İzmit Körfezi'nde 1 Mart 1958 tarihinde çoğu öğrenci olan 600'e yakın yolcuyla İzmit İskelesi'nden hareket ettikten bir süre sonra fırtınada batan Üsküdar Vapuru'nda yaşamını yitiren 392 kişi için anma töreni düzenlendi. Vapurun batmasının ardından yaşananların anlatıldığı törenin ardından denize çelenk ve karanfil bırakıldı.
İzmit Körfezi'nde, 1 Mart 1958'de çoğu öğrenci 600'e yakın yolcuyla İzmit İskelesi'nden hareket ettikten bir süre sonra fırtınada batan Üsküdar Vapuru'nda yaşamını yitiren 392 kişi, facianın 66'ncı yıl dönümünde, hareket ettiği İzmit 1 Mart Vapur İskelesi önünde anıldı. 66'ncı yıl dönümü nedeniyle İzmit Belediyesi, İzmit Kent Konseyi, İzmit Lisesi Mezunları Derneği, İzmit Sanat Okulu Mezunları Derneği tarafından gerçekleştirilen program öncesi o günleri anlatan Mustafa Kurt, "Talebeler birbirlerine yapışıktı sandalla kurtardık. Çektiğimiz zaman birbirlerinden ayrılmıyorlardı. Karaya çıkardık. Karadan acele hastaneye gittiler. Hastanede yerde yatıyorlardı bütün çoluk, çocuk hepsi. Anneler, babalar hastanede araştırıyorlar, görüyorlar. Gözleri açıkken annesini, babasını görüyor orada vefat ediyorlar" dedi.
'ANNEM 4,5 SAAT SÜREN BİR MÜCADELEDEN SONRA KURTARILDI'
Programda konuşan dönemin Tekel Başmüdürü Müfettişi Şaban Dinçer'in kızı olan Nuray Dinçer, batan vapurda babası ve ablalarını kaybettiğini belirterek, "12.50'de İzmit iskelesinden hareket eden ve çok yıpranmış, eskimiş, "Artık beni bu Körfez'de işletme" diye gacırtıyla işleyen bir vapurda, pek çok kişinin bağrı yanan ailelerden birinin ferdiyim. Babam o dönemin İznik Tekel Başmüdürüydü. Ablam, Zeynep Dinçer, 13 yaşında İzmit Ortaokulu talebesiydi. Evlatlığımız vardı; Emine ablamız ve annem Ceyhan Dinçer. Babamı, ablamı ve bu ablamızı kaybettik. Annem 4 buçuk saat süren bir mücadeleden sonra, Allah'ın da yardımıyla Derince açıklarında demirlemiş olan ve kazadan haberi olmayan donanmaya ait Kurtaran gemisi tarafından kurtarıldı. Bu vapur revizyona tabi tutulan, üstü geniş, altı dar, yani batmak için ne mümkünse olan bir vapuru Körfez'den kaldırmadılar ve bu facia bence kader değil, bir ihmalkarlığın eseridir. İzmit'e bu acıyı yaşattı. Değerli birimlerin başında olanlar bu tür olay kazaların önlenmesinde insanlığa yardımcı olmalılar. Pek çok hatalar yıllardır var. En son günlerde de yaşadık. Son bulmasını diliyorum" dedi.
'NET KAYIPLAR ORTAYA HİÇBİR ZAMAN KONULAMADI'
İzmit Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Haluk Cem Gökmen ise "Türk Denizcilik tarihindeki en büyük faciası olarak yaşanan olay, maalesef genişliği çok dar olan İzmit Körfezi gibi bir yerde birbirine çok yakın 2 kıyı arasında yaşanmıştır. Net kayıplar ortaya hiçbir zaman konulamamıştır. Buraya 1 Mart 1958 ile ilgili bir anıt rica ediyoruz" diye konuştu.
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet de acıların hale taze olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Kaç yıl geçerse geçsin unutmamak, unutturmamak, aynı ihmallerin başka alanlarda da yaşanmaması için bu farkındalığı her zaman diri tutmak, kaybettiğimiz canlara vefamızın ve onların acısını her daim hissettiğimizin de bir göstergesi olsun istiyoruz. Geçen 66 yıla rağmen acımız hala çok taze."
'SİYASET GÖZETMEKSİZİN NE YAPILMASI GEREKİYORSA HAZIRIZ'
Anıt talebiyle ilgili de konuşan Hürriyet, "Bu alan bize ait değil, büyükşehir belediyesine ait ama bu konuda el birliğiyle, siyaset gözetmeksizin ne yapılması gerekiyorsa anıtsa anıt ya da başka türlü bir şey, biz her zaman sorumluluk bilinciyle hareket etmeye hazırız. Büyükşehir belediyesi ile iş birliği yapmaya hazırız. Biz bu acıyı unutturmamak ve her daim bu sorumluluğu hatırlatmak için bir belgesel oluşturmuştuk. Özellikle o dönemden tanık olan, hayatta olan büyüklerimizin yaşadıklarını kayda almıştık. Onlar yitip gittiğinde bu anılar unutuluyor ve sonra tarihin tozlu raflarına karışıyor. Bunun için oluşturduğumuz belgeseli her dönem yayınlıyoruz ki hafızalarımıza olsun, canlarımız her daim analım diye" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından denize çelenk ve karanfil bırakıldı.