeri var. Sevilen de bir ürünümüz. Türkiye’de akide şekeri, unutulmaya yüz tutmuş. Biz ise hala daha bu ürünü genç nesille tanıştırmaya, sevdirmeye çalışıyoruz. Bunu yılbaşında çam ağacı yapıp süsleyerek daha cazip hale getiriyoruz. Sevgililer gününde de ona göre süslüyoruz. Ardından badem ezmemizi, fındık ezmemizi, marzipanımızı, reçellerimizi ve helvalarımızı özel reçetelerle yaptığımız için sevildiğini görüyoruz. Bu durum bizi de sevindiriyor.”
"HEM ÜRÜNLER HEM DEKOR İLGİ ÇEKİYOR"
Hem kendisi hem de sevdikleri için alışveriş yaptığını söyleyen Eda Küçüksubaşı, “Yılbaşını evde geçireceğiz, bir hoşluk olsun istedik. Ben çikolatalı kutuyu tercih ediyorum. İçinde her üründen birer parça var. Henüz fotoğraf çektirmedim ama çektireceğim. Ama içerisini çektim, aileme göstereceğim. Belki onlarla da gelirim” diyerek herkese mutlu bir yıl diledi.
Konsepti çok beğendiğini dile getiren Gözde Sekin, “Şekerleri çok beğendim, çok güzeller. 1 aydır planlıyorduk burayı, sonunda gelebildik. Sosyal medyada da çok ünlü bir yer, kuyruklar da o yüzden galiba. Ama çok güzel bir yer. Gelmeye değer” dedi.
Gülay Aygül ise, “Sevdiklerime hediye alıyorum. Görseli güzel olan tüm ürünler hoşuma gitti. Aslında ben pek şeker sevmiyorum. O yüzden fotoğraf çekilmek için daha güzel bir yer” diye konuştu.