Konferansa katılım sağlayan Hollanda Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi Bilgi Teknolojileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bedir Tekinerdoğan, “Afetlerin önceden tespit edilebilmesi için özel yazılım sistemleri geliştirilebilir ve geliştirilmeli. Bu teknoloji de mevcut” dedi
Yazılım mühendisliği alanında çalışan dünyaca ünlü bilim insanları, 18-22 Eylül tarihleri arasında Yeditepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilen konferansta bir araya geldi. Dünyanın en iyi 5 uluslararası yazılım mühendisliği konferanslarından biri olarak bilinen Avrupa Yazılım Mimarisi Konferansı’nın (European Conference on Software Architecture ECSA) 17’ncisinde dünyada yazılım mühendisliğine yön veren, birçok önemli yaklaşımı ve tekniği ortaya koymuş olan 80’den fazla bilim insanı ve araştırmacı ağırlandı. Yeditepe Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mert Özkaya’nın organizasyon başkanlığında gerçekleşen konferansta, yazılım mühendisliği tüm yönleriyle ele alınırken, yazılım mimarisinin afetler ile ilişkisi ve afetlerin önceden tespit edilmesi için gereken altyapı da yine katılımcılar tarafından masaya yatırıldı. Sürdürülebilir ve ölçeklenebilir yazılımların geliştirilmesi, yazılım mimarisinin önemi ve mimari-merkezli yazılım geliştirme, yazılım soyutlama teknikleri, kod yazmadan yazılım geliştirme gereksinimleri sağlayan kaliteli yazılım geliştirme gibi konulara odaklanan konferansta, yazılım mühendisliğinin önemli konularında eğitim seminerleri düzenlendi, çeşitli çalıştaylar gerçekleştirildi ve dünyaca ünlü hakemler tarafından kabul gören çeşitli bilimsel yayınlar uzman araştırmacılar tarafından sunuldu.
Çok sayıda kişi katıldı
Hollanda Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi Bilgi Teknolojileri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tekinerdoğan, konferansla ilgili şöyle konuştu: “100’den fazla katılımcının yer aldığı 17’inci Avrupa Yazılım Mimarisi Konferansı önde gelen bir konferanslar arasında yerini almaktadır. Bu yıl Türkiye’de gerçekleşen bu konferansa Avrupa ülkelerinin yanı sıra Çin, Japonya ABD gibi 30’u aşkın birçok ülkeden katılım sağlandı. Konferansın ana teması yazılım mühendisliği alanında önemli bir konu olan yazılım mimarisidir. Yazılım mimarisi, yazılımın temel yapısını, bileşenler arasındaki ilişkilerini tanımlar. Sağlam bir yazılım mimarisi, yazılımların daha güvenilebilir, ölçeklenebilir olmasını sağlamak açısından çok önem arz ediyor. Sağlıkta, eğitimde, savunmada ve daha birçok alanda yazılım kullanılıyor. Tüm bunların doğru şekilde geliştirilmesi için sağlam bir yazılım mimarisinin oluşturulması şart. Her zamanki gibi bu yılki konferansta da genel temalar ele alınırken bu yıl ayrıca ana tema sürdürülebilirlik olarak belirlendi. Yazılımın daha sürdürülebilir olmasını sağlamak zaten yazılım mimarisinin kendi ana temasıdır. Fakat bu yıl ayrıca iklimle, hayatla ilişkili sürdürebilirlik konusunu irdeleyeceğiz; ekolojik sürdürülebilirliği de tema olarak konferansımıza dahil ettik. Yazılım mühendisleri ve mimarileri olarak bu konudaki sorumluluklarımız nedir, yazılımın ekolojik sürdürülebilirliğe etkisi nedir, bunu daha optimize edebilmek için yazılım mimarileri olarak neler yapmalıyız gibi soruların üzerinde duracağız.”
Kritik altyapı lazım
Yazılım ve afetlerin önceden tespiti arasındaki bağlantıyı bizlerle paylayan Prof. Dr. Tekinerdoğan şunları kaydetti: “Bir afet gerçekleştikten sonra hem can kaybı hem de ekonomik kayıp olarak çok daha büyük hasar bırakıyor. Yazılım bunların önlenebilmesi ve afetlerin önceden tespit edilebilmesi için de çok büyük önem taşıyor. Afetlerin önceden tespit edilebilmesi için özel yazılım sistemleri geliştirilebilir ve geliştirilmeli. Bu teknoloji de mevcut. Önceden tespit etmede, önlem almada, karar destekte yardımcı olabilen ve deprem olduğunda da koordinasyonu ve lojistiği sağlayabilen bir yazılımın olması son derece önemlidir. Şu an mevcut değilse, bu durumu kritik altyapı olarak algılamak lazım. Banka, finans ve savunma sistemlerini kritik altyapı olarak tanımladığımız gibi bilhassa ülkemiz için depremi önlemek ve afet yönetiminde kritik altyapı olarak ele almamız lazım. Kritik altyapılarda da yazılım büyük önem taşıyor.”
Türkiye'de olması anlamlı
Sürdürülebilirlik konusunda ise herkesin çabalamaya başladığını belirten Prof. Dr. Tekinerdoğan, “ Biraz da geç kaldık ama zararın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle dünya çapında çalışmalar başlatıldı. Responsible engineer adı altında sorumluluk taşıyan mühendislik çalışmaları olarak öne atıldı ve bu konuda bilimsel çalışmalar başlatıldı, projeler sunuluyor. Türkiye içinde bu bazda çalışmalar başlatılması gerekiyor. Üniversitelerden meslektaşlarımızın yaptığı çalışmalar var ve onların desteklenmesi gerekiyor. Bu yıl 17’ncisi düzenlenen konferans, daha önce farklı Avrupa ülkelerinde organize edildi. Bu konferansı Türkiye’ye getirmek öncelikli hedefimizdi ve bunun için baya çaba sarf ettik. Sıradan olmayan bu konferansın katılımcıları da dünyanın önde gelen bilim insanlarıdır. Türkiye’ye getirmek için birkaç yıl uğraştık, yerel organizasyonla iletişim halindeydik” şeklinde konuştu.