2 Haziran’da yapılması öngörülen CHP Bakırköy Kadın Kolu Başkanlık seçimine yeniden aday olan Hamide Yazıcı, 4 buçuk yıllık görev süresinin neredeyse üç yılının pandemi ile geçtiğini, herkesin eve kapandığı bir dönemde alanlarda olduklarını, ardından yaşanan deprem, yangın ve sel gibi ülke genelinde yaşanan felaketlerde de Bakırköy’ü ülkenin her köşesinde gururla temsil ettiklerini belirtti. Görev süreci boyunca ayrıca yerel ve genel seçim olmak üzere 5 büyük seçim geçirdiklerini belirten Yazıcı, “Amacımız ülkenin aydınlık yarınları için hep birlikte çalışmak” dedi. Üstlenmiş olduğu sorumluluğun bilinci ile, kadın kolu başkanlığını severek, isteyerek ve yorulmak nedir bilmeden, her zorluğa göğüs gererek partisi için en iyi şekilde yaptığına ve layıkı ile yerine getirdiğine inancının tam olduğunu belirten Hamide Yazıcı, örgütünden gelen yoğun istek ve talep üzerine yeniden aday olduğunu açıkladı.
OLUMLU CEVAP ALDIM
2020 yılı öncesi Nebahat Civan yönetimindeki Kadın Kolları Başkanlığı’nda görev aldığını ve yaptığı çalışmalar neticesinde yine örgütünden gelen talepler üzerine aday olduğunu söyleyen Yazıcı, görev aldığı süre içerisinde yaptıkları çalışmaları anlattı. Hamide Yazıcı,, kendisi ile ilgili sağda solda bazı iddiaların dolaştığını da dile getirerek, öncelikle aday olduğu 2020 seçimlerinde yaşadığı tecrübelerle hiçbir dostunu ve arkadaşımı yıpratmayacağına söz vererek yola çıktığını söyledi. Yazıcı, görev aldığı ilk dönemde yaşanan pandemi nedeniyle ülke genelinde evlere kapanıldığı halde, kadın erkek yönetimdeki tüm arkadaşlarının yardımı ile ihtiyacı olan herkesin yanında olduklarını belirtti. Yazıcı, hiyerarşi gereği önce ilçe başkanı sonrasında da belediye başkanıyla konuştuğunu ve ikisinden de olumlu yanıt aldıktan sonra adaylığını açıkladığını ifade etti.
KİTAPLARIMIZI YAKTILAR
95 senesinde ani bir rahatsızlık geçiren eşini henüz 37 yaşındayken kaybettiğini ve geçmişi on yıla dayanan okul dernekleri başkanlığıyla özel sınıflarda okuyan özel çocuklarla vakit geçirdiğini anlatan Yazıcı, bu şekilde yeniden hayata tutunduğunu söyledi. Yazıcı, “İyi bir solcu olan eşimin sağlığında dönem dönem büyük sıkıntılar yaşadık. Bunu da ‘Hamide çok solda değil’ dedikleri için anlatıyorum. O dönemlerde evimizde Ecevit'in kitapları var diye bize soba yaktırdılar ve tüm kitaplarımızı sobaya attırdılar. Sağ sol davasında yaşadığımız sıkıntılı dönemlerin ardından, kendim de üzüntüden kanser rahatsızlığı geçirdim. İlaçlardan dolayı saçım döküldü ve badana takıp gezdim. Şimdilerde ise o dönem bandana taktığım için benim öncesinde başörtülü olduğum konuşuluyormuş. Öncelikle şunu söyleyeyim ki yakın ailemde de birçok başörtülü var ve başörtüsünden gurur duyuyorum. Yönetimimde olan Hatice hanımı yanıma aldığımda da asla başörtüsü var diye bakmadım. Şunu da biliyorum ki, biz son seçimleri o başörtülüler sayesinde kazandık” diye konuştu.
KIRDIĞIM İNSAN YOK
Görev süresinde de her zaman alanlarda olduğunu, sabah 6:30’da kalkıp evinin işlerini yaptıktan sonra işi olsun ya da olmasın ilçe başkanlığına gittiğini, sonrasında da meydanlarda olduğunu ifade eden Hamide Yazıcı, “Hakkımda; Bülent Kerimoğlu’nun adamı. Kerimoğlu’ndan 50 bin lira para almış gibi söylemler dolaşıyor. Hayatımda kırdığım insan yok gibidir. Bunun sıkıntılarını yaşasamda, çocuklarıma verdiğim tek öğüt büyüklerinize saygısızlık etmeyeceksiniz. Göreve geldiğimde Bülent Kerimoğlu başkandı. Bakırköy’de bunun sıkıntısını yaşarken, birçok arkadaşım İYİ Parti’ye oy verdi ve o dönem tukaka oldum. Benim hayatım Cumhuriyet Halk Partisi. Kişilere değil, partime oy veriyorum. 60 yıllık Bakırköylüyüm ve buna rağmen konuşulanlar hoş değil. İyi ki hayatıma girmiş dediğim Celal Sevinç başkanımdan da çok şey öğrendim. Celal başkanım rahatsızlığı nedeni ile beni ve mevcut ilçe başkanımız Gizem Başaran Arslan’ı yanına çağırarak ‘ele ele verin bu ilçeyi yürütelim’ dedi ve o dönem Bülent başkanla arası kötüydü. O dönem ilçe yöneticisi olan Caner Kılıç’da büyük bir özveri ile bizimle çalıştı. Ayrıca o dönem başkanımız Bülent Kerimoğlu ile en çok kavga eden de bendim. İlçe için nakti bir yardım alamasam da, kahvaltılık alanlarını aldım. Kahvaltılar düzenledim ve elde ettiğimiz gelirle çalışanlarımızın ve ilçemizin giderlerini karşıladık. Hayatımda bir kez nakit olarak 3 bin TL aldım. Onu da kendisi zarfın içine koymuş bana verdi. Bende kendisine teşekkür ederek ‘Başkanım lütfen sayarmısınız, üzerine de yazarmışsınız’ dedim. O parayı da Osmaniye Mahallesi’nde yaptığımız çalışmalarında harcadık. Fişlerini de aldım kendisine götürdüm” dedi.
ERKEK SİYASETİ VAR
Kadın kolu yönetiminde maaş alanlar olduğunu ancak kendisiyle ilgili kimsenin tek laf edemeyeceği gibi teklif de edemeyeceğinin altını çizen Hamide Yazıcı, “Evet kabul ederim ancak, o para kadın kolu çalışmaları için kullanılmak üzere olursa kabul ederim. Ben geçimini sağlayan, kendi maaşı olan, çoluk çocuğunu hayata hazırlamış biriyim. Böyle dedikodularla kimse Hamideyi yıpratamazsınız” dedi. Gerek ilçe, gerek il, gerekse ülke genelinde Ekrem İmamoğlu nerede bir etkinlik yaptıysa yönetim olarak mutlaka katıldıklarını, etkinliklere giden otobüslerdeki 3 kişiden ikisinin mutlaka kadın kolu yönetiminden olduğunu söyleyen Yazıcı, yaptığı özverili çalışmalardan dolayı gelen talepler üzerine yeniden aday olduğunu söyledi. Yazıcı, “Burada erkek siyaseti var ve bu beni rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.
GANİÇ'E TEŞEKKÜR ETTİ
Yaşananlardan dolayı üzüntüsünü dile getirerek, görev süresi boyunca yaptıklarını ve gece gündüz demeden sokaklarda olduklarını herkesin bildiğini söyleyen Hamide Yazıcı, sadece Bakırköy özelinde değil, kendilerine ulaşan başta Bağcılar olmak üzere başka ilçelere de, hatta Erzincan’dan Adana’ya kadar ellerinden geleni yaptıklarını söyleyerek, elini üzerinden hiç çekmeyen dönemin başkan yardımcısı Cavit Ganiç’e, kadına şiddet davalarıyla ilgili kendilerine ücretsiz destek veren Avukat Cem Özbey’e, gerek Ramazan ayında gerekse ihtiyaç anında erzak kolisi ve destek kartı yardımından bulunan oğluna ve ilçe yönetimine de ayrıca teşekkür etti.
EMEKÇİ KADINLARI ZİYARET ETTİK
4 buçuk yıllık görev süresinde yaptıklarını da başlıklar halinde sıralayan Hamide Yazıcı, “Pandemi döneminde kovid olan hastalar için evlerimizde yemek yapıp ulaştırdık. 15 mahallemizde maddi durumu iyi olmayan gençlerimizi tespit ettik, gıda, giyim, ev eşyası, kırtasiye ve okul ihtiyaçlarını karşıladık. İhtiyacı olan komşularımıza alışveriş kartları da vererek sorunlarını kısmen de olsa gidermeye çalıştık. Sağlık problemi olan hastaların hastanelerde ücretli veya çeşitli bağışlarla tedavilerini yaptırdık. İstanbul sözleşmesinin kaldırılmasına ‘Hayır’ diyerek tepkimizi gerek ilçe başkanlığımızda yaptığımız basın açıklamalarıyla, gerek il başkanlığımızda ve gerekse ülke genelindeki alanlarında partili partisiz kadınlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, platformlarla bir araya gelerek ‘“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır‘’ şiarı ile tepkimizi dile getirdik, mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, İstanbul Sözleşmesi Kampanyası ile birleştirerek sivil toplum örgütleri ve 39 ilçe kadın kolu başkan ve üyeleriyle birlikte Bakırköy Özgürlük Meydanında dövizlerimizle, şiirlerimizle, türkülerimizle ve kadınlara dair tiyatral gösterilerle andık. Bölgemizde olan fabrika ve tekstil atölyelerine giderek emekçi kadınlarımızı ziyaret ettik, çam sakızı çoban armağanı küçük hediyelerimizi sunduk. Ülkemizde yaşanan deprem felaketlerinde anında organize olarak battaniye, yorgan, giyim eşyası, çocuk maması, çocuk ve kadın hijyen malzemeleri dahil olmak üzere gıda malzemeleri gibi acil ihtiyaç malzemelerini zaman zamanda deprem bölgelerine giderek kendi ellerimizle depremzedelere bire bir ulaştırdık” dedi.
HERKES İŞİNİ YAPSIN!
Son olarak yapısı gereği insan öteleme sevmediğini, göreve başladığı dönemde oluşan ’Sarı liste, beyaz liste’ tartışmalarına son verdiğini, kadın erkek fark etmeksizin hep birlikte çalıştıklarını ancak kadın Kolu başkanlığı için ortalıkta gezenlerin erkekler olduğunu savunan Hamide Yazıcı, konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı. “Benim işim insana dokunmak. Bunu da yapabiliyorum gibime geliyor. Büyük bir zevkle yapıyorum. Akşam yastığa kafamı koyunca kaç kişiye dokundum, kimin gönlünü aldım ya da kırdım mı acaba diye düşünürüm. İlçeye gelen bir büyüğümü aşağıya kadar indiririm. Bundan sonra kadın kolu başkanı olup olmamam çok önemli değil. Ben Bakırköy’e bir şeyler bıraktım gibime geliyor. Adayım ve kazanacağıma inanıyorum. Keşke aileleri yarıştırmadan, içine de erkek siyasetini sokmadan bir yarışa girseydik. Kadınlar kendilerini idare edebilir. Hiç bir meclis üyesi arkadaşımın yardımını istemiyorum. Şu an yönetimimde olan meclis üyesi Meltem Bekaroğlu’nun da yeni dönemde buradaki görevi bitiyor. Herkes işini yapsın. Hiç bir meclis üyesinin kadın kolu seçimi için orayı burayı aramak gibi bir görevi yok. Bugün gelinen süreç de, 31 Mart seçimlerinde bazı meclis üyelerine destek vermediğim içinmiş gibi konuşuluyor ki, seçilenlerin bir çoğuna da destek verdim. Meslek hanesinde bir şey olmayanlara oy da vermedim.”