ORÇUN ERMİŞ- Cumhuriyet Halk Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, ''24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'' dolayısıyla Bahçeşehir Hisarlı Restoran'da basın mensupları ile kahvaltıda bir araya geldi.
Kayabaşı, İlçe Sekreteri Hilal Karakaş, İlçe Başkan Yardımcısı Sunay Şimşek ve İlçe Basın Komisyon Başkanı Erkan Özmen’in ev sahipliğinde gerçekleşen kahvaltıda, Cumhuriyet Halk Partisi Başakşehir ilçe örgütünün bültenlerine yer veren bazı yayın organları yöneticilerine plaket takdim edildi. Kahvaltıya katılanlara teşekkür eden İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, özgür ve bağımsız yayın organlarının yaşatılması için el birliği ile toplum olarak herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydetti. Kayabaşı, “Basında sansürün kaldırıldığı gün olarak bilinen 24 Temmuz 1908 yılından bugüne ne yazık ki basınımız çok haksızlıklara ve zulümlere uğradı. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kesinlikle gelişmiş ülkelerde basına uygulanan tutum ve davranışların uygulanacağını biliyorum. Basının görevi zaten eleştirmektir, gerçekleri yazmaktır, kamuoyu ile paylaşmaktır. Ve işini hakkı ile yapan basın mensuplarının biz siyasiler, iş insanları olarak yanında olmak zorundayız. Cumhuriyet Halk Partisi kuruluşundan bugüne her zaman işini hakkı ile yapan basın organlarının yanında olmuştur. Basına yapılan zulmü, haksızlığı, baskıyı, zorbalığı asla kabullenmemiz mümkün değildir. Bu anlamda işini hakkı ile yapan tüm basın mensuplarımızın '24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı'nı kutluyorum” açıklamasını yaptı.
HAKSIZIN PARTİSİ OLMAZ!
Cumhuriyet Halk Partisi Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı yönetimindeki ilçe örgütü tarafından plaket takdim edilen Damga Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Mert ise “30 yılı geçen meslek hayatımda şunu öğrendim. Zulüm yapanların, yolsuzluk yapanların, gaddarların, zorbaların siyasi partisi yoktur. Onların her kurumda, her siyasi partide, her sektörde izlerine rastlamak mümkün. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı döneminde basına yapılan haksızlıklardan bahsediyoruz. Ancak; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilen bazı belediyelere baktığınızda benzer şeylere rastlamak mümkün. Ne zaman ki bir gazeteci işini yaparak o güç sahiplerini, o iktidar sahiplerini eleştiriyorsa gösterilen reaksiyon bellidir. O yayın organı dışlanmaya başlanır, gazetenin aboneliği sonlandırılır, reklam verilmez, televizyon veya radyo ise aynı şekilde davranışlar sergilenir. Daha da ileriye gidenler olur. Hakaretler, tehditler havada uçuşur” dedi.
YANLIŞA YANLIŞ DENİLMELİ
Toplum olarak kurumlardan önce bakış açısının değişmesi gerekıtiğini sözlerine ekleyen Mert, “Önce bireyleri eğitmeliyiz. Önce kendimize karşı dürüst olmalıyız. Yanlış kim yaparsa yapsın yanlışa yanlış, doğruya doğru demeliyiz. Bir yanlışı herkes yapıyor diye yanlış yanlış olmaktan çıkmaz. A partili birisi yaptığında yanlış olan şeyi gösterilen tepkinin, mensubu bulunduğunuz partili birisi de yaptığında aynı tepkiyi göstermelisiniz. Toplum ancak böyle çıkar aydınlık yarınlara. Ancak böyle düzelir toplumun basına ve işini hakkı ile yapan basın mensuplarına bakışı. Gerisi sadece ve sadece havanda su dövmekten başka bir şey olmaz” ifadelerini kullandı.
EL ÜSTÜNDE TUTULMALI
CHP Başakşehir İlçe Basın Komisyonu Başkanı, deneyimli gazeteci Erkan Özmen, yaptığı konuşmada basın özgürlüğü vurgusu yaptı. Özmen, “Osmanlı zamanında zabıtlar gazetelere baskın yapıyorlar, işlerine gelmeyen haberleri oradan çıkartıyorlar. O gün bugün toplam 63 gazeteci işini yaptığı için öldürüldü. TV’ler karartılıyor, gazeteler kapatılıyor, RTÜK ceza kesiyor, gazeteciler hapishanelerde çürütülüyor. Gazetecilere neden bu zorbalıklar yapılıyor, çünkü hiç kimse, hiçbir güç sahibi eleştiriye tahammül göstermiyor. Hiçbir iktidar kendi yanlışını söyleyene hoşgörüde bulunmuyor. Onların anladığı tek dil var, zorbalık, dayatma, korkutma ve zulüm. Artık bilim çağında bunların olmaması gerekiyor, gazeteciler gibi fikir üreten insanların el üstünde tutulması, saygı görmesi, itibar görmesi gerekiyor” diye konuştu.