Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
8°
Ara
Damga İstanbul Haberleri Biz gökdelen istemiyoruz!

Biz gökdelen istemiyoruz!

5.8'lik Silivri depreminde hasar gören 8 binanın yıkımına katılan Belediye Başkanı Hasan Akgün, deprem riski bulunan mahallerinin planlarını İBB Meclisi'nden geçiremediklerini söyledi. "Biz yüksek kat ya da gökdelen istemiyoruz" diyen Akgün, "Yatay yapılaşmayı sürdüren bir belediye olarak İBB meclisini göreve davet ediyorum. İBB Meclisi büyük bir vebal ve sorumluluk altındadır" ifadedlerini kullandı

Okunma Süresi: 3 dk

Büyükçekmece'de geçtiğimiz yıl Eylül ayında meydana gelen 5.8'lik Silivri depreminin ardından hasarlı 8 binanın yıkımı yapıldı. 8 bina ve 100 bağımsız bölümün yıkımını yerinde inceleyen Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisinin sorumluluklarını depremle ilgili çalışmalarını eleştirerek, “İBB Meclisi büyük bir vebal ve sorumluluk altındadır” dedi.

Toplam 8 bina yıkıldı

İzmir'de meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremin ardından Büyükçekmece'de devam eden kentsel dönüşüm çalışmaları bir kez daha dikkat çekti. 19 Mayıs Mahallesi'nde 4, Atatürk Mahallesi'nde 1, Ulus Mahallesi'nde 1, Kamiloba Mahallesi'nde 1 ve Bahçelievler Mahallesi'nde de 1 olmak üzere toplam 8 ayrı bina eş zamanlı olarak yıkıldı. Yıkımı yapılan binalar geçtiğimiz yıl eylül ayında Silivri açıklarında meydana gelen 5.8 şiddetindeki depremde hasar gören ve boşaltılan 30-40 yıllık binalar oldu. Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün de yıkım çalışmalarını yerinde inceledi.

Aşağısı dar yukarısı geniş

Başkan Akgün, binaların yapımı sırasında dışarıya sarkan çıkmaların da büyük risk oluşturduğunu, bu riskin İzmir depreminde de görüldüğüne dikkat çekerek, "Binanın altında bir 80'lik bir çıkma var. Bu binaların altındaki çıkmaları 11 sene önce kaldırarak binaların mukavemetini artırdık. Türkiye'nin tamamında bizim 11 sene önce başlattığımız bina çıkmalarını ortadan kaldırarak binalara az veya çok zarar veren bu çıkma meselesinin halletmemiz lazım. Çıkması olan binalara ruhsat vermiyoruz” dedi. İzmir'deki depremde hasar alan binaların birçoğunda çıkma tabanlar olduğunu hatırlan Akgün, "Binanın yıkılmasına sebebiyet veriyor bu çıkmalar. Binaların ayakta durması daha zor oluyor. Aşağısı dar yukarısı geniş oluyor. Yükler deprem hareketi ile sağa sola basmaya başladığında bu çıkmalar binaların aleyhine oluyor. Türkiye'de bu sistemin oluşturulması şart" diye konuştu.

Horoz dövüşü yapıyorlar

Başkan Akgün, deprem riski bulunan mahallerinin planlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisinden geçiremediklerini ifade ederek, "Biz yüksek kat ya da gökdelen istemiyoruz. Yatay yapılaşmayı sürdüren bir belediye olarak İBB meclisini göreve davet ediyorum. İBB Meclisi büyük bir vebal ve sorumluluk altındadır. Bize İstanbullu, İstanbul'u depreme hazırlayın trafiğe hazırlayın diye oy vermiştir ama İBB meclis üyeleri 600 saat konuştuysa bunun 595 saati kendi siyasi menfaati ve karşılıklı horoz dalaşı şeklinde geçmiştir. Mecliste İstanbul depremi ile ilgili herhangi bir faaliyet bugüne kadar olmamıştır. Ancak plan ve büro çalışmaları devam ediyor; ancak meclisin en önemli görevi alabildiğine hızlı davranarak plan sorunu olan yerlerde planları bitirmeli ve halkın önünü açmalıdır. Örneğin Büyükçekmece Kumburgaz sahilinde vatandaşlarımız öldüğü zaman bunun direkt sorumlusu İBB Meclisidir. Horoz dövüşünden başka bir şey yapmayan İBB Meclisinin bu tutumundan vazgeçmesi ve İstanbul halkının beklentilerine cevap vermesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

Yıkım süreci hızlandırılmalı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hasarlı binaların ivedilikle yıkılıp yenilenmesi için süreci hızlandıracak önlemler almasının hayati önem taşıdığını belirten Hasan Akgün, "Hem yıkmla ilgili tebligatların hızlanması için elektronik tebligatı hem de yıkımdan sonra yapımı için de 1 kişinin müracaatıyla veya maksimum yüzde 50’nin imzasıyla ruhsatların verilebilmesi için düzenleme yapılması gerekiyor. En önemli sorunlardan bir tanesi de bu ruhsatlandırma ve yıkım işinde içerinin boşaltılması. Çürük raporunu alıyorsunuz, tebligatı yapıyorsunuz, içerisindeki vatandaşın direnmesi sonucu belediye yer bulacak, malı taşıyacak bir sürü zaman geçiyor. Bu tahliye edilmesine de büyük bir hız kazandırılması lazım. Çürük raporu alındıktan sonra öyle keskin bir  karar ve kanuni düzenleme olmalıdır ki elimizde vatandaş bunun içerisinde en çok 7 gün veya 15 gün kalabilsin" dedi. BARIŞ KIŞ

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *