Gelecek Partisi Esenyurt İlçe Başkanı Veysel Karatay, ilçe gündemine ilişkin Damga'ya konuştu. Esenyurt'ta Gelecek Partisi olarak önemli çalışmalar yaptıklarını anlatan Karatay, “Öncelikle her şeyden önce Esenyurt'ta farklı bir siyasi kültür kazandırdık. Burada siyaset yapmak zor. Yeni bir siyasi parti. Yeni bir siyasi partinin oluşumu, sahaya çıkılması basit bir şey değil. Ama biz bunu 18 Şubat'ta mazbatayı alır almaz başlattık. İstanbul'da ilk ilçe başkanlığımızı açacağımızı söyledik, onu da başardık. Hızlı bir giriş yaptık diyebilirim. Ben bu çalışmaları yaparken Esenyurt'ta, Gelecek Partisi'nin her türlü kesime ulaşacağını söyledim. Herkesi kucaklayan bir siyaset yapmaya karar verdik” dedi.
HABER: BARIŞ KIŞ
Esenyurt'ta yapılmayanları yaptık
Gelecek Partisi'nin Esenyurt'ta şimdiye kadar diğer siyasi parti ilçe başkanlıklarının yapmadığı birçok şeyi yaptığını da kaydeden Karatay, “İlk etapta siyasi partilerin kapılarını çalmaya başladık. Tabii randevu vermeyenler de oldu, onlara zaten gitmedik. Ama ben bu süreçte şunu gördüm ki; bizden önce hiçbir siyasi parti birbirini ziyaret etmemiş, böyle bir kültür maalesef Esenyurt'ta oluşmamış. Bu iletişimi, etkileşimi biz başlattık. Gelecek Partisi olarak bunu doğru olduğunu düşünüyoruz. Sonra dedik ki demokrasimizin temel taşı olan muhtarlarımıza gidelim. Muhtarlar bana göre mahallelerin vazgeçilmezi. Hemen gittim onların kapısını çaldım. Yine gördüm ki bizden önce hiçbir siyasi parti muhtarlarımıza gitmemiş. Biz gittik. 43 muhtarımızı da ziyaret ettik. Bizden sonra mahalle muhtarlarını herkes ziyaret etmeye de başladı. Muhtarlarımız yoğun bir talep almaya başladı. Bunu da biz sağladık ki bu da güzel bir şey. Sonra dedik ki biz artık mahallere inmeliyiz. Esnafımız ne yapıyor, nasıl iyi mi, mutlu mu değil mi bunları merak ettik. Gelecek Partisi olarak esnafımızın yanında olmalıyız dedik ve yine her mahalledeki esnafımızın kapısını çaldık. Yine diğer siyasi partiler bizden sonra esnaflara gitmeyi akıl edebildi. Bu kadar şey yeter mi peki? Yetmez. Sivil toplum örgütlerimiz de var. Bakın Esenyurt küçük bir ilçe değil. Esenyurt, Türkiye'nin bir kopyası. Her siyasi görüşten insanın her kesimden insanın olduğu bir yer burası. Dolayısıyla Esenyurt'ta başarılı olursanız, İstanbul'da, Türkiye'de de başarılı olursunuz. Bu yüzden ilçemizdeki her sivil toplum örgütüyle, her insanımızla buluştuk” diye konuştu.
Bizim ayrımız gayrımız yok
Esenuyrt'ta insanları ayırmadan herkes için siyaset yaptıklarını anlatan Karatay, bu konuda HDP üzerinden de önemli bir örnek verdi. Karatay, “HDP'yi de ziyaret ettik. HDP'yi ziyaret edince de bir gümbürtü koparan kesim oldu. “Vay efendim nasıl giderler” diyenler oldu “HDP şöyledir, böyledir” diyenler oldu. Ben bunların hiçbirine katılmıyorum. HDP bu ülkenin siyasi partisidir. 6 buçuk milyon yurttaşın oyunu almıştır. Dolayısıyla HDP ile gidip konuşmak da fayda vardır. Eğer siz yanlış düşüncesi olanlar olsa dahi siz bu ülkenin geleceğini yok sayarak o insanlarla konuşmuyor, o insanlarla dertleşmiyorsunuz siz yanlış yaparsınız. Biz kimseyi ötekileştirmeyiz. Ötekileştirmek siyasetin yanlış yapıldığı anlamına gelir. Bakın ben HDP'ye 3 kere ziyarete gittim. Bir kere de İzmir'de bir partilileri öldürülmüştü. Taziyeye gittim. Ne kaybettim? Hiçbir şey. Onlar da bu ülkenin evladı. Kimseyi ötekileştirmenin anlamı yok. Ötekileştirme yaparsanız ülkeye huzur gelmez” dedi.
Kadıoğlu ismi silinmeli
Esenyurt'ta çeşitli kamu kurumlarında eski Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu veya eski belediye başkan yardımcılarının isimlerinin olduğunu da anımsatan Karatay, bunların kaldırılması gerektiğinin altını çizdi. Karatay, “Necmi Kadıoğlu, Gürbüz Süleymanoğlu vs gibi isimler bir yere ismini vermiş. Kamu binalarında şahıs isimlerinin olmaması lazım. Bunların hepsi yaşayan insanlar. Sanki kendi cebinden mi vermiş de o binayı yaptırmış, adını verecek. Bunlar halkla bütünleşmenin önüne geçen şeyler. Bunların bir an evvel düzeltilmesi lazım. Bunları söylediğim zaman Esenyurt Belediye Başkanı benim Meclis'te çoğunluğum yok diyebilir. Ama Esenyurt halkı Esenyurt için doğru neyse ona karar verir. Bu gündemi tüm Esenyurt halkıyla paylaşırsınız, meydanda Meclis kurar herkesi davet edersiniz. Belediye Başkanı olarak çıkıp; 'Meclis çoğunluğum yok bunu başaramıyorum' der o ortamda muhalif meclis üyeleri de buna hayır diyemezdi. Ben Esenyurt Belediye Başkanı olsam bununla başlardım. Siz yeni bir sayfa açmazsanız toplumun size bir ilgisi olmaz” diye konuştu.
Dürüst siyaset imajı nerede?
İlçede çok sayıda işletme olduğunu da belirten Karatay, bu işletmelerinin kimlere tahsis edildiği konusunda Esenyurt Belediyesi'nden cevap alamadıklarını söyledi. Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'a, “Dürüst siyaset imajınız nerede?” diye soran Karatay, “Bir de işletmelerin tahsisi konusu var. Bu işletmeler Esenyurt halkına ait. Ama buralar açıldığı günden bugüne kadar kimlere tahsis edildi, gerçek fiyat üzerinden mi verildi bilmiyoruz. Bunun hesabı sorulmalı. Ben bunu sordum. Bunu herkes sormalı. Her şeyin şeffaf olması lazım. Kemal Deniz Bozkurt dürüst siyaset imesajıyla Esenyurt'a geldi. Biz de bu dürüstlüğü düşünerek bu bilgilerin paylaşılmasını istedik. Ama bir şey yapmadılar. Bu konuda hala bilgi sahibi değiliz” ifadelerini kullandı.
Trafik insanın psikolojisi bozuyor
Esenyurt'ta trafik konusunda da proje ürettiklerini anlatan Karatay, bu projelerinin de belediyede karşılık bulmadığını söyledi. Karatay, “Belediye bünyesinde Trafik Başkanlığı kurulsun dedik. İşi bilen, işin teknik boyutunu kavrayan, mevzuatı bilen bir ekibin kurulması ve 24 saat Esenyurt'taki trafiği kontrol etmesi gerekiyor. Bakın bir sokaktaki bir levhanın bile yanlış konulması büyük bir sorundur. Bir kavşakta bir aracın yanlış dönüşü de büyük bir sorundur. İnsanların trafikte psikolojisi bozuluyor. Bunu da talep etmiştim bu da yapılmadı” dedi.
Esenyurt'un okul sayısı yetersiz
Esenyurt'un eğitim konusuna da değinen Gelecek Partisi İlçe Başkanı Veysel Karatay, okul sayısının yetersiz olduğunu vurguladı. Karatay, “İhaleler şeffaf yapılsın dedik bu konuda da hiçbir şey yapmadılar. Esenyurt Belediyesi'ne ait gayrimenkuller halkla paylaşılsın dedik, o konuda da yine hiçbir şey çıkmadı. Eğitim kurumları dedik sonra. Özellikle okul öncesi eğitim için binalar inşa edilsin dedik. Siz çocukları 3 yaşından itibaren eğitemiyorsanız bu ülkeye hiçbir şey kazandıramazsınız. Bu nedenle çocuğunu okula gönderemeyen insanlara belediye destek olmalı. Ama bu konuda da hiçbir şey yapmadılar. Halbuki eğitim meselesi siyaset üstü bir meseledir. Bu konuda ayrıca bir hassasiyet umardık ama maalesef bunu göremedik. Sadece okul öncesi eğitim kurumları değil genel olarak Esenyurt'ta okul sayısı yetersiz. Daha sağlıklı bir eğitim verilmesi için okul sayısının artırılması şart. Bir gün Allah nasip ederse ben bunu yapacağım. Çocuklarımıza iyi imkanlar sunarsak, eğitim almasını sağlarsak her şey düzelir. Ekonomik durumu kötü diye çocuklarımız okuyamaz mı? Okumalı. Her mahallede kaç çocuk varsa ona göre okulların yapılması lazım. Yine çoğu parkı hem okul öncesi eğitim yerlerine çevirebilirsiniz. Hem parkınız olur hem bahçeniz olur. Bunu mahalle içinde yapabilirsiniz. Park olmayan yerlere de bu tarz yerleri taşıyabiliriz. Bu Türkiye projesi olmalıdır. Gelecek Partisi iktidara geldiği gün biz çocuklarımızı 3 yaşından itibaren alacağız ve üniversiteden mezun edeceğiz. Devlet bu sorumluluğu almak zorundadır. Sosyal devletin mantığı budur. Parası olmayan mutsuzsa bu ülkede ayrımcılık var demektir. Parası olmayanlara da eşit imkanlar sunmalı, destek olmalısınız. Devlet balık vermeyecek ama balık tutmayı öğretecek. Eğitim konusunda yine ben mesleki eğitime ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. İstanbul sanayisinin yüzde 8'i Esenyurt'ta. Her gün sanayi bölgesine 300 bin insan gelip gidiyor. Bu ciddi bir oran. Eğer bu ilçede mesleki eğitime destek veriri, meslek liselerini yaygınlaştırırsanız istihdamı artırır, sanayiye kalifiye eleman da yetiştirirsiniz. Bu projelerin hayata geçirilmesi lazım” şeklinde konuştu.
Muhtarın yetkisi artmalı
Esenyurt'un çok sayıda mahallesi olduğunu da anımsatan Karatay bu anlamda muhtarların yetkilerinin artırılması gerektiğini belirtti. Karatay, “Muhtarlarımıza da daha iyi imkanlar sunabilmeliyiz. Muhtarların yetkileri çok kısıtlı. Kent bazındaki muhtarla, köy bazındaki bir değil tabii. Köyde muhtarlığı kaldırırsanız olur mu? Olmaz. Anca şöyle muhtarla, belediye, devlet çok entegre çalışabilir. Ben mesela sosyal yardımların kaymakamlıkta dağıtılmasını çok doğru bulmam. Ben olsam sorumluluğu muhtara veririm. Belediyenin arabasına kumanya doldurup dağıtmak gibi bir saçmalık olamaz. Bunları muhtara verin o yapsın. Siz de denetleyin. Şimdi mesela vatandaş gelmiş bir apartmana yerleşmiş, kavga, gürültü çıkarıyor, muhtarın hiçbir şeyden haberi yok. Halbuki bir muhtar mahallede oturanı bilmeli. Kimdir, nedir, öğrenmeli. Ben dolayısıyla muhtara geniş yetki veririm. Benim siyasi partime üyedir, değildir bunlar ayrı şeyler. Ama iyi bir kent yapmak istiyorsanız bunu yapmak zorundasınız. Ben olur da bir gün belediye başkanı olursam muhtarlar için bunları düşünüyorum. Muhtarlar olmadan olmaz” dedi.
Sürekli borçtan şikayet etmeyi bırakın
Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'un, 'Belediyemizin borcu çok fazla. Yine üzerimizde çok sayıda haciz var' sözlerini de değerlendiren Karatay, “Esenyurt Belediye Başkanı sürekli borcumuz var diyor. Ben kendisinden rica ediyorum. Esenyurt'un imajını böyle düzeltemezsiniz. Sürekli; “Benim karnım aç, koltuğum hacizli, param yok” dememelisiniz. Bakın beni bugün belediye başkanı yapın. 3 ay sonra Esenyurt Belediyesi'nin borcunu kapatırım. Esenyurt çok zengin bir yer. Mesela sadece iyi yönetimle ilgili. Belediye iyi yönetilirse sorun yok. Şimdi bana “sen bu borcu 3 ayda nasıl ödersin” diyenler olacak. 3 şey var. Birincisi imar sorununu çözmelisiniz. İkincisi dünya kadar ruhsatsız işletme var bunların ruhsatı olmalı. Üçüncü de belediyeye ait bir sürü atıl işletme var. Bunları da sağlıklı yönetirseniz her şeyi düzeltirsiniz. Mesela sorumlu birine sordum. Ruhsatlı kaç işletmemiz var diye. “Bilmiyorum” dedi. Bunu niye söylüyorum biliyor musunuz? Sahada olduğum için soruyorum insanlara. Kaç yıldır çalışıyorsun diyorum, ruhsatın var mı diyorum çoğu “yeni başvurdum, alacağız, bakacağız vs” diyor. Bakın ruhsat harçlarını, tabela harçlarını indiririm ama hepsini kayıt altına alırım. Bunu yapmazsanız adaletsizlik yaparsınız, haksızlık yaparsınız, Esenyurt halkının hakkını gasp edersiniz. Yaparsanız ne olur; hem hakkınızı alırsınız hem de kasanıza para koyarsınız. Düşün adam bir yeri 3 yıldrı işletiyor ruhsatı yok. Orada yangın çıkabilir, adam öldürülebilir böyle bir şey olsa ruhsatsız bir yerde hoş mu? Her şeyin kayıt altında olması lazım. “Bu saatten sonra hiç kimse benden habersiz iş yeri açamaz, devredemez” demelisiniz. Esenyurt'ta kayıt dışı çok fazla. “Efendim iskanı yok” diyorlar. Ver kardeşim iskanı da kayıt altına al. Şimdi bakın hiçbir esnaf, “Ben ruhsat almam. Reklam vergisi vermem” diyemez. İşgaliyeler çok önemli. Bunu da sordum belediye gene cevap vermedi. Belediyenin mesela şu an binasının altındaki kafelerin kendi normal alanı 100 metre ise 200 metre halkın alanına girilmiş, kapatılmış. Buradan belediyeye soruyorum buralardan ne kadar ecrimisil ücret alıyorsunuz? Bakın Esenyurt'ta kaynak sorunu, para sorunu yoktur. Bana versinler belediyeyi yine söylüyorum. 3 ay sonra borçları siler yatırımlara başlarım. Bu iş bu kadar basit. Dolayısıyla bunla ilgili de soru işareti kimse de kalmamıştır. Haciz, borç vs olayı kapatılması gereken meseleler. Kemal Deniz Bozkurt, sürekli borcu gündemde tutarak ayakta kalıyormuş gibi geliyor bana. 3 yıldır borç muhabbeti yapmak vizyoner bir lidere yakışmaz. Ben belediye başkanı olsam bunları gündem bile yapmam, konuşmam bile. Dolayısıyla Esenyurt'un borçla, hacizle anılmasını doğru bulmuyorum. Lütfen bunları gündeme getirmeyin. Hizmetleri konuşalım, doğru olacak şeyleri konuşalım. Yaptığınız yapacağınız şeyler varsa bize bilgi verin. Bize bunları gösterin, anlatın. Gelin buluşalım deyin gelelim. Bunların hiçbiri yok” ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin iş yeri denetlenmiyor
Esenuyurt'ta çok sayıda göçmen olduğunu da anımsatan Karatay, “Şu an ilçemizde kayıtlı 130 bin göçmen var. Kayıtsız ise çok fazla. Bunun sayısını kaymakamlık dahi bilmiyorum. Emniyet müdürümüzle sohbet edince de sordum. 'Kayıt dışı olanları nasıl kontrol ediyorsunuz?' diye. Dedi ki; 'Hepsi kontrol altında siz rahat olun.' Fakat yine bence herkes kayıt altında olmalı. İnsanların hesap verebilirliği olmalı. Bir de Suriyeliler var. İş yerlerinde ruhsat zorunluluğu yok. Vergi zorunluluğu yok. Ben bunların hiçbirini doğru bulmuyorum. Benim esnafım kirasını ödüyor, vergisi ödüyor ama Suriyelilere hiçbir şey yok. Bunun gündem olması lazım. Ben belediye başkanı olsam bunları gündeme getiririm. Adam iş yeri açıyor denetleyemiyorsun. Ne iş yapıyor, kim geliyor, kim gidiyor? Bunların takip edilmesi lazım. 4 bin insan çalışıyor belediyede. Bu insanları görevlendirin bu sorunları çözün” dedi.
Çıkın halkı bilgilendirin
Konut mağdurları konusunda da konuşan Karatay, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt'a seslendi. Karatay, “Şimdi birisi gelmiş 1 daireyi 10 kişiye satmış. Kim kardeşim bunu yapan? Bu iş nasıl olmu? Çıkın anlatın, halkı bilgilendirin. Geçmişte yaşanan problemse hesabını sorun. Vatandaşı mağdur etmeyin. Vatandaş birikim yapmış bir daire almış ortada bir daire bile yok. Bu konuda mağduriyet yaratan şirketlere de kayyum atanmış. Kim yönetiyor, kim girip çıkıyor belli değil. Yerel yönetim bu kayyum da soruna hiç dahil olmuyor. Sanki çözmek istemiyorlar. Sanki çözseler sonu onlara dokunacak gibi. Bu işte bir bit yeniği var. Gene imar yolsuzluğunda kimin ne yanlışı varsa ortaya çıkarıp, cezalandırılmalı” diye konuştu.
14 bin dava neden açıldı?
Belediye başkanı her zaman diyor ki; “Esenyurt Belediyesi'ne 14 bin dava açıldı. Bu 14 binin 6 bini aktif devam ediyor. Ve belediyenin kaybetmesi halinde büyük meblağlar ödenecek.” Ben şimdi bir Esenyurtlu birey olarak şunu öğrenmek istiyorum. Bu davalar neden açıldı. Kim açtı? Hangi sorundan kaynaklı. Bu davaların sorumlusu kim, kimler imza atmış? Biri birine peşkeş mi çekmiş, eski belediye başkanı mı yanlış yapmış? Hesap versinler. Ben belediye başkanı olsam bunları paylaşırım” ifadelerini kullandı.