Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'den deprem için davet: Püf desen yıkılacak!

Deprem hazırlıklarını aralıksız sürdüren Büyükçekmece Belediyesi, belediye-vatandaş işbirliğiyle başlattığı kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında Fatih Mahallesi'nde 5’er katlı 3 bloktan oluşan 36 riskli daire ile 19 Mayıs mahallesindeki 12 daireden oluşan 5 katlı riskli binayı yıktı. Teknik ekibi ile birlikte yıkımlara katılan ve incelemelerde bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, “Yıllar önce denizden aldıkları kumla yapıldıkları için içerisindeki demir de gitmiş, beton zaten yok püf desen yıkılacak gibi. Bu binaların hepsini tek tek tespit ettik. Öncelikle depremde çökecek binaları vatandaş belediye işbirliğiyle yıkıyoruz" dedi.

Sorumluluğumuz var
"Sayın Cumhurbaşkanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Büyükşehir Belediye Meclisimiz, bütün belediye başkanı arkadaşlarımız topyekün seferber olarak depremde yıkılacak durumda olan binaları yani ayakta duran tabutları mutlaka yıkmak ama yerine de yenisini koyarken vatandaşa gereken destek verilmeli" diyen Akgün, "İstanbul’un ve Marmara’nın depreme hazırlanması için hepimizin üzerinde korkunç bir yük ve sorumluluk var. Bunu yerine getirmek milli bir görevdir. Getiremezsek bunun altından kalkamayız. Herkesi göreve çağırıyorum" ifadelerini kullandı.

O GECE DEPREMLE UYANDIM
Prof. Dr. Naci Görür’ün depreme yönelik açıklamalarının ürkütücü olduğunu belirten Başkan Akgün sözlerini şöyle sürdürdü; "İstanbul’un doğu çıkışına doğru kırılmayan fay hattı üzerindeki depremi konuştu. Büyüklüğünü 7.2 ile 7.8 arasında olacağını söylemekle beraber yıkıcı şiddetinin 9 olabileceğini söyleyince ben o gece depremle uyandım. Son derece sıkıntılıyız. Son derece gergin iki noktada fay hattı var. Balon şişmiş son noktaya gelmiş patlayacak. Bunu hepimiz biliyoruz. Bütün bilim insanları ve belediye başkanları biliyor. Bu nedenle özellikle son 7 yıldan beri Büyükçekmece’de günde 3 – 5 site yıkıyoruz. Bunlar sanki lüks bina gibi gözüküyor ama değil. Çünkü 1980 ile 1992 yılları arasında denizden alınan kumla, elle yapılan betonla yapılmış bu binalar. Demir çok kötü, korozyona uğramış. O günkü çatılarda düz demir kullanılmış. Burgu demirlerden kullanılmamış. Dolayısıyla isterse demiri iyi olsun içinde beton yok. Naci Görür hocamızın ifade ettiği büyüklükte ve şiddette bir deprem olursa İstanbul’da vahim bir tabloyla karşı karşıya kalacağız."