Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin çağrısı ile İBB’nin Saraçhane’de bulunan binası önünde bir araya gelen mahalle sakinleri, İstanbul’un yüzde 70'i kendiliğinden yıkılıyorken, Ataköy’deki binaların eski olduğu söylemleriyle bölgeyi dönüşüme sokma gayretinin rantın ta kendisi olduğunu belirterek, topladıkları imzaları ilgililere ulaştırdı. Ataköy’ün zamanın ötesinde planlanmış Cumhuriyet döneminin mimari değişimlerini yansıtan bir panaroma olduğunu belirten dernek başkanı Prof. Dr. Ayfer Kaynar, bölgelerinin koruma altına alınması yönündeki adımların atılması ve güçlendirme yönünde prensiplerin uygulamaya geçmesi için İBB’den de Bakırköy Belediyesi’nden de artık net bir duruş sergilemesini beklediklerini söyledi. Konuyla ilgili görüş aldığımız Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu, adaylık döneminde verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu belirterek, yakın tarihte yapacakları bir toplantı ile dernek yetkilileriyle bir araya geleceklerini söyledi.
Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği, orjinalinde yeşil alan ve kreş olarak belirlenen, Emlak Konut’un tasfiyesi sonrası TOKİ’ye devredilen ve otel yapımı için ihale yoluyla satılan 564 ada 14 parselde verdikleri hukuki mücadele sonrası otel yapımından vazgeçilen, şimdilerde ise yeni sahibi Albatros Turizm ve Otelcilik Şirketi tarafından inşaat yapılmak istemine karşı uzun zamandır sürdürdükleri mücadeleyi İBB binası önünde de dile getirerek “Ataköy’ün dokusunu bozacak ve ranta açılmasını sağlayacak tüm projelerin karşısındayız. İBB’nin yıkma değil, koruma prensibini gündemine almasını bekliyoruz” dedi.
ATAKÖY KORUNMALI
İBB’nin Saraçhane binası önünde yapılan basın açıklamasında mahalleli adına konuşan Prof. Dr. Ayfer Kaynar, kamusal alanları ranta açmak üzere planlanan ve kanun gücünü arkasına alan aklın 21 yüzyılda daha da şiddetlenerek vücut bulduğunu ifade etti. Son dönemde kentsel dönüşüm adı altında veya deprem riskini bahane eden rant odaklı tehditlerle karşı karşıya kalındıklarını söyleyen Kaynar, Ataköy’ün modern mimari eser olarak yeşili ile birlikte korunması talebi ile bir araya geldiklerini ifade etti.
Ataköy’ün 1960 yılında yapılan mevcut plan dahilinde korunması gerektiğini söyleyen Kaynar, zamanın ötesinde planlanmış Cumhuriyet döneminin çeşitli zaman kesitlerindeki mimari değişimlerini yansıtan bir panaroma olan semtin çekirdeğini oluşturan 1. Kısmın son dönemde maruz kaldığı durumlara dikkat çekerek yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi.
12 Eylül milat olmak üzere kamusal alanları ranta açmak üzere planlanan ve kanun gücünü arkasına alan akım 21. Yüzyılda daha da şiddetlenerek vücut bulmuştur. Biz bunu Ataköy sahilinde görüyoruz. Anayasaya, hukuka ve yaşayan halkın haklarına karşı tüm taleplerimiz göz ardı edildi ve 1 milyon metrekare betona feda etti. Aynı rant iştahı 1 Kısıma’a dönmüş durumdadır. Ataköy’ün 1. Kısımı 2., 3. ve 4. kısımlarında dayanak noktasıdır.
DEDİKODULARLA ENDİŞE YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR
Bazı siyasi çevrelerin, üst düzey bürokratların kendilerinin yada birinci derece yakınlarının, bunun dışında yine siyasetçiler, çıkar çevreleri ve müteahhitlerin oluşturduğu çember, ‘Ataköy kentsel dönüşüme giriyor, binalar eski’ gibi gerekçelerle dedikodularla çarşısına kadar yayarak yaşayanlar üzerinde gerginlik yaratıcı söylemlerde bulunmaktadırlar. Oysa eski olan her yeri yıkmıyoruz. Kaliforniya'da deprem bölgesi olan alanda yüzyıllık binalar korunmaktadır. Bunlara eski demek, bilime, şehirciliğe ve insan haklarına aykırıdır. Bu binaların eskiliği İBB tarafından yapılan subjektif değerlendirmelerde son derece dirençsiz olarak rapor edilmiştir. Oysa bizim yaptırdığımız deprem performans analizlerinde 6306 sayı ile dönüşüm riski altında olan mahkeme raporlarında binalar sağlamdır ya da küçük müdahalelerle 6306 sayılı kanunun emrettiği koşulları sağlamaktadır. Burada bir oldu bitti durumu söz konusudur.
Ataköy 1 Kısım Çarşısı’da modern çizgisi ile öne çıkan tek katlı yapılardan oluşur. Çarşının hemen yanında kamu için ayrılmış tiyatro alanı yine turizm bakanlığı ve TOKİ tarafından satılmış ve otel yapımına yol verilmiştir. Çarşımız yaşam riski taşımayan çarşı, otel sahipleri tarafından satın alınarak mülkiyetlerine geçirilmiş ve kentsel dönüşüm süreci gereği yıkılmıştır. Buranında imarı bulunmamaktadır. Ön görümüz otel bu alanı kendi bünyesinde bütünleştirmek amacıyla ya da beklentisi içinde sessizce beklemektedir.
14 PARSEL BU BÖLGENİN SARI ÖKÜZÜ
1. Kısım için çok önemli olan 14 parseli bu bölgenin ’Sarı Öküzü’ olarak değerlendiriyoruz. Bu alan evlen arasında zamanında kreş olarak ayrılan sosyal donatı bir alandır. 2007 yılında yapılan satışla alana yüksek katlı bir otel yapılmak istenmiştir. O dönem açtığımız dava ile Danıştay kararı ile otel için yapılan imar planını iptal ettirdik. Sonraki süreçte her türlü hile ve desise ile tekrar imar planı hazırlandı. Yeni plan eskisi kadar yüksek olmasa da, etrafındaki özgün ve ironik binalarla alakalı olmayan bir şekildedir. Oysa yapılan imar planındaki koşullar, öncesinde iptal ettirdiğimiz imar planında hukukun red etme gerekçelerini yerine getirmemekte. Yeniden açtığımız dava devam etmektedir ve hukukun tecelli etmesini bekliyoruz.
Bu alanın taşıdığı bir diğer risk ise, 14 parselin hemen karşısında kentsel dönüşüme sokulmuş olan ve müteahhit çevrelerin de mülk sahibi olduğu F Bloktur. Ortaklaşa bir imar değişikliğinin önünü açmak niyetinde olunduğuna dair iddialar ortada dolaşırken, böyle bir şeyin olmamasını umut ediyor ve böylesi bir duruma izin vermeyeceğimizi de duyuruyoruz.
İBB KORUMA PRENSİPLERİNİ GÜNDEME ALMALI
Ataköy 1. Kısımla ilgili güncel bilgileri verdikten sonra, İBB'nin yıkmak yerine koruma prensibini gündemine almasını beklediklerinin altını çizen Ayfer Kaynar, “Eski olan her şeyi yıkmak hem sosyal hem de ekonomik açıdan uygun doğru bir yaklaşım değildir. Ataköy 1-2-3-4 kısımların koruma altına alınması yönünde adımlar atmasını, güçlendirme yönünde prensipleri uygulamak için gerekli finansmanı bulmasını istiyoruz. Bu finans, yerel kaynaklardan bulunacağı gibi, 1.2. kısmın literatüre geçen özelliklerinden dolayı uluslararası kuruluşlardan da sağlanabilir.
Güçlendirme meselesinde çalışan dernekler var. Bünyesinde 48 kuruluş barındıran kısa adı DEGÜDER olan Deprem Güçlendirme Derneği’ni dinledik. Güçlendirmenin çok önemli ve uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu söylediler. Belediyenin bu kurumlardan danışmanlık almasını ve profesyonelce yapılmasını istiyoruz.
BAKIRKÖY BELEDİYESİ ARTIK BİR DURUŞ SERGİLEMELİ
En önemlisi de Bakırköy Belediyesi’nin 14 Parsel için artık bir duruş sergilemesi gerekmektedir. Açmış olduğumuz davaya hem İBB’nin hem de Bakırköy Belediyesi’nin müdahil olmasını talep ediyoruz. Bu alanın kentsel sit alanı olması için de Kültür ve Tabiat Varlıklarına başvurarak takipçisi olunmasını, özellikle Ataköy 1. Kısım’ın turizm alanından çıkması için gerekli siyasi baskının yapılmasını istiyoruz.
Topladıkları 1500 ıslak imzayı İBB’ye temsil ederek, arkalarında binlerce Bakırköy Ataköylünün olduğunu ifade eden Ayfer Kaynar, “İstanbul’un yüzde 70'i kendiliğinden yıkılıyorken, Ataköy’de bu binalar eski lafı ile bölgeyi dönüşüme sokma gayreti rantın ta kendisidir.” dedi.
OVALIOĞLU, “DÜN NE DEDİYSEK AYNI YERDEYİZ”
Konuyla ilgili görüş aldığımız Bakırköy Belediye Başkanı Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu, Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği ile adaylık döneminde bir araya geldiklerini, yoğunluk nedeniyle yeniden görüşemediklerini ancak dün kendilerine ne söylediyseler bu gün de aynı çizgide olduklarını belirterek, en kısa zamanda yapacakları görüşme ile karşılıklı konuşarak yapılması gerekenler konusunda işbirliği yapacaklarını belirtti.