Zehirli kurşunun sadece olta balıklarıyla değil endüstriyel atıklarla da mavi sulara karıştığını belirten Prof. Dr. Altuğ çözümün farkındalıkla olabileceğini belirterek, "Amatör olarak avlanan kişilere bunun etkileri ne kadar çok anlatılır ne kadar çok farkındalık artarsa, onların yoğun olarak avlandığı ve kurşun düşürdüğü yerlerde toplanması kural haline gelirse bir nebze zararı azaltmış oluruz. Kurşunu denizden kontrolsüz bir biçimde toplayanların olmasının yanı sıra lokal olarak yoğun olduğu yerlerde düzenli toplayıcı sistemlerini kurulması çözüm olabilir." önerisinde bulundu.
Prof. Dr. Altuğ, "Özellikle kimyasal olarak toksik etkileri bulunan kimyasalların denize girmesi denizde bulunan bakterilerin bunlara karşı savunma geliştirmesine ve direnç kazanmasına yol açıyor. Dolayısıyla bugün kovid varken yarın da bu kadar çok kirleticiye, ağır metale direnç kazanmış süper güçlü bakterinin çıkmayacağını garanti edemez." uyarısını yaptı.
Ayda 100 kilodan fazla kurşun satışı
Sarıyer Sahili'nde olta malzemeleri satan Serkan Eser, kurşunun balıkçılığın olmazsa olmazı olduğunu ve insanların bir çapari takımı aldığı zaman yanında mutlaka bir kurşun aldığını ve ayda 100 kilodan fazla kurşun satışı yaptığını belirtti. Eser, "Sadece bulunduğumuz bölgeyi hesaplasak 15-25 ton çıkar. Bir kamyonla taşıyamazsın çıkan kurşunu. Kıyıdan 100 metreye kadar olta atabilirsin. Ben 50 metreye kadar dalabiliyorum. Açıkta çok daha fazla kurşun vardır. Ben profesyonel olduğum halde 4-5 tane koparıyorum. Acemiler çok daha fazla kurşun koparıyor" dedi.
Balıkçı Musa Özdemir ise, "Ayda bir kilo kurşun harcıyorum. Zaten bir kurşun 100 gram, 10 tanesi 1 kilo yapar. Daha fazlası bile harcandığı olabilir" şeklinde konuştu.
Amatör balıkçı Kemal Demir ise, "25 senedir boğazda balık tutuyorum. Kurşuna bir alternatif görmedim. Malzemecilerde de görmedim alternatifini. Denize bir zararı var mı hiç bilmiyorum" dedi.
DHA