DEVA Partisi Esenyurt İlçe Başkanı Halis Kahriman, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle Beylikdüzü Livello Otel'de düzenlediği kahvaltılı toplantıyla, gazetecilerle bir araya geldi. İstanbul Gazeteciler Dernek (İGD) Başkanı Mehmet Mert ve çok sayıda gazetecinin katıldığı toplantıda konuşan Kahriman, 8 Ocak 1996'da öldürülen gazeteci Metin Göktepe'yi andı. Türkiye'de çok sayıda gazetecinin gerçekleri yazdığı için öldürüldüğünü veya hapse atıldığını anlatan Kahriman, “Maalesef Türkiye'de basın özgür değil. Gazetecilik çok kutsal bir meslek ama insanlar bu mesleği layığıyla yaptığı zaman, gerçekleri yazdıkları zaman ya hapse atılıyorlar, ya darp ediliyorlar ya da tehdit ediliyorlar. Oysa basın dediğimiz şey yasama, yargı ve yürütmeyle beraber demokrasi için olmazsa olmaz bir dördüncü güçtür. Kamunun sesidir, vicdanıdır. Ama Türkiye'de buna izin vermiyorlar. Fakat biz söz veriyoruz. DEVA Partisi olarak gazetecilerin de derdine deva olmak için varız” diye konuştu.
Gazeteciler özgürce yazabilmeli
Gazetecilerin özgür bir şekilde haber yazabilmesi gerektiğini savunan Halis Kahriman, DEVA Partisi olarak Türkiye'deki her konuda özgürlükten yana olduklarını belirtti. Kahriman, “Önemli olan bir ülkedeki hukukun üstünlüğüdür. Bunun için mücadele ediyoruz. Ben ve teşkilatım ilk seçimlerde Esenyurt'ta DEVA Partisi'ni birinci parti yapacağımıza yürekten inanıyoruz. Türkiye'nin adaletli ve ilkeli bir partiye ihtiyacı vardır. Bunu da parti programına yazdık. Türkiye'nin sorunları var. Ama bu sorunlara karşı artık Türkiye'nin DEVA Partisi var. Biz 81 ilimizdeki, 7 bölgemizdeki herkesin derdine deva olmak için çalışacağız. Güzel, mutlu, huzurlu ve demokratik bir ülke için elimizden geleni yapacağız. Gazetecilerin özgürce haber yazabildiği bir Türkiye'yi mümkün kılacağız” dedi.
Siyasiler vicdanlı insanlar olmalı
Türkiye'de en büyük problemin siyasilerin vicdan sahibi olmaması olduğunu da savunan Kahriman, “Türkiye'nin problemi şu ki bütün siyasi partiler anayasalardan bahsederler. Ben de diyorum ki bu ülke artık anayasalardan bıktı. Bir de baba yasa getirelim. Bugün İngiltere'nin bir anayasası yok. ABD'nin de 8 maddelik bir anayasası var. Türkiye'de yüzlerce maddelik anayasa var da hangisi uygulanıyor? Türkiye'de anayasa uygulansaydı bugün Kavala, Selahattin Demirtaş içeride olur muydu? Olmazdı. İlk önce bu ülkeyi yöneten insanların vicdanı olmalı. Vicdan varsa yasa zaten uygulanmaya başlar. İlk önce siyasetçilerin vicdanlı olması gerekir. Türkiye'nin şu an durumu çok vahim. Ekonomi, özgürlük, adalet her konuda sınıfta kalmışız. Avrupa'da itibarımız kalmamız. İktidarın değişmesi şart. İktidarı değiştirirken de onun yerine gelecek siyasi parti iyi takip edilmeli. Eğer Türkiye bir kere daha benzer hataları yaparsa çok daha kötü şeyler yaşayabiliriz. Bu değişim sürecinde herkes çok dikkatli olmalı” ifadelerini kullandı.
Esenyurt eğitimde sınıfta kaldı
İlçe gündemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan DEVA Partisi İlçe Başkanı Halis Kahriman, Esenyurt'un eğitim anlamında ciddi sorunlar yaşadığını belirtti. Kahriman, “Şuan da Esenyurt'ta sınıfların ortalaması 75'lere kadar yükseliyor. Çok vahim bir tablo. Esenyurt'ta eğitimle ilgili üçüncü dünya ülkelerinin gerisinde kalmışız. Çocuklarımızın dünyadaki yaşıtlarıyla rekabet edebilmesi bu ortamda mümkün değil. Öncelikle eğitimi iyileştirmeliyiz. Bu anlamda ben de çok ciddi çalışmalar yaptım. Esenyurt'ta bu konuları gündeme getirdiğimiz için hatta Milli Eğitim Bakanı Esenyurt'ta 78 tane okula ihtiyaç olduğunu söyledi. Evet 78 okula ihtiyaç var. Ama her yıl da mutlaka 6 tane okul yapılması lazım. 6 okul yapıldığı zaman eğitim sistemi Avrupa sistemine yaklaşacak mı? Asla. Bu anlamda çok titiz, ciddi çalışmalar lazım. Belediyenin bu anlamda bir çalışması da yok. Esenyurt'ta 3 yıldır 1 tane okul yapılmamış. Ama bundan belediye başkanı sorumlu değildir. Bu bir devlet meselesidir. Ha mülki amir de bu konuda mücadele etmeli. Fakat netice itibariyle karar merci bakanlıktır. Biz DEVA Partisi olarak da bakanlığı Esenyurt'taki eğitim sıkıntısıyla ilgili harekete geçirmek istiyoruz. Velilerimize de sesleniyorum. Güç birliği yapsınlar. Esenyurt'taki bu eğitim sistemini protesto etmeleri gerekiyor. Çünkü çocuklarımızın, evlatlarımızın geleceği söz konusu. Onların geleceği için herkes sesini çıkarmalı” ifadelerini kullandı.
10 Ocak demek mücadele demek
Kahriman'ın düzenlediği kahvaltılı toplantıda konuşan İGD Başkanı Mehmet Mert ise ocak ayının gazeteciler için hüzün dolu bir ay olduğunu belirterek, ocak ayında öldürülen gazetecileri andı. Mert, “Her ocak ayında biz 3 önemli gazeteci için ağlıyoruz, onları özlüyoruz. 24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu'yu kaybettik. 19 Ocak'ta ise Hrant Dink'i kaybettik. Metin Göktepe ile birlikte ocak ayı gazetecilerin yas ayıdır” dedi. Gazetecilerin karşı karşıya kaldığı sorunlardan da söz eden Mert, 10 Ocak gününün kendileri için mücadele demek olduğunu belirtti. Mert şöyle konuştu; “Türkiye'de bir basın mevzuatı yok. Yerel basın mevzuatı yok, internet medyası mevzuatı yok. Bugün olan 212'li yasa ile biz basın kartına kavuştuk. Ama o basın kartını yazılı medya dışında çalışan kimse alamıyor. Çünkü gazeteci sayılmanız için 212'li olmanız lazım. Zaten medya patronlarının çoğu da bu yasadan sözleşme yapmıyor. Genç arkadaşlarımız bunları bilsin. Yine 61 yıl önce bugün 212'li yasa için başta Abdi İpekçi olmak üzere bu yasanın kabul edilmesi için direnç gösteren, hükümeti yazılarıyla manşetleriyle uyaran herkese teşekkür ediyorum. Aslında 212'inci yasanın verdiği kazanımların yüzde 90'ı elimizden alındı. Biz de son yıllarda bugünü gazetecilerin haklarını arama, direnç gösterme ve dertlerini anlatma günü olarak görüyoruz. Bugün aslında bir bayram falan değil. Bu ortamda bayram kutlamak maalesef mümkün değil. Bizim için kutlanacak bir şey yok.”
HABER: BARIŞ KIŞ