Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Ara
Damga Gazetesi İstanbul Haberleri Kemal Kılıçdaroğlu: Hz. Hüseyin’e ağlayanlardan olup, Yezid gibi davrananlardan da değiliz

Kemal Kılıçdaroğlu: Hz. Hüseyin’e ağlayanlardan olup, Yezid gibi davrananlardan da değiliz

Aşura Matem Merasimi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hz. Hüseyin Kerbela’da adaleti temsil ediyordu ve elbette bizler Hz. Hüseyin’in Kerbela’da temsil ettiği adaletten yanayız” dedi.

Okunma Süresi: 5 dk

İstanbul, Halkalı’da gerçekleşen Aşura Matem Merasimi'ne CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra birçok belediye başkanı, kaymakam, sivil toplum temsilcileri katıldı.

Aşura Matem Merasimi’nde konuşan İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“Aşure mateminin derin acısını paylaşıyorum. Kerbela’da şehit olan ehli- beyti rahmetle anıyorum.  İslam, mazlumlara sahip çıkmayı öğütler. Kardeşliği, barışı öne çıkarır. Bu topraklar üzerinde hepimiz biriz ve kardeşiz. Toplumu kutuplaştıranlara, kardeş kavgası çıkartmaya çabalayanlara asla ve asla izin vermemeliyiz.



BU ACI KAPLERİMİZDEN ÇIKMAYACAK

Ehli beyte olan sevgimiz ve saygımız; zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı öğütleyen inancımız bizi her zaman birbirimizde daha da yakınlaştıracak ve güçlendirecektir. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in torunu ve yakınları için dökülen o yaşlar, o hissedilen derin acı hem Şii hem Caferi hem Alevi hem de Sünni tüm yurttaşlarımızın ortak duygusudur. Siz Caferi kardeşlerimiz için ayrı bir acı ayrı bir matemdir, bunu biliyoruz. Kerbela’nın acısı bin yılı aşkın süredir kalbimizden çıkmamış ve asla çıkmayacaktır. Sevinçlerimiz gibi acılarımız da bizleri yakınlaştırıyor, güçlendiriyor. Ortak bir geçmişi paylaşıyoruz. Daha da güzel bir geleceği de yine birlikte paylaşacağız. Bu topraklarda barış ve kardeşliği ve o güzel iklimi daima koruyacağız.


İBB’DE İNANÇ MASASINI KURDUK

Üç yıla aşkın süredir İstanbul’da herkese eşit duran bir yerel yönetim olma gayreti içindeyiz. Farklı inanç gruplarının sorunlarına çözüm bulmak için inanç masasını kurduk. Din görevlileri ve gassallar artık belediyemizde Caferi vatandaşlarımız için de görev yapıyor. Çünkü biz İstanbul’da yaşayan , vergisini veren her insana hizmet sunmakta yükümlüyüz. Caferi kardeşlerimizin ibadethaneleri, sosyal mekanları hiçbir ayrımcılık olmadan eşit hizmet ilkesi ile karşılanmalıdır, bunun farkındayız.

Sözlerimi bitirirken Hz. Hüseyin’i ve Kerbela olayında şehit edilen tüm canları bir kez daha saygıyla, rahmetle yad ediyorum ve dua ediyorum: Allahım bir daha bize, İslam alemine, insanlığa böyle acılar yaşatma, gösterme diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”


GÜNÜMÜZÜN YEZİDİ ANLAYIŞINA ‘AMA, ANCAK, FAKAT’ DİYEREK MEŞRUİYET KAZANDIRMAMALIYIZ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde

“Sevgili dostlarım, tüm farklılarımıza rağmen Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının şahadetlerinden duyduğumuz acı ve onların aziz hatıralarına beslediğimiz saygı bizi bugün burada buluşturdu. Ben de bu çatı altında acı ve saygı kavramları ışığında Kerbela’ya nasıl baktığımı, Kerbela’ya baktığımda neleri gördüğümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Kerbela’da yaşanan sevgili peygamberimizin vefatından yaklaşık yarım asır sonra çok sevdiği torunun katledilmesidir. Kerbela’nın bir diğer önemli boyutu bu katliamın bizzat sevgili peygamberimizin yolundan gittiğini savunanlarca gerçekleştirilmiş olmasıdır. Kerbela’da sadece Hz. Hüseyin’in ve 72 arkadaşının toprağa düşmüş cansız bedenlerini değil, katledilenler ve katledenlerin insani ve ahlaki tercihlerinin bir bütün olarak Kerbela’ya baktığımızda sevgili peygamberimizi bir muhayyel olarak görüyoruz. Çünkü Kerbela’da hak gelince yok olan batıl, yeniden uyandırılmış dinimizin, devletimizin temel ilke kabul ettiği ve en güzel örneklerini sevgili peygamberimizin sünnetinde gördüğümüz adalet yok sayılmıştır.



KERBELA’NIN MESAJI

Kerbela sadece İslam tarihinin değil, insanlık tarihinin de en büyük trajedilerinden birinin adı olsa dahi kendisinden çıkartacağımız sonuç kin ve intikam değil, mutlak anlamda adalet ve kardeşlik olmasıdır. Hz. Hüseyin Kerbela’da adaleti temsil ediyordu ve elbette bizler Hz. Hüseyin’in Kerbela’da temsil ettiği adaletten yanayız. Hz. Hüseyin’e ağlayanlardan olup, Yezid gibi davrananlardan da değiliz. Kim olursa olsun, kimden yana olursa olsun, hangi inanca, mezhebe, etnik kimliğe sahip olursa olsun Yezid gibi davrananlardan değiliz, olmayacağız, olmamalıyız.


ZİHNİ BİR ÖZGÜRLEŞMEYE YÖNELMELİYİZ

Hz. Hüseyin, ‘Ben zulme karşı adaletin savaşını verirken, kendisi zalim olan birisinin bu harekete katılmasını istemiyorum’ demiştir. Bu sözün, günümüz İslam dünyasındaki karşılığı şudur: Her türden haksızlığa, her türde şiddete, her türden adaletsizliğe, eşitsizliğe karşı birlikte davranmalı ve birlikte karşı çıkmalıyız. Haksızlık, adaletsizlik, eşitsizlik kimden gelirse gelsin ve kimden kaynaklanırsa kaynaklansın hep birlikte karşı çıkmalıyız. Günümüzün Yezidi anlayışına ‘ama, ancak, fakat, lakin’ diye başlayan cümleler kurarak meşruiyet kazandırmamalıyız. Şehit düşeceğini bile bile yolunu muktedir olandan ve gücü ve iktidarı elinden bulundurandan ayırarak Hz. Hüseyin’e katılmaktan tereddüt etmeyen, hür şehit gibi zihni bir özgürleşmeye yönelmeliyiz.



İSLAM DÜNYASINDA HOŞGÖRÜYÜ BÜYÜTMELİYİZ

Bir Müslümanın açlığı, esirliği, yoksulluğu, çaresizliği tüm Müslümanlığın açlığı, esirliği, yoksulluğu, çaresizliği demektir. Komşusu açken, tok yatmama ilkesi sadece beslenme ile bir durumun reddiyesi değildir. Bu reddiye bir Müslümanın her türden mağduriyetin, bir Müslümanın kör, sağır, dilsiz olmayacağını da bizlere anımsatır. Komşumuz açken, mağdurken susamayız. Haksızlık karşısında susup, dilsiz şeytan olmayı tercih edemeyiz. Hür şehit, haksızlık karşısında susup, dilsiz şeytan olmayı reddetmişti. Susmamalıyız ve İslam dünyasında öfkeyi değil hoşgörüyü büyütmeliyiz. Bunu başardığımızda Hz. Hüseyin’in hala akmaya devam eden kanını durdurabilir, onu huzura kavuşturabilir, Kerbela’daki hüznü dağıtabiliriz. Bu noktada büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu cumhuriyetimizin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti kimliğinin tüm İslam dünyasına rehber olacağına inanıyorum. Cumhuriyetimizin, demokrasiyle taçlanacak ikinci yüzyılının Kerbela’da hala akmaya devam eden kanın durmasına çok önemli katkılar sunacağını görüyorum.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *