CHP’li Özgür Karabat, yaptığı açıklamada YSK’nin oy pusulası ihalesine değinerek, pusulaların adetle değil ton bazında ihale edildiğini söyledi. Geçmiş seçimlerde yaşanan tartışmaları da hatırlatan Karabat, YSK’nin depoları olmasına rağmen oy pusulalarını Devlet Malzeme Ofisi’nin deposunda sakladığını ileri sürdü. Karabat, “Seçim mevzuatına göre DMO’nun yasal bir görevi veya sorumluluğu yok. Oy pusulalarının başına bir iş gelirse hesabını DMO’nun depo bekçisine mi soracaksınız?” dedi. Hükümetin yerli ve milli söylemleri üzerinden liralaşma stratejisi yürüttüğüne de değinen Karabat, YSK’nin ihalelerini euro ile yapmasını eleştirdi. İhale ayrıntılarının yayınlanmadığının belirtildiği açıklamada YSK eliyle 18 sözleşme yapıldığı ancak ortada hiçbir ihale olmadığı da vurgulandı.
Sorumluluğu yok
“AKP’nin çökerttiği Anayasal kurumlar arasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da yer alıyor. Seçim için oy pusulası ihalesi yapılıyor ama büyük soru işaretleri var” diyen Karabat, “YSK’nın faaliyet raporlarına baktığımızda, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) üzerinden filigranlı oy pusulası ve zarf kağıt alımlarının yapıldığını görüyoruz. Toplamda 3 bin 450 ton ve 18 bin top alım için ihale yapılıyor. Matbaacılıkta çoğunlukla kilogram hesabı ile işlerin yürüdüğünü biliyoruz. Ancak söz konusu oy pusulası olunca orada duracaksınız. Burada alımı yapılan binlerce tonluk kağıttan kaç adet oy pusulası çıkar? Bunların sayımı ve denetimi nasıl yapılır? YSK’nin mühürsüz oy skandalını unutmadık. Halka güven verici adımlar atılması gerekirken yine farklı yollara sapılıyor. Mesela, YSK’nın kendi depoları olmasına rağmen seçimde kullanılacak malzemeler DMO’nun depolarında saklanıyor. Seçim mevzuatına göre DMO’nun yasal bir görevi veya sorumluluğu yok. Oy pusulalarının başına bir iş gelirse hesabını DMO’nun depo bekçisine mi soracaksınız? Ya da fazladan basılan pusulaları buralarda mı saklayacaksınız?” diye sordu.
Vurucu nokta
YSK’nin 2021 faaliyet raporlarında 2021 yılında kamu zararı oluşmadığının yazdığını belirten Karabat, “Evet, yıl bitmeden karara bağlanmış ve kamu zararı yok deniyor. Sayıştay denetimi bile olsa, aynı yıl böyle bir karara varması söz konusu olamaz. Ve geldik vurucu noktaya. Kamu idarelerince hazırlanan faaliyet raporlarında, üst yöneticiler güvence beyanı vermek zorundadır. Ama YSK’de böyle bir beyan yok. YSK yöneticileri bile kendi raporlarına güvenmiyor. YSK yönetimi adil ve güvenilir bir seçim ortamı oluşturması gerekirken ne işlerle uğraşıyor görüyorsunuz. Şunu kesinlikle unutmasınlar. Hukuk yerine siyasi talimatla hareket edenler elbet bir gün hesabını vereceklerdir. Ne kadar oyun yaparsanız yapın, bu oyunların sonuna gelindi. Oyları sizlere çaldırtmayacağız. Millet İttifakı seçimleri kazanacak ve adalet yerini bulacak. Halkımızın kuşkusu olmasın” dedi.