Başkan Bozkurt, Halkla İlişkiler Müdürlüğü ve Basın Yayın Müdürlüğünde reklam giderlerinin fazla olduğu şeklindeki konuşmaları da belgelerle yalanladı. “Görevi devraldığımda Basın Yayın Müdürlüğü’nde 23 kişi fiilen çalışıyordu.” diyen Başkan Bozkurt şunları söyledi: “Bunun dışında Esenyurt Belediyesi Personel Anonim Şirketi (ESPAŞ) üzerinden saha ekibi olarak 9 kişi ayrıca çalışıyordu. Kadroları başka yerde görünen İki tane grafiker ve ressam arkadaşımız da bu birimde görev yapıyordu. Bu sayıları topladığımızda 34 kişi yapıyor. Bunlar Esenyurt Belediyesi’nin bütçesinden hukuki olarak para alan ve Basın ve Yayın Müdürlüğünde çalışan kişiler. Bunun dışında yine o dönem çalışan arkadaşların bize ifade ettiği şekliyle 8 ayrı arkadaşı daha eklediğimizde çalışan sayısı 42’ye çıkıyor. 5 kişi çalışıyormuş biz geldiğimizde bu sayıyı 32’ye çıkarmışız! Arkadaşlar bu külliyen yanlış 5 değil 42 kişi. 40 yılı aşkındır burada oturuyorum kimin ne yaptığını biliyorum. Hangi belediye başkanının hangi belediye başkan yardımcısının, hangi meclis üyesinin arkasında kaç tane fotoğrafçı dolaştığını ben yaşayarak gördüm. Aklımızla alay etmeyin bari! Hadi 15 deyin,18 deyin, 22 deyin. Doğruları söyleyin. 5 kişi çalışıyordu diyorsunuz 42 kişi çıkıyor.” Geçmiş dönemlerde Basın ve Yayın Müdürlüğünde yapılan harcamalara da değinen başkan Bozkurt, “2015 yılında harcanan o zamanki para 10 milyon 800 bin ama bugünkü değeri (yeniden değerlendirme ile) 23 milyon 500 bin lira. 2016 yılında 9 milyon 752 bin lira. 2017 yılında 8 milyon 988 bin lira. 2018 yılında 17 milyon 182 bin lira. 2019 yılında 8 milyon 400 bin lira; 8 milyon 400 bin liranın yaklaşık 7 milyonu ilk 3 ayda harcanmış. Geri kalan bizim dönemimizde 8 ayda 1 milyon 800 bin lira, 2020 yılında da 2 milyon 661 bin lira harcamışız. Halkla ilişkiler ve basın yayının toplam harcadığı para. Bilginize sunuyorum, değerlendirmesini sizlere bırakıyorum”
Neden rahatsız oluyorsunuz?
“Bir elin verdiğini diğer el görmez” diyen Başkan Bozkurt, belediyenin sosyal yardımlarını eleştiren AKP’li Meclis Üyelerine “Ben vatandaşın evine koli gönderiyorsam, süt gönderiyorsam, peynir gönderiyorsam ya da soğan, patates gönderiyorsam bunun neresinden rahatsız oluyorsunuz anlamıyorum ki? Beni bir tane vatandaşa bir şey verirken, bir koli verirken gördünüz mü? Bir elin verdiğini diğer el görmez. Vatandaşların bir tanesinin dahil fotoğrafını çekmedik ama meydanda 2 tır patates soğan dağıttınız bir kere dizildiniz böyle vatandaşı da sıraya soktunuz” diyerek tepki gösterdi.
Büyükşehirler bizi takip etmeye başladı
Üreticiden tüketiciye aracısız sağlıklı gıda projesiyle ilgili yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Başkan Bozkurt şunları ekledi: “Üreticiden tüketiciye niye alıyorsunuz? Niye esnafa dağıtmıyorsunuz? Hepsi paralel yürüyor arkadaşlar. Şimdi yine gururla söylüyorum. Türkiye’de ilk üreticiden tüketiciye aracısız gıdayı biz aldık. Bizden sonra büyükşehirler ve belediyeler bizi takip etmeye başladı. Ardından da Tarım Bakanlığı takip etmeye başladı. Gazanfer bey dedi ki suçtur hemen 2 gün arkasından Tarım Bakanlığı yapmaya başladı aynı şeyi. Süt neden dağıttık? Kuru gıda neden dağıttık? Biliyorsunuz meseleyi, o zaman söylemesin arkadaşlar, aynı şeyi sormasınlar. İkisi ayrı şey, burada çıkıp bunun cevaplanacağını bile bile orada konuşmak bir şeyi değiştirmez. Çıkıp burada ‘Efendim niye Esenyurtlulardan satın almıyorsun?’ diyorsunuz. Çünkü sütü üreten bir tane market yok. Bizim vatandaşların evlerine kadar gidip süt dağıtmamızın ne sakıncası olabilir ya! Niye rahatsız oluyorsunuz bundan anlamıyorum ki? Ben vatandaşın evine koli gönderiyorsam, süt gönderiyorsam, peynir gönderiyorsam ya da soğan, patates gönderiyorsam bunun neresinden rahatsız oluyorsunuz anlamıyorum ki?”
Paris'i mi devrettiniz?
Mayıs ayı olağan meclis toplantısında gündem dışı soruları da yanıtlayan Başkan Bozkurt, 2 yılda bütün sokaklarda sorun var şeklindeki konuşmaları değerlendirdi. Başkan Bozkurt, “Sokaklarda sorun var? 2 yılda bütün sokaklarda sorun var! Nasıl sokak yaptınız? Her şey böyle güzel güzel bize Paris Belediyesi’ni devretmişsiniz, gelmiş burada İngiltere’deki bilmem hangi mahkemede sanki soru sorar gibi soru soruyorsunuz. Bırakın bunları arkadaşlar! Nerede olduğunuzu, ne devrettiğinizi lütfen unutmayın” dedi.
KÖTÜ BİR TABLOYU DEVRALDIM!
“380 milyon TL borç ödedik. Bir dahaki dönem biz buna önlem almazsak kazanırsanız da bu işi yapamazsınız ki! Yönetemezsiniz. Yönetilemez arkadaşlar kim kazanırsa kazansın. Bunun disipline edilmesi lazım. 600, 700 milyon lira ya da 1 milyar lira bütçesi olan bir yerin, 4,5 milyar borcu ya da 2 milyar borcu olmaz! Ben Esenyurt Belediyesinin sabit kıymetlerini satarak bu işin çözülmesini doğru bulmuyorum. Turgut Özal Stadı’nı kullanamıyoruz. Devlet bizi oradan çıkardı. Olacak iş değil! Spor salonu yapmışız, polis eşliğinde çıkardılar. Bu olacak iş değil arkadaşlar, bu doğru değil. 1/5000’lik planlarımız iptal. Niye diyorum kötü bir tablo aldım, 1/5000’lik planı iptal olan, 2 tane planımız var 2’si de iptal. 2 senedir bununla uğraşıyoruz, bunlarla uğraşıyoruz. Şimdi bu enkazı temizlememiz lazım. 160 tane yürütmeyi durdurma kararı var. 160 tane arkadaşlar! 1 tane değil, 2 tane değil. Bu nasıl bir yönetim olduğunu, nasıl bir geçmişi olduğunu gösteriyor. Bakın benim bireysel görüşüm değil, benden bağımsız, bizden bağımsız mahkemelerin aldığı kararları söylüyorum size. Envanterimiz yok. Sabit kıymet envanterimiz değil, hiçbir konuda yok. Bizim arşivimiz yoktu yeni oluşuyor. Bir belediyenin arşivi olmaz mı? Ama yok. Geldiğimden beri evrakları taratıyorum. Gece, gündüz, hafta sonu, devamlı çalışıyorlar, dosya taratıyorlar. Olacak iş değil arkadaşlar bunlar ya. Kamulaştırma bedelleri, normalde muhasebe kayıtlarına işlenmesi lazım. Sırf borçlanabilmek için mevcut borçları kayıtlara almamışlar. 2.2 milyar borç nasıl oldu? Bir belediyenin bütçesinin dışında borçlanması mümkün değil ki. Kimin kesin teminat alacağı var, kimin yok pösteki gibi sayıyoruz, oradan o çıkacak, buradan bu çıkacak yeni yeni oluşturduk. Şimdi bunu ayıklamak, sorgulamak bile bir zaman arkadaşlar, 2 yılda ne yaptın diyorsunuz ya!”
