Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
9°
Ara
Damga Gazetesi İstanbul Haberleri Ekrem İmamoğlu: Depremde ölmek kaderimiz değil

Ekrem İmamoğlu: Depremde ölmek kaderimiz değil

Kahramanmaraş merkezli 2 büyük deprem sonrasında AFAD tarafından Hatay ile eşleştirilen İBB, felaketi yaşayan şehirde ‘koordinasyon toplantısı’ düzenledi. Antakya’da, 35 dönüm alan üzerine konumlandırılan ‘İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapılan toplantıda konuşan Ekrem İmamoğlu, “Depremle yaşamak, bu coğrafyada herkes için kaderdir; doğru. Ama depremde ölmek, kaderimiz asla olmaz, olamaz” dedi

Okunma Süresi: 5 dk

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, eşi Prof. Dr. Nazan Savaş ve Adana Büyükşehir Başkanı Zeydan Karalar’ın katılımıyla, Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin vurduğu Hatay’da “Koordinasyon Toplantısı” düzenlendi. İBB’nin Antakya’da 35 dönüm alan üzerine konumlandırdığı Afet Koordinasyon Merkezi’nde yapılan toplantıya; Bilecik, Defne, Arsuz, Samandağ, Erzin, K, Sarıyer, Şişli, Avcılar, Kartal, Beşiktaş, Beylikdüzü, belediye başkanları, Hatay milletvekilleri ve İBB bürokratları katıldı. İBB Başkan Danışmanı Yiğit Oğuz Duman’ın sunumuyla başlayan toplantıda, koordinasyon konusunda izlenecek yol haritası tartışıldı.

İnsanlığımıza güveneceğiz

Toplantının sonunda İmamoğlu, yaptıkları toplantının bir başlangıç olduğuna vurgu yaptı. İmamoğlu, “AFAD'ın görevlendirmesiyle beraber, İstanbul'daki bütün kurumlar olarak, Hatay sorumluluğumuz var. AFAD'a katkı sunma sorumluluğumuz var. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımızla, ekibiyle, diğer belediye başkanlarımızla ve ekipleriyle çalışma sorumluluğumuz var. Günün sonunda bu süreç, hepimiz için belki de en önemli sınavlardan bir tanesi. Çok büyük bir felaket yaşadık. Çok büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama sorumluluklarımızın bundan daha büyük olduğunu da unutmayacağımız anlardayız. Umutsuzluğumuzu ve karamsarlığımızı da mutlaka yeneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. İçimizde öfke var, isyan var. Ama bu duyguyu akılla ve mantıkla buluşturacağız. İnsanlığa, insanlığımıza güveneceğiz. Kendimize, milletimize, devletimize güveneceğiz ve bu güveni büyüteceğiz arkadaşlar” dedi.

Allah'a güveneceğiz

“En zorlu sınavlarından birini belki yaşıyoruz insan olarak. Hepimiz, özellikle burada yaşayan, burada görev yapan kurumlarını, yol arkadaşlarını, akrabalarını kaybeden siz kıymetli dostlarımız. Ama bunların üstesinden gelme güç ve iradesini bize veren Yüce Allah'a güveneceğiz” diyen İmamoğlu, “Önümüzde çok önemli bir süreç var. Ama sonucunda muhakkak başarmak zorunda olduğumuzu da unutmayacağız. Bu toprakların ve bu toplumun karakteri, bize başarmak zorunda olduğumuz sorumluluğunu da yüklüyor. Büyük milletimizin yardımlaşma ve dayanışma duygusunun çok emsalsiz olduğunu, bize ne güzel, ne manevi anlar yaşattığını şu an bile hissediyoruz. El ele verince, başaramayacağımız hiçbir şeyin olmadığını da bir yanıyla hissediyoruz. Devletimizin güçlü olduğunu unutmayacağız. Her sorunun üstesinden geleceğimizin farkında olacağız. Tabii bazen güçlü olmanın, hata yapmama diye bir pozisyon ürettiğini de iddia edemeyiz. Hatalar oluyor. Buna engel değil. Onun için hatalar yapıldı. Belki hala yapılıyor. Ama bütün bunların, geçmişten bugüne gelen ne var ise hatalar, eksikler; onları biraz öteleyeceğiz, daha sonra oturup konuşacağız. Ve bu konuda hatalarımızı, eksikliklerimizi, niçin bir araya gelemediğimizi de ayrıca konuşacağız. Hukuki, ahlaki, insani olarak mutlaka bunları ele alacağımız günlerin de geleceğini ifade edelim” ifadelerini kulllandı.

Hataları engelleyeceğiz

Bildiğini okumaya değil, ortak aklı devreye almayı, stratejik aklı devreye almayı hedefleyen bir tavırla hareket edeceklerini belirten İmamoğlu, “Ve bu hataları engelleyeceğiz. Tabii devletimizin bundan böyle tüm gücünü hata yapmadan, en etkili bir biçimde ortaya koyma zorunluluğu vardır. Devletin gücünün, milletine verdiği güvenden geldiğini hepimiz biliyoruz. O bakımdan bu hassas dönemde her yetkilinin tavır, davranış, dil ve tutumlarına dikkat etme zorunluluğu vardır. Bugün yetki makamlarında bulunan herkesin, devlete güveni sarsmadan hareket etmesi gerektiğini hatırlatıyor ve üzerimize düşen sorumluluğu da bizler alıyoruz. Milletin her bir ferdine ayrım yapmaksızın, aynı sevgiyi, aynı saygıyı, aynı anlayışı, aynı hizmeti sunma karakterine sahip olmalıyız. Hiçbir vatandaşın içerisinde ayrımcılık yapıldığına dair toz zerresi kadar şüphe bırakmamak zorundadır bütün devlet görevlileri, hepimiz. Dolayısıyla her adımı akılla, bilimle hareket etmek ve ettirmek zorundayız. Devletin gücü, sorunları çözme becerisinden gelir. Vatandaşlarımızın da devletin gücünü her zamankinden çok daha fazla hissetmek durumunda olduğu bir zaman dilimindeyiz” diye konuştu.


Masumlaştıramayız

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu konuda üç ayağı önemsiyoruz. Merkezi yönetim-yerel yönetim iş birliği ayağı çok mühimdir. Yerel yönetimler reformu ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi bu anlamda çok çok mühimdir. Elbette ki bütüncül bir biçimde kaynak seferberliği. Yoksa sadece kurumlar kendi başlarına 7-8 aşamalı konuşuyor ve kendi sesini duyuyor bir biçimde hareket etmesinin ülkemizi, şehirlerimizi ne denli geciktirdiği ve işte burada yaşanan bu felaketin sonucunda da nasıl büyük kayıplara maruz kaldığımız ortadadır. O bakımdan gerçek anlamda bir deprem seferberliğine de ihtiyacımız vardır. Depremle yaşamak, bu coğrafyada herkes için kaderdir; doğru. Ama depremde ölmek, kaderimiz asla olmaz, olamaz. Bunu da altını çizelim. Çaresi bilinen, önlemleri geliştirilmiş ve bu anlamda afete hazırlığı birçok yönüyle dünyadaki örnekleriyle deneyimlenmiş bir yerde dururken, burada sadece bu hazırlığı ihmal etmenin kusurunu başkalarına atarak, kendimizi asla ve asla masumlaştıramayız” ifadelerini kullandı.


GERÇEKTEN YIKIM BÜYÜK

Afetle Mücadele Bilim Kurulu'nun mutlaka ve mutlaka devreye alınmasının gerektiğini belirten İmamoğlu, “Bilim kurullarının oluşumunda; meslek odaları, sivil toplum kuruluşlarının da içine eklenmesi, katılımcılığı da güçlendirecektir. Zira ta 1999 yılında kurulan Ulusal Deprem Konseyi'nin, 2007 yılında ‘Güncelliğini kaybetmiştir’ denilerek lağvedilmesinin yanlış olduğunu tekrar hatırlatıyor ve böyle bir konseyin ülkemizin zaruri bir ihtiyacı olduğunu da buradan ilgililere, yetkililere ulaştırmak istiyorum. Devletimizle, hükümetle, belediyelerle, yerel yönetimlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, milletimizle son derece ‘ama’sız, ‘fakat’sız bir süreci sağlayabildiğimiz takdirde, milletçe ayağa kalkacağımız, bu zorlukları aşacağımız bir gerçektir. Evet; yıkım çok büyük. Bunu biliyoruz. Ama insanımızın bundan sonra ihtiyaçları var. Devletiyle, milletiyle, iktidarıyla, muhalefetiyle en geniş ortak paydalarıyla buluşarak ilerlemeliyiz. Ki deprem her an bir başka yeri de vurabilir. Yani bu sınavı belki bugün burada veriyoruz, ama yarınlarda ülkemizin başka bir yerinde vereceğiz. Onun için yaşadıklarımızdan ders almalıyız. Ki bunun en baş şehri İstanbul'dur; en baş aktörleri bizleriz. O bakımdan son derece önemli bir süreci başlatacağımızı da buradan ilan etmek istiyorum. İstanbul, bu hızla harekete geçirilmesi yerlerden birisidir” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *