İstanbul Giresunlular Çevre, Kültür ve Dayanışma Derneği, Giresun'da yaşanan vahşi madenciliğe dikkat çekmek için Bakırköy'deki Özgürlük Meydanı'nda toplanarak basın açıklamasında bulundu. Yapılan toplantıya Gümüşhaneliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve Harşit Vadisi Platformu da katılarak destek mesajı verdi.
Vahşi madenciliğe dikkat çekmek için toplanan dernek üyelerinin basın açıklamasında; "Ülkemizde; ormanlar, milli parklar, sit alanları, tarım alanları, su havzaları gibi doğal ve kültürel zenginlikleri nedeniyle koruma altına alınmış alanların tamamı madencilik faaliyetlerine açıktır.
MAPEG verilerine göre Giresun’un %85’i, komşu Gümüşhane’nin ise %95’i madenlere ruhsatlıdır. Maden çalışma alanı sınırları içerisindeki orman alanlarının %90’ı, orman içi açıklıkların %79’u, tarım alanlarının %85’i, mera ve yaylaların %99’u ve iskân alanlarının %84’ü IV. Grup madenlere ruhsatlandırılmıştır.
Giresun, doğası ve kültürel geçmişi ile zengin bir coğrafyadır. Giresun’da Türkiye ve dünya ekosistemi için büyük önem taşıyan Önemli Doğa Alanları bulunmaktadır. Üzülerek ifade ediyoruz ki; bu alanların %94’ü de madenlere ruhsatlıdır
Ancak Giresun ve hatta Doğu Karadeniz Bölgesinin büyük bölümünde son dönemde artan vahşi madencilik faaliyetleri, bölgenin eşsiz doğası ve insan yaşamı üzerinde telafisi güç tahribatlara neden olmaktadır.
Özellikle son dönemde madencilik şirketlerince gerekli çevresel düzenlemelere ve etik ilkelere uymaksızın gerçekleştirilen vahşi madencilik faaliyetleri nedeniyle Giresun’un cennet ilçeleri Tirebolu ve Doğankent’in yüksek orman köylerinde büyük çevre felaketleri yaşanmaktadır."
Toplu balık ölümleri başladı
Açıklamanını devamında; "Maden firmalarının kanun ve kural tanımayan eylemleri nedeniyle bölgedeki temiz su kaynaklarımız kirlenmiş, son dönemde Gelevera deresinde toplu balık ölümleri yaşanmıştır.
Bölgemizde türkülere konu olan, gürül gürül akan derelerimiz önce HES’ler sonra da vahşi madencilik nedeniyle kurumuştur. Ülkemizin en çok yağış alan illerinden biri olan Giresun’un bazı ilçelerinde su kesintileri dahi yaşanmaktadır.
Madencilik nedeniyle ormanlarımız ve fındık bahçelerimiz zarar görmektedir. Altından daha kıymetli olan dünyanın en kaliteli fındığı bölgede yetişmekte olup fındık başta olmak üzere bölgemizde yetişen tarımsal ürünlerden verim almamız güçleşmektedir.
Ayrıca Karadeniz gibi yağışlı bölgelerdeki tahribatlar ciddi çevresel felaketlere yol açabilecek olup, vahşi madencilik doğal bitki örtüsünün kaybına neden olduğu için toprak erozyonunu da hızlandırabilir.
Yöre halkı da bu yıkıcı faaliyetlerin sosyal ve ekonomik sonuçlarını doğrudan yaşamaktadır. Tarım alanlarının zarar görmesi, temiz suya erişimin azalması ve yaşam koşullarının zorlaşması, vahşi madenciliğin yöre halkını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, vahşi madencilik bölgemizdeki halk sağlığını tehdit etmekte olup uzun vadede halk sağlığı üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecektir.
Kimyasal maddeler nedeniyle dereler kirletiliyor
Avukat Ahu Karaibrahimoğlu'nun yaptığı konuşmasında; "Özellikle Doğankent Çatalağaç Köyü’nde madencilik faaliyetleri sırasında açığa çıkan kimyasal maddeler ve atıklar dere kenarlarına bırakılmaktadır. Bu atıklar yeraltı ve yüzey su kaynaklarına karışmakta, özellikle çevredeki dereler ve nehirler için büyük bir risk oluşturmaktadır. Bölgedeki su kirliliği hem yöredeki içme suyu kaynaklarını hem de tarımda kullanılan suları kirleterek ekosistem ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Bünyesinde 1 federasyon, 1 vakıf, 28 dernek ve kanaat önderlerinin yer aldığı Harşit Vadisi Platformu; Giresun ili Doğankent ilçemiz Çatalağaç köyü ve Tirebolu Garigen Tepesi için Giresun’da çeşitli basın açıklamaları ve mitingler yapmıştır. Mevcut mücadelemiz sürerken bu kez Tirebolu ilçesi Harkköy’de başlatılması planlanan madencilik faaliyetleri karşımıza çıkmıştır. Kurşun-Çinko-Altın-Gümüş Ocağı” yeraltı ocağı işletmeciliği için verilen ara ruhsatı Karaahmetli, Örenkaya, Menderes, Harkköy ve Kuskunlu köylerini kapsamaktadır. Tarihi Bedrama Kalesi de bu ruhsat alanı içerisindedir. Ancak istekli firma, sahip olduğu ruhsat alanının sadece ruhsat alanının merkezinde kalan Harkköy’de eski maden yataklarının olduğu küçük bir alan için ÇED Raporu çıkartmış olup, tarım ve orman alanında kalan büyük bölüm bunun dışındadır. Çok iyi biliyoruz ki; işe başladıktan sonra devletten “Rezerv- Kapasite Arttırma Alanları” talebi ile ruhsat alanı içerisinde kalan tüm alanlar-köyler maden sahası olacaktır.
Bizler 8/10/2024 tarihinde Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndaki İDK toplantısına katıldık ve itirazlarımızı dile getirdik. Çed süreci henüz neticelenmemiş olup, tüm STK ve yöre halkını mücadelemize destek vermeye çağırıyoruz.
Bugün bölgemiz maden ruhsatlarının açık tehdidi altındadır. Bölgemizde Tirebolu Garigen Tepesi-Olucak Yaylası, Harkköy, Doğankent Çatalağaç Köyü, Ordu Aybastı Perşembe Yaylası Artvin Cerattepe ve Cankurtaran, Gümüşhane ayrıca ülkemizin diğer cennet köşeleri Kazdağları, Akbelen kısaca vatanın her karış toprağı için vahşi madencilikle mücadele etmek boynumuzun borcudur.
Sonuç olarak, bölgemizdeki vahşi madencilik faaliyetleri adeta bir talan bir sömürü haline gelmiş olup, hem çevremizi hem de yerel halkın yaşamını tehdit eden çeşitli sorunlar yaratmaktadır.
Bizler de Harşit Vadisi Platformu ve İstanbul Giresunlular Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği olarak, bu yıkım ve talana dur demek ve Giresun başta olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgemize dikkat çekmek için bugün bu basın açıklamamızı yapıyoruz.
Tüm halkımızı vahşi madencilikle mücadeleye, kamu yetkililerini ise bir avuç maden şirketini değil doğamızı ve yaşamımızı korumaya çağırıyor; vahşi madencilik faaliyetlerinin derhal durdurulmasını talep ediyoruz." ifadeleri yer aldı.