Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara
Damga Gündem Yetişti imdada Kudüs

Yetişti imdada Kudüs

ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdı ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıkladı.

Okunma Süresi: 5 dk

   ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdı ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıkladı.
   İşte kimi kesimlerin elinde bomba, kimi kesimlerin elinde stres topu, kimilerinin elinde ise bir oyuncak olan siyasi bir girişim!
   Mısır’da televizyon spikeri maç anlatırken, rakip takımın çektiği müthiş şut, Mısır takımının kale direğine çarpar. Spiker, büyük bir heyecanla “yetişti imdada direk!” diye bağırır. 
   Mısır takımının imdadına nasıl kale direği yetişmişse, Erdoğan’ın imdadına da Trump’ın Kudüs’ü yetişti.
***
   ABD’de devam eden Reza Zarrap davası, CHP’nin açıkladığı Man Adası belgeleri böylece gündemin geri sıralarına atıldı. İktidar için epeyi can sıkıcı olan bu davaların Kudüs üzerinden yürütülecek olan İslamcı tepkiler karşısında ne kadar etkili olabilir? Havuz medyasının müthiş karşı bombardımanı, bu davaların yaratması gereken tepkileri bastırmakta epeyi başarılı oldu. Şimdi Kudüs ile oynamaya devam. 
***
   İç sorunların üzerini örtmenin, etkisiz kılmanın en kestirme yolu, dış meseleler çıkarmaktır. Çoğu zaman diktacı iktidarlar toplumda kendilerine karşı yükselen tepkileri başka ülkelerle çatışmaya hatta savaşa girerek etkisiz kılarlar. 
*** 
   Erdoğan için bulunmaz bir çıkış yolu fırsatı sunan Kudüs meselesi, sanıyorum Trump’ın kendisi için de bir iç politika manevrası oluyor. Çünkü ABD’nin yargısı,     Pentagon’u, FBI ve CIA’sı Trump’tan memnun değil ve onun abuk sabuk kararlarını frenliyor.
*** 
   Her Filistin meselesinde ortalığı bir İslam dünyası söylemleri sarar. Filistin üzerinden siyasal İslamcılar için Yahudi düşmanlığı bulunmaz bir fırsat sunar. Neyse bu İslam dünyası, onlar birbirlerini öldürmekle         meşguller.
*** 
   Madalyonun diğer yüzünde ise İsrail sağcı politikacılarının işgalci ve ırkçı görüşleri, kendi toplumlarında ve Yahudi diasporasında karşılığını bulur. 
   Ne diyor İsrail Başbakanı Netanyahu: “Kudüs 3 bin yıldır bizim kutsal şehrimiz ve başkentimizdir.” 
***
   Netanyahu’ya ve böyle düşünenlere sormak gerekir; Kudüs örneğin 3 bin 10 yıl önce kimindi? Tevrat’ta bile yazar; İbrahim (Abraham) Peygamber bu topraklara geldiğinde, burada kent devletçikleri halinde yaşayan Kenanlılar, Filistinliler vardı. Filistinli dev cüsseli savaşçı Golyat’ı sapan taşıyla öldüren Davud, bir süre sonra Musevilerin/İsraillerin hem kralı hem de peygamberi oldu. Davud M.Ö. 967 yılında Kenanlıların adına Urşelim dedikleri     şehri aldı. 
***
   Ne diyor İslamcı kesimler; Kudüs 1.400 yıldır Müslümanların kutsal şehridir. Halife Ömer zamanında, 636 yılında Bizanslıların elinden alınan Kudüs, Müslümanlardan önce kimlerin şehriydi? 1.000’li yıllardan itibaren bu kez de Haçlılar bir süre şehri yönettiler. 
***
   Bugün tarihte halkların veya dinlerin coğrafyalarından hareketle bir ontoloji oluşturmaya kalkmak sübjektif tarihçilik, siyaseten güç dayatmacılığı ve toplumsal ilişkiler açısından da ahlaksızlıktır! Meseleye bu noktadan bakan hangi iktidar veya ideoloji olursa olsun, kendi çıkarları için halkları aptal yerine koyuyor demektir!
***
   Şimdi soralım Kudüs falan şehridir, filan şehridir diyerek siyasal arkeoloji üreten siyasal dincilere ve milliyetçilere; İstanbul kimin şehriydi? 500 yıl önce Bizans’ın elinden savaş yoluyla Osmanlılarca işgal edilmedi mi? Megalo İdea milliyetçi düşüncesinin altında ne yatıyor? Sen Kudüs’e böyle bakmayı bir hak olarak görürsen, Yunanlar da İstanbul’a Konstaninopolis olarak bakma hakkına sahip olur.
***
   İktidarlar tarihin kirlerini köpürtürler. İktidarlar tarihin kanlı sayfalarından medet umarlar. Tarihin kirleri çoğu kez de iktidarların imdadına yetişir. 
Tarihte şöyle oldu, böyle oldu; biz bunları nasıl okuyacağız? Tarihten düşmanlık ve çatışma mı üreteceğiz, yoksa tarihten yeni ve barışçıl dünyalar inşa etmek için dersler mi çıkaracağız?
***
   Kudüs tek tanrılı üç din için kutsal bir kenttir. O Yeruşalim ki, İbranicede tanrının esenliği anlamına gelir, Yahudilerin en kutsal kentidir. Bugün Yahudilerin Peygamberleri Süleyman’ın mimar Hiram’a yaptırdığı ancak Babiller tarafından 586 yılında yerle bir edilen meşhur tapınağın bugüne kalmış küçük bir duvar parçası önünde ağlamaları boşuna değil.
***
   İsa’nın Kudüs’ü, çarmıha gerildiği Golgota tepesi ve ilk kilisenin inşa edildiği bugünkü Kudüs’ün Hıristiyanlar için önemi boşuna değil.
   Müslümanlar için Muhammed Peygamberin göğe yükseldiği, Halife Ömer’in inşa ettirdiği Kubbetüs Sahra ve Mescid-i Aksa’nın yer aldığı Kudüs’ün kutsallığı boşuna değil.
***
   Kudüs, Kudüs’te yaşayanların şehridir. Kudüs, her üç tek tanrılı dinin kutsallık     atfettikleri şehirdir. Taraflardan biri diğerini yok saymamalı ve üzerinde egemenlik         kurmamalı. Bu son derece naif bir görüş,     biliyorum.
***
   Somut olarak ne yapılmalı?
   İsraillilerin de Filistinlilerin de Kudüs’ü başkent ilan etme hakları vardır. Ancak mevcut duruma göre bu kararların uygulamaya konulmasının zamanı değildir. Çünkü tarafların önyargıları hala çok güçlü ve tarafların çatışmacı dili hala egemen.    Bu nedenle barışçıl çalışmalara devam edebilmek için Trump’ın ve İsrail Hükümetinin kararlarına karşı durmak gerekiyor. Din ve etnisite açısından meseleyi ele almak, çatışmacı bir dil olarak sorununun ağırlaşarak devamına yarar. Barışa ve sorunları süreç içerisinde çözmeye yarayan politikalar üretilebilir. Ancak birçok konuda olduğu gibi İsrail-Filistin meselesinin çatışmacı devamı, her iki tarafın egemenlerinin çıkarına oluyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *