İAÜ AFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan ve İAÜSEM Öğretim Görevlisi Hüseyin Özdemir’in önderlik ettiği ekip, başta Kastamonu’nun Bozkurt, Abana ve Çatalzeytin olmak üzere, sel felaketinin yaşandığı yerleşim yerlerinde saha incelemesi gerçekleştirdi.
İAÜ EKİBİNDEN TESPİT VE ÖNERİLER
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hüseyin Özdemir şunları söyledi: “Saha incelemesi sonrası ortaya çıkardığımız teknik tespitler ve bu tespitlerden yola çıkarak getirdiğimiz öneriler şöyle: Mühendislik tasarım parametrelerinin ve meteorolojik yağış istatistiklerinin ilgili bölgelerde tekrardan gözden geçirilmesi gerekiyor. Her şeyden önce akarsuların taşkın yatakları etrafında asla konut yapılmamalı. Bundan başka ‘ıslah çalışması’ adı altında akarsu yataklarının ve taşkın bölgelerinin daraltıldığını gördük. Bundan büyük bir hassasiyetle kaçınılmalı. Taşkın yatakları içerisinde ve yaklaşım sınırında kalan tüm ağaçlar kesilmeli ve belli periyotlarla gelişimleri kontrol edilmeli. Çünkü tomruklardan başka, selin gücüyle kökünden sökülen ağaçlar selin etkisiyle sürüklenmiş; nehir çıkışına yakın bir yerde mevcut köprülere takılarak baraj vazifesi görmüş. Son olarak akarsuların çıkış bölgesi hattında yıkılmaz, sürüklenmez ve malzeme sürümez bir ana kaya malzeme ile ıslah çalışması yapılmalı. Yerleşim bölgesinde ise yeterli nitelikte betonarme kanal yapılmalı.”
SON DURUM NE?
İAÜ AFAM Müdürü Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Şehir merkezlerine varıldığında AFAD başta olmak üzere tüm kurumlarımızın konuşlandığı ve çalışmaların organize bir şekilde devam ettiğini gördük. Bu çalışmalar ileri noktalarda arama kurtarma faliyetleri, daha yakın noktalarda ise cadde ve sokakların heyelan malzemesinden temizlenmesi ve zarar gören taşıtların şehir dışarısına çıkarılması işleriydi. Şehir merkezlerinde yerel merciler ile yapılan toplantılarda Türkiye’nin her yerinden fazlasıyla yardım geldiği ve halihazırda ihtiyaçlarının olmadığı hususunda bilgilendirildik. Selin etkileri kaldırıldığında, vatandaşların bir kısmı evlerine döndüğünde ve okulların açılma dönemi geldiğinde yani 2 ya da 3 hafta sonra ciddi bir yardıma ihtiyaçları olacağı bilgisini aldık.”
“KRİZ YÖNETİMİNDE İYİYİZ AMA ASIL ÖNEMLİ OLAN RİSK YÖNETİMİ”
Türkiye’nin kriz yönetiminde son derece başarılı bir düzeye geldiğinin bu olayla bir kez daha ortaya konduğunun altını çizen Prof. Dr. Altan, “Ancak kriz yönetiminden daha önemli ve daha hayati olan risk analizi ve risk yönetiminde henüz olması gereken düzeyde değiliz. Deprem, yangın ve sel gibi afetlerle sürekli karşı karşıya kalan ülkemizde afet risk analizi yapılmalı ve risk görülen bölgelerde gereken tedbirler alınarak afetlere hazırlanılmalı ve afet anında karşılaşılan zarar ve kayıplar en aza indirilmelidir. Bununla beraber yaptığımız saha gözlemlerinde tüm kurumlarımızın milletimiz ile beraber canla başla çalıştığını gözlemledik. Kurumlar arası iletişimin ve zamana karşı verilen mücadelenin daha kordinasyonlu olması için pek çok ülkede olduğu gibi Afet ve Acil Durum Bakanlığı adı altında yeni bir bakanlık kurulması bir öneri olarak değil ancak bir zorunluluk olarak ele alınmasını uygun görüyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.