MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, MHP olarak geceyi gündüze katarak 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine hazırlandıklarını söyledi. Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranlarını düşük gösterenlere, siyasetimizi küçümseme hayasızlığına düşenlere, sipariş kamuoyu araştırmalarıyla devamlı itibar cellatlığı yapanlara diyoruz ki; sizler bizi yok sayacaksınız, Allah’ın izniyle biz daha çok var olacağız. Sizler bizi hafife alacaksınız, günü geldiğinde ağırlığımız altında ezilmekten de kurtulamayacaksınız. Anketler partimizi ha yükseğe çıkarmış, ha dibe çekmiş, ha uçurmuş, ha uçurumdan itmiş, hiç ama hiç önemli değildir. Biz ankete değil, gönlünü ve yüreğini açan, dudaklarından dua ve destek sözleri tane tane dökülen yurdumun ve milletimin tertemiz insanlarına bakıyoruz. Anketle doğmadık ki, anketsiz ölelim. Anketle var olmadık ki, anket olmayınca yok olalım. Dava ve siyasi mücadelemizi kundaklamak için ellerini ovuşturanlara Türk milleti günlerini gösterecek, bunları rezil edecektir. Cumhur, fazilet ve feragatiyle sinesinden doğan ittifak ruhuna sahip çıkacaktır. Cumhur, Milliyetçi Hareket Partisi’ni mükafatlandıracak, layık olduğu zirveye taşıyacaktır. Cumhur, başkanını seçecek, o da Sayın Recep Tayyip Erdoğan olacaktır" dedi.
'ANKETLERE İTİBAR ETMESİNLER'
Bahçeli, gerçek anketi yapacak olan asıl gücün millet olduğunu vurgulayarak, "Hiç kimse suyu bulandırma, ortalığı karıştırma sinsiliğine kapılmasın. Bu yolun sonu çıkmaz sokaktır, sonucu ise soytarılıktır. Milliyetçi Hareket Partisi’ne kefen biçenler, günü saati geldiğinde o kefeni bizatihi kendileri giymek zorunda kalacaklardır. Biraz daha kendi kendilerini avutsunlar. Biraz daha yalana, dolana ve dalavereye bel bağlasınlar. 2023 yılında Türk milleti sevdalılarını mahcup etmeyecektir. Hasımlarını da kesif bir mağlubiyetle tanıştıracaktır. Dava arkadaşlarımdan bilhassa rica ediyorum, sahtekarların fermanı olan anketlere asla itibar etmesinler, hatta bununla da kalmayıp ellerine geçirdiklerini buruşturup çöp sepetine fırlatsınlar. HDP’nin, PKK’nın, FETÖ’nün, muhasım çevrelerin masa altında gizlendiği altılı masaya Türk milletinin itimadı asla yoktur. Bu masa kinin, kirin ve kifayetsizliğin masasıdır. Bu masa hıyanetin, husumetin ve hezimetin masasıdır. Bu masa zilletin mayalandığı, her yerinde çatlakların ve çürüklerin olduğu zararlı kımıl masasıdır. Türkiye’nin geleceği şaibeli masayla, makyavelist komployla, siyaset mantarlarıyla değil, cumhurun muazzez iradesiyle tecelli edecektir. Sevdamız millettir, gücümüz devlettir" diye konuştu.
'VATANDAŞIMIZIN CEBİNE GÖZ DİKENLER HESAP VERECEKTİR'
Bahçeli, hayat pahalılığının kuşatmasının mutlaka kırılacağını belirterek şunları kaydetti:
"Hiçbir vatandaşımız enflasyon canavarına ezdirilmeyecektir. Fırsatçıların, karaborsacıların, ganimet avına çıkanların, fiyat ve finansal istikrarı bozucu tahrik ve tertip içinde olanların birer birer tespiti yapılarak, hak ettikleri cezayı almaları muhakkak sağlanacaktır. Bu kapsamda hükumet dikkatli, dengeli, uyanık ve titiz bir mücadelenin içindedir. Vatandaşımızın cebine ve cüzdanına göz dikenler hesap verecektir. Fiyat etiketlerini sürekli yukarı yönlü güncelleme gayesinde olan vicdansızların iyi niyetinden bahsetmek mümkün değildir. En başta, döviz fiyatları, gıda fiyatları, enerji fiyatları, kira ve konut fiyatları alanında gözlemlenen dengesizliklerin, insanımızı tedirgin eden fahiş oynaklıkların kuşkusuz ekonomik bir temeli, makul ve meşru bir nedeni yoktur. Fiyat istikrarını sakatlayan piyasa aksaklıklarının yanı sıra, bu sorunu siyasi bir fırsata dönüştürüp toplumsal dayanaklılığı yıkmayı amaçlayan, spekülasyon ve manipülasyon silahıyla ekonomik huzur ve güvenliği yıpratmayı projelendiren iç ve dış odakların üzerine kararlılıkla gidilmektedir. Nitekim ekonomik ve mali bağımsızlığımızı tehdit edenlere, vatandaşlarımızın helal kazancına, el emeğine, göz nuruna ve alın terine musallat olanlara seyirci kalınmayacaktır. Şu anda küresel ekonomi bilhassa enflasyon artışından dolayı; gıda ve enerji arz güvenliğinin riske girmesi açısından çok ciddi bir sınavdan geçmektedir. Muhatap olduğumuz, mücadele ettiğimiz ekonomik sorunların önemli bir kısmı küresel bağlantılıdır ve bu kanaldan Türkiye doğal olarak etkilenmektedir. Tedarik zincirlerindeki sarsıntılar, para ve mal piyasalarındaki gelgitler, siyasal ve jeopolitik temelli kırılmalar sonuçta ekonomiye, dolayısıyla insanımızın omuzlarına ilave yük ve maliyetler bindirmektedir. Bunun yanında fiyatların artışı konusunda adeta ajan provokatör gibi faaliyet halinde olanların lekeli varlığı da artık ihmal ve inkar edilemez seviyelerdedir. Türkiye, bugünkü darboğazdan çıkacaktır" diye konuştu.
'33 TERÖRİSTİN DERHAL VERİLMESİ ŞARTTIR'
Bahçeli, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusuna ilişkin, "Terör örgütlerine aleni ve alçak desteğini sürdüren NATO üyesi ülkelerin Türkiye’ye şaşı ve şüpheli bakışı ortadayken, İsveç ve Finlandiya’nın ittifak ortağı olmasına nasıl 'tamam' diyelim? Buna nasıl rıza gösterelim? NATO’yu fiilen PKK/YPG ittifakına dönüştürmek için kolları sıvayanlara, Türkiye’nin kuyusunu kazmak için nifak seferine çıkanlara duyarsız, tepkisiz ve etkisiz durmamız söz konusu olamayacaktır. İsveç ve Finlandiya hükumetleri öncelikle ellerine bulaşan kanları yıkamak durumundadır. Türkiye’nin bu iki ülkeden iade talebinde bulunduğu 33 teröristin derhal ve gecikmeksizin verilmesi de şarttır ve süreç samimiyet testi olarak değerlendirilmelidir. Terör örgütünü savunmanın, teröristleri sahiplenmenin, demokrasi ve özgürlüğün infaz ve ihlal hükmü olduğunu hiç unutmamak gerekmektedir. Terörizmi bir hak arayışı gören ülkeler, eğer bu ilkel ve düşmanca tutumu devam ettirmekte ısrar ediyorlarsa, buyursunlar, Kandil’de ve sınır ötesinde ne kadar terörist varsa kendi ülkelerine taşısınlar, tepe tepe kullansınlar, hatta Avrupa’nın göbeğinde coğrafi bir alan belirleyip terörizmin karargahını kursunlar" dedi.
'TEL RIFAT VE MÜNBİÇ’TE DİP BUCAK TEMİZLİĞİ YAPILMALI'
Bahçeli, teröre ve teröriste taviz verilmeyeceğini vurgulayarak, "Canileri araya araya bulacağız ve hepsini birden de imha edeceğiz. Terör örgütü neredeyse, katillerin ürediği ve yuvalandığı bölgeler neresi ise, oralar Türkiye’nin ezici müdahalesine sahne olacaktır. Bundan kaçış yoktur, teröristlerin kurtuluş şansları sıfırdır. Tel Rıfat ve Münbiç’te dip bucak temizliği yapılmak suretiyle, terör örgütü Fırat’ın doğusundan da batısından da sökülüp atılmalıdır" diye konuştu.
'EGE'DE BOĞULMAK İSTEYEN ÇIKSIN KARŞIMIZA'
Bahçeli, Türkiye’nin bu kararlı ve kahramanca duruşundan rahatsız olan malum ülkelerin Yunanistan’ı koz olarak sahaya sürmesinin tesadüf olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Miçotakis’in tıpkı dedeleri gibi tekraren maşalığa heves etmesi, Ege’de gerginliği tırmandırıcı söz ve politik eylemleri bardağı taşıracak aşamaya doğru hızla mesafe almaktadır. Egemenliği tartışmalı olan ve burnumuzun dibinde bulunan adaları ziyaret ederek, Türkiye’yi tahrike yeltenen küstah Miçotakis, Ege’yi bir Yunan denizi haline getirmek, gerekirse de silahlı bir çatışma ortamı yaratmak için devamlı provokasyon halindedir. Emperyalizmin miçosu haddini aşmaktadır. ABD ile AB’nin arkasında olduğunu iddia ederek Türkiye’ye aba altında sopa gösterme yanlışına düşmektedir. Bizim dileğimiz Ege’nin bir barış ve huzur denizi olması, bu şekilde kalmasıdır. Tam tersi bir iklim vasat bulursa, sonuçlarına katlanacak sadece ve sadece bedbaht Miçotakis ve hükumeti olacaktır. Ülke ülke, ada ada gezip Türkiye’ye silah gösteren, Mavi Vatan haritamızı her gittiği yerde şikayet konusu haline getiren Miçotakis bilmelidir ki, el atına binen çok çabuk inecek, güvendiği dağlara da kar yağacaktır. Bizim tasavvur ve telakkimize göre, vatan vatandır, vatan namustur, denizi, karası olamaz, nihayetinde haremi ismetimize uzanacak muhasım eller ise kırılıp atılacaktır. Ege’de boğulmak isteyen hiç durmasın çıksın karşımıza. Türk milleti hakkından vazgeçmez, egemenlik haklarını çiğnetmez, sorulacak hesabı da hiçbir mihrakın yanına bırakmaz. Lozan ve Paris Anlaşmalarına göre, gayri askeri statüde olması gereken adaları silahlandıran Yunanistan yönetimi suçludur, insanlık ve uluslararası hukuk nezdinde sorumludur. Dahası 12 Ada’nın yüzü ve yüreği de Türkiye’ye dönüktür. Damarımıza basan kim olursa kalbini sökeceğimizi iyi bilsin, müstevli kalıntıları şehadete kucak açıp milli onurumuzdan ödün vermeyeceğimizi de sefil akıllarına iyice yerleştirsinler" dedi.
'SEÇİM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMA YETKİSİNİ NEREDEN ALMAYI DÜŞÜNMEKTEDİRLER?'
Bahçeli, seçimin zamanında yapılacağını tekrarlayarak, "Beğenseler de beğenmeseler de seçim zamanında yapılacaktır, o demokratik randevunun tarihi ise 2023 yılının Haziran ayıdır. Gerçekte milli güvenlik sorunu olan zillet ittifakının boşuna kurduğu bir komisyon vasıtasıyla seçim güvenliğiyle ilgili çağrıda bulunması ve yaptığı sözde çalışmayı kamuoyuyla paylaşması tam bir pişkinlik ve çelişkidir. Bunlar seçim güvenliğini sağlama yetkisini nereden almayı düşünmektedir? Bu devletin hakimi varken, savcısı varken, polisi varken, jandarması varken, zillet ittifakı sandık güvenliğini hangi vasıtalarla sağlamanın peşindedir? Yoksa bizim bilmediğimiz bir hazırlıkları mı söz konusudur? Mesela dağdan indirecekleri teröristleri sandık başına mı dikecekler? Güvenliği bölücülere mi havale edecekler? Birbirine benzemeyen partilerin ittifakıyla vücut bulan zillet bedeni, taşınması çok külfetli siyasi bir ağırlık haline gelmiştir. Bunların elle tutulacak hiçbir projesi yoktur. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ezberi dışında söyledikleri ikinci bir şey yoktur. Türkiye’ye inançları yoktur. Türk milletine mensubiyet ve muhabbetleri yoktur" diye konuştu.
'SAYIN KILIÇDAROĞLU ADAY MISIN DEĞİL MİSİN?'
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na aday olup olmayacağını sorarak şöyle dedi:
"Henüz kimi Cumhurbaşkanı adayı gösterecekleri de derin bir anlaşmazlık ve tartışma konusudur. Sayın Kılıçdaroğlu; bal yapmayan arı gibi vızıldamayı bırak, mertsen çık söyle, adamsan kararını açıkla. Aday mısın, değil misin? Neden susuyorsun? Niçin duruyorsun? Neyi bekliyorsun? Hangi mantıkla keçeyi suya atıp çıkan yerlerini taşlıyorsun? Sayın Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı adayı olacak yürek sende var mı onu söyle? Gözün kesiyor mu ondan bahset? Er meydanına çıkabilecek cesaretin var mı onu ifade et? Cumhurbaşkanı adayını belirlemekten dahi aciz bir zihniyete ve siyaset köhneliğine aziz milletimiz hiç prim verir mi? Böylesi bir dağınıklığa, böylesi bir çarpıklığa, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini protokole bağlamayı düşünen siyaset ve hukuk cahillerine Türkiye’nin geleceği emanet edilebilir mi? Kılıçdaroğlu aday olup olmayacağıyla ilgili kesin bir dil kullanmasa da, buna çok hevesli, çok istekli ve çok iştahlı olduğu herkesin malumudur. Ne var ki, masanın altında ve üstünde sabitlenen zillet ortaklarından hala vize çıkmamış, dar alanda kısa paslaşmalar, mevzi mücadeleler, marazi cepheleşmeler günbegün kökleşmiştir. Kılıçdaroğlu aday olursa, bu adaylığı yeminli Türkiye düşmanlarının telkin ve tembihiyle gerçekleşebilecektir. Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş için adaylığa hazırdır. Kılıçdaroğlu, Sorosçu Osman Kavala için adaylığa gönüllüdür. Kılıçdaroğlu FETÖ’cüleri eski görevlerine iade etmek için adaylığa heveslidir. Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi şikayet ettiği yabancı ülke sefirlerinin talimat listesini yerine getirmek, Biden’ı memnun etmek için adaylığa sıcaktır. Sayın Kılıçdaroğlu ne senin ne de ittifak ortaklarının önceliği Türkiye değildir, hiç de olmamıştır."