Çatı İzolasyonu işi yapan Ferhat Erusta, Pendik Kurnaköy ormanında 4 yıl önce inşa ettiği barakasında, kendi imkanlarıyla sokak hayvanlarına yuvalar yaptığını belirtti. Yuvaları ormanın her yerine dağıttığını ifade eden Erusta, “Dağlarda ölüme terk edilen hayvanları toplayarak buraya getiriyoruz. Onları burada besliyoruz. Bu bölgede ölüme terk edilen çok hayvan var. Şehirdeki insanlar şikâyet ediyor. Çeşitli belediyeler ve insanlar bu hayvanları ormanlara atıyor. Hayvanlar buralarda çaresizce hayatta kalmaya çalışıyor. Biz de onların mücadelesine ortak oluyoruz” diye konuştu.
Yuva bırakıyoruz
Ferhat Erusta, “Sabahları evden çıktığımızda yollarda palet, tahta, branda görünce bunları her zaman toplarız. Ya da gider alırım. Bu barakada yeri geliyor bir yuva, yeri geliyor 10 yuva yapıyoruz. Daha sonra bunları arabamın arkasına bağlayıp ihtiyacı olan, hayvanların bol olduğu yerlere dağıtıyoruz. Özellikle daha çok insanların gitmediği yerlere gidiyoruz. Bir tane can görelim oraya mutlaka yuva koyuyoruz. Sağ olsun belediye de bu konuda bize destek çıktı” dedi. Erusta sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarımın rızkını bu hayvanlarla bölüşüyorum. Onlar da hiçbir zaman bundan şikâyet etmedi. Neden hayvanlara acıyorsun demediler. Çünkü onlar da benimle bu hayvanlar için mücadele ediyor. İşim olmadığında her gün buradayım. Sabah 8 akşam 6-7 buraya gelip hayvanlarla vakit geçiririm.”
Zevkine öldürüyorlar
Pendik Göçbeyli ile Şile Biçkidere dağları arasında bulunan bçlgeye 'ölüm vadisi’ adını veren Ferhat Erusta, “Burası iki köyün arasındadır. Ölüm vadisi öyle bir yer ki hayvanlar hem belediyeler hem de insanlar tarafından ölüme terk ediliyor. Bu iki dağ arasında çaresizce bırakılıyor. Ölüm vadisine benden başka giden kimse yok. Hayvanlar hangi köye gitmeye kalksa silahla öldürülüyor. Dağda kalınca da avcılar o köpekleri zevkine, acımadan öldürüyor. Dahası hayvanlar zaten açlıktan ölüyor. İşte ben de buraya kendi imkanlarımla yetişmeye çalışıyorum” açıklamasında bulundu.
Bakamayıp sokağa salıyor
Ölüm vadisine 2017’den beri gidip barakasına buradan hayvan taşıdığını belirten Erusta, hayvanları oradan kurtardıkça daha fazlasının oraya bırakıldığını söyledi. Sadece sokak hayvanlarının değil; cins, sahipli hayvanların da ormana terk edildiğini ifade eden Erusta şunları söyledi: "Aileler çocuklarına heves uğruna karne hediyesi alıyor, bakamayıp sokağa salıyor. Bu hayvanlar da bir evlattır. Bu dünya sadece insanlara ait değildir. Hayvanların da yaşama hakkı var. Artık öyle bir duruma geldik ki hayvanların hakları elinden alınmış. Sadece insanlar için olan bir dünya yaratılmış. Hayvanlar öldürülüyor, ölüme terk ediliyor, açlıktan, hastalıktan ölüyor. Eğer cennete gitmek istiyorsak bu hayvanlar sayesinde olacak. İnsanları 365 günün 364 günü sırtında taşı, bir gün taşıma işte o bir gün seni yerin dibine sokar. Sokak hayvanlarına bir dilim ekmek ver, o hayvan senin peşinden ayrılmaz. Lütfen insanlar bunu bilsin, hayvanlarımıza sahip çıksınlar."