Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda Bakırköy Kent Savunmasının çağrısı ile bir araya gelen vatandaşlar, Narin başa olmak üzere, tüm çocuk katilleri ve istismarcılar için ses yükseltti. Diyarbakır’ın Tavşanlı köyünde yaşayan ve kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bir çuval içerisinde dere yatağında bulunan Narin Gürhan’ın katledilmesinden iktidarın sorumlu olduğunu belirten Zuhal Kaygısız, “Narin binlerce çocuğun sesi olacak. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz” dedi. Narin’in 2013 yılında Ensar Vakfı’nda 45 çocuğun istismar edilip, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ‘Bir kerecikten birşey olmaz’ dediği gün katledildiğini savunan Kaygısız, “Narin, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur kurucusunun kızı 6 yaşındayken 26 yaşında tarikat üyesi ile evlendirildiği gün öldü. Dönemin Adalet Bakanı, ‘Çocuğun rızası' dedi. Narin Adalet Bakanı bunu dediğinde katledildi. 2018'de Giresun'un Eynesil ilçesindeki evinin önünde yaralı olarak bulunup kaldırıldığı hastanede ölen, günlerce çocuğunun katili üzerinde duran babanın, 'Ankara’da bir güç, adaletin üstünü tıkamaya çalışıyor’ dediği gün katledildi. 2018 yılında Ağrı'da kaybolan ve cansız bedenine ulaşılan Leyla Aydemir olayının aydınlatılmadığı gün öldü. Narin, 4 yıldır kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku’nun kaybolduğu gün öldürüldü. Narin İstanbul sözleşmesi kaldırıldığı gün katledildi” suçlamasında bulundu.
100 bin çocuk kayboldu
İstanbul Sözleşmesi’nin kadını ve çocuğu koruyan uluslararası bir sözleşme olduğunu ve iktidar tarafından kaldırıldığından beri sokaklarda bağırdıklarını belirten Kaygısız, “Bu iktidar tarikatlarla aynı masaya oturarak HÜDAPAR’a peşkeş çekti kadınları ve çocukları. Ekonomik zorluklara sıkıştırılmış emekçi kadının, eğitim alamamış çocuğun kendini tarikatlara teslim ettiği zihniyet kutsal aile olamaz. Her gün bir kadının öldürüldüğü bir coğrafya da kutsal aileden bahsedemeyiz. Defalarca kez girdiğim mahkemeleri kravat taktığı için iyi hal, gelecek indirimi alan, tahrik indirimi alan kadın tecavüzcüleriyle, googleye girip ne kadar ceza alırım diyen çocuk katilleri ve tacizcileriyle doldurdu” diyerek, Türkiye’de son 8 yılda 100 bin çocuğun kaybolduğunu, Narin’in de bunlardan biri olduğunu belirtti.
Katiller cesaret alıyor
Tıpkı son günlerde artan hayvan katliamları gibi çocuk ve kadın katillerinin ‘nasıl olsa ceza almayız’ diyerek siyasi güçten cesaret aldığını savunan Kaygısız, “Erkekler elindeki güçlüyü ve suçluyu kayıran adalet sistemi nedeniyle katiller ya hiç ceza almıyor ya çabucak salıverilerek cinayetlerine devam ediyorlar. 20 küsür yıldır siyasi iktidarın halkı bilerek cahilleştirme, sapkın tarikatların eline bırakma projesi ile ne yazık ki çocuk ve kadın cinayetleri çoğalıyor. Ve ne yazık ki din, siyaset ve suç üçgenini bunların üzerini örtüyor” dedi. Narin’in yaşadığı Diyarbakır Tavşantepe’de yaşayanların suskunluğunun adeta Türkiye’nin mikro modeli olduğunun altını çizen Zuhal Kaygısız, “Bu coğrafyada bu ruh hali ile nasıl yaşayacak, hayatımızı nasıl devam ettireceğiz? Devlet dediğimiz yapı kişiler ve kurumlarından oluşur. Devlete inancımız kalmadı. Koltukların mevkilerin hesabıyla ülkede adaletin yok olduğunu, Narin’in cansız bedeninin 19 gün suda kalmasından biliyoruz. Doğru ve ve adil bir mekanizma tesis etmeden bu toplumsal çürümüşlük yok edilemeyecek” açıklamasını yaptı.