Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Arnavutköy Belediyesi Düğün Salonu'nda düzenlenen "Arnavutköy Sivil Toplum Kuruluşları Buluşmaları"na katıldı.
Buradaki konuşmasında, Erzincan'da meydana gelen toprak kaymasında şu ana kadar ulaşılamayan 9 kişinin yakınlarına geçmiş olsun dileklerini ileten Yılmaz, Antalya'daki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin yakınlarına da başsağlığı diledi.
Yılmaz, olayın ilk anından itibaren devlet ve hükümet olarak bütün imkanlarıyla sahada olduklarını belirtti. Temel önceliğin göçük altında kalanlara ulaşmak olduğunu aktaran Yılmaz, arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişilerin olduğunu kaydeden Yılmaz, bütün sorumluluğun devlet anlayışı ve adalet mekanizması içinde ele alınacağını dile getirdi.
"Afeti siyasi ranta dönüştürmeye çalışmak en büyük siyasi afettir"
Maden ocağında yaşanan toprak kaymasıyla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin TBMM kararının bugün Resmi Gazete'de yayımlandığını hatırlatan Yılmaz, "Bu araştırma elbette geleceğe dönük hepimiz için yol gösterici, ışık tutucu bir çalışma olacaktır." dedi.
Cevdet Yılmaz, bu tür afetleri siyasi ranta dönüştürmeye çalışanlar olduğunu ifade ederek, "Afeti siyasi ranta dönüştürmeye çalışmak en büyük siyasi afettir. Bunu yapmaya çalışanları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Bizim şu an önceliğimiz canlara ulaşmak, oradaki çalışmaları en iyi şekilde yerine getirmek, elbette bütün hukuki süreçleri, bütün teknik süreçleri işletmek." diye konuştu.
"Türkiye büyümeye, gelişmeye devam ediyor"
"Arnavutköy Sivil Toplum Kuruluşları Buluşmaları" programında iş dünyasından temsilcilerle bir araya geldiklerini kaydeden Yılmaz, yatırımdan ve istihdamdan yana olduklarını söyledi.
Güçlü bir ekonomi ekibine sahip olduklarının altını çizen Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde etkin bir koordinasyonla, para politikası, maliye politikası, yapısal reformlar olmak üzere bütün tedbirlerle yollarına devam ettiklerini kaydetti.
Yılmaz, hazırladıkları orta vadeli programı da adım adım hayata geçirdiklerini aktardı.
Ekonomik istikrarın siyasi istikrara bağlı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bir ülkede siyasi istikrar ve güven ortamı varsa, ekonomide her türlü zorluklar içinden çıkılabiliyor. Ama siyasi istikrarın olmadığı, güvenin olmadığı, kargaşanın olduğu ülkelerde de hep görüyoruz. Ekonomi maalesef gelişemiyor, güçlenemiyor. Türkiye son 20 yılda bu kadar atılım yaptıysa, ekonomisi belli bir yere geldiyse işte bu siyasi istikrar ve güven sayesinde oldu." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, geçen yılı da bu anlamda olumlu bir şekilde kapattıklarını, büyümenin geçen yıl yine dünya ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu söyledi.
Milli gelirin de ilk defa 1 trilyon dolar mertebelerine ulaştığını aktaran Yılmaz, bu büyüklükle birlikte Türkiye'nin, nominal dolar bazında dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğunu kaydetti.
Yılmaz, son 20 yılda yaşanan birçok hadiseye rağmen, istikrar içinde güçlü bir yönetime sahip oldukları için bugünlere gelindiğini vurgulayarak, "Bütün bu olumsuzluklar içinde Türkiye bir istikrar adası gibi yoluna devam ediyor. Büyümeye, gelişmeye devam ediyor." dedi.
"2026 hedefi tekrardan tek haneler"
Bu yılın ortalarından itibaren Haziran, Temmuz gibi bu sonuçların çok daha net bir şekilde görüleceğini belirten Yılmaz, enflasyonu 2025'te yüzde 15 civarına düşürmeyi öngördüklerini, 2026 yılında ise tekrardan tek haneli rakamları hedeflediklerini vurguladı.
Yılmaz, istihdamın da iyi gittiğini belirterek, son açıklanan rakamlara göre işsizliğin geçen yıl itibarıyla tek haneli rakamlara düştüğünü, genç işsizliğinde yaşanan yüzde 4 puanlık düşüşün de son derece olumlu olduğunu kaydetti.
İhracatın 256 milyar dolara ulaştığını, turizm gelirinin de 54 milyar doları aştığını kaydeden Yılmaz, "Bütün bu rakamlarla yolumuza devam ediyoruz." dedi.
Arnavutköy'de Türkiye'nin en büyük mega projelerinden biri olan İstanbul Havalimanı'nı kamu-özel işbirliği modeliyle yaptıklarını hatırlatan Yılmaz, "Bütçemizden tek bir kuruş çıkmadı. Özel sektöre bu işi yaptırdık. Tam aksine bütçeye buradan her yıl belli bir kira ödeniyor. Bunlar işte AK Parti'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın farkı. Sadece bütçeyle yatırım yapalım deseydik ne bu havalimanını ne şehir hastanelerini ne de birçok otobanı, köprüyü yapabilirdik." ifadelerini kullandı.
"Bu eserler yapıldıysa gerçek belediyecilik sayesinde oldu"
Cevdet Yılmaz, belediyelerin yapacaklarının kanunlarla belirlendiğine dikkati çekerek, "Bir belediye başkanı, çalışanları belediyenin kuruluş amacına uygun bir şekilde hizmet için çalıştırıyorsa, ihtiyaçların karşılanması için belediyenin bütçesini kullanıyorsa işte gerçek belediyecilik yapıyor demektir." diye konuştu.
Arnavutköy Belediyesi'nde yapılan hizmetlere işaret eden Yılmaz, "Bu eserler yapıldıysa gerçek belediyecilik sayesinde oldu. Buralardaki bütün hizmetler, projeler bu anlayışın sonucunda gerçekleşti. Ama bunu yapmayan bir belediye başkanı şu veya bu gerekçeye sığınarak, bahaneler üreterek başarısızlığını başkalarına fatura etmeye çalışıyorsa, burada gerçek belediyecilik yok demektir." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye başkanlığı dönemine değinerek, "O tarihlerde İstanbul'un dev gibi problemleri vardı. Çöp dağları vardı, içme suyu bile istasyonlarda satılıyordu. O gün merkezi idarede de farklı bir hükümet vardı. Cumhurbaşkanımız bahane üretmedi. Topu başkalarına da atmadı. Kaynaklarını iyi kullandı. Belediye çalışanlarını, yönetimini iyi oluşturdu. Projeler üretti ve o dağ gibi sorunları çok kısa bir sürede çözdü." şeklinde konuştu.
İstanbul'a da çok ciddi kaynaklar gönderildiğinin altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanımız, o belediyecilikten gelen tecrübelerinin de etkisiyle Belediye kanunlarını hemen iktidarımızın ilk yıllarında değiştirdi. Hem yetkilerini arttırdı belediyelerin hem kaynak tahsisi sistemini çok daha objektif eşit bir zemine kavuşturdu. Dolayısıyla şu anda hangi partide olursa olsun merkezi idareden belediyelerin ne kadar para alacağı belli. Gerisi artık o belediye başkanının ve ekibinin kabiliyetine bağlı. Kafanızda başka şeyler varsa, belediyeyi bir kariyer basamağı olarak görüyorsanız, kaynakları çarçur ederseniz, vatandaşa hizmet için harcamazsanız, kendi reklamınız için harcarsınız, başarılı olamazsınız."
Arnavutköy Belediye Başkanı Ahmet Haşim Baltacı'nın da bu konuda ilçeye önemli hizmetler sunduğunu belirterek teşekkür eden Yılmaz, AK Parti'nin Arnavutköy yeni Belediye Başkan adayı Mustafa Candaroğlu'na da başarılar diledi.
Yılmaz, belediye başkanlarının aldıkları oyun çok önemli olduğunu kaydederek, "Ne kadar oy alırsa kendisini o kadar güçlü hisseder ve hizmetleri de çok daha güçlü bir şekilde sahiplenir. Biz de merkezi idare olarak her zaman belediyelerimizin yanındayız. Onlarla uyum içinde, onlarla işbirliği içinde halka hizmet etmeye hazırız." dedi.
"Murat kardeşimiz ilçe belediyelerimizle birlikte İstanbul'u farklı bir yere taşıyacak"
AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum'un da çok iyi yetişmiş, genç ve enerjik bir kişi olduğunu aktaran Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kentsel dönüşümünden millet bahçelerine, kent meydanından altyapı projelerine, belediyelerimize araç takviyesine varıncaya kadar çok sayıda konuda destek oldu. Kendisine teşekkür ediyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz. Bakan olarak nerede bir afet varsa, hadise varsa çizmelerini giydi sahada oldu. Elazığ depreminden, Karadeniz'deki sel, heyelan afetlerine varıncaya kadar her türlü konuda koşturdu. Murat kardeşimiz ilçe belediyelerimizle birlikte İstanbul'u farklı bir yere taşıyacak. İstanbullunun gerçek sorunlarıyla uğraşacak."
Yılmaz, Murat Kurum'un "Sadece İstanbul" sloganıyla polemiklere, gereksiz tartışmalara girmeden, İstanbul'un meseleleri neyse ona odaklandığını belirtti.
Kurum'un, afetlere karşı dirençli bir şehir, kentsel dönüşüm ve trafik sorununa ilişkin önemli projelerinin olduğunu belirten Yılmaz, gençlere, yaşlılara ve kadınlara dönük çok çeşitli projeler açıkladığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şunları söyledi:
"Altyapı bakımından İstanbul'un 5 yılı kaybedildi. Bu 5 yıl nispeten idare edildi çünkü geçmişte büyük yatırımlar yapıldı. Bir sermaye vardı, o sermaye kullanılmış. Ama bir 5 yıl daha yatırımsızlığa bu ilin, bu şehrin, bu dünya şehrinin tahammülü yok. İstanbul'un ciddi yatırımlara ihtiyacı var. Şovlarla algılarla, laflarla olabilecek bir şey değil bu. Çok ciddi kaynak ve enerji tahsis ederek İstanbul'un altyapı problemlerini, ulaşım problemlerini, yerleşim problemlerini çözmek gerekiyor ve inşallah Murat Kurum ve ilçelerde değerli başkanlarımız bu yükü omuzlayacaklar. Biz de her zaman bu konularda belediyelerimizin yanındayız."