Amerika ile yaşanan sıkıntının doların ateşini iyiden iyiye alevlendirdiği şu günlerde ele aldığımız onca yazılarımın ne kadar haklı olduğunu, ülkemiz ve bakanlara yönelik konulan yaptırımlarla bir kez daha ortaya çıkarken bana göre çok ama çok gereksiz olan bu gerginliğin altında yatanın sadece Feto’nun karşılığında gözaltına alınıp, tutuklanan daha sonra ev hapsine alınan ve bu yaşananlar arından serbest kalacağa benzer olan Amerikalı rahibin yüzünde olduğu sanılmasın.
Çünkü, silah ihtiyacı başta olmak üzere birçok konuda müttefik olduğumuz Amerika’nın proje ortağı olan Türkiye’nin F-35 uçaklarını da vermeyeceğini de göz ardı etmemek gerekir.
Ve bu sıkıntının aslı olan Rusya’da alınmak istenen S-400’ler ile ABD’nin Ortadoğu çocuğu İsrail ile olan kötü ilişkiler olduğu da unutulmamalıdır.
Tabi ABD’nin İsrail’in tehlike gördüğü ve Atom bombası yapma yolunda bir hayli yol alan İran’a yönelik bakışını da ve mevcut iktidarın ABD’nin ambargo ile tehdit ettiği İranla yakın temas içinde olmaya çalışmasını da notlarımız arasına almak gerekir.
Kısacası geleceğin ekonomik devi olacağı ileri sürülen ve bu yolda hızla yol alan Çin’i bile parasıyla dize getirmek için art arda yeni kararlar alan Amerika’nın para için müttefik falan tanımadığı ve en önemlisi kendisine kafa tutanla çeşitli şekillerde uğraştığını da bilmek ve arayı daha çok açmamak için buna göre önlem almak gerekir.
Aynı Amerika’nın daha önceki 12 Eylül cuntacılarında verdiği destek gibi en son Mısır’da açıkça darbeci destekçisi olduğunu ortaya koyduğunu da umutmamamız gerektiği şu günlerde ülkemize karşı ard arda alınan kararların aynı günlerinde ABD’nin Avrupa Sorumlusu Ordu Komutanının Türkiye’ye gelip, başta hala, ‘Ardahanlı mı, Bayburtlu mu?’ diye tartışılan yeni Genelkurmay Başkanımıza, ‘hayırlı olsun’ ziyareti adı altında askeri yetkililerle görüşmesi de göz ardı edilmemesi gerekir.
Ve bu oynanan oyunun ‘Ver Papazı, Al Kızı’ oyununun ötesinde karanlık bir oyun ve hesaplar içinde olduğu da iyi bilinmeli ve ona göre önemler alarak, adımlar atılmalıdır. Yani ABD ile ilişkilerimiz düzeltmek için istenen bedellerin ağır olduğunu ama bu ağırlığın öyle yandaş, havuz medyası ve basını aracılığı ile bağırıp, çağırıp, kafa tutarak değil, ülkeler arasında ortaya konula diplomatik ilişkilerle ancak olabileceğini de bilmek gerekir.
Dolarla ya da ambargo ve diğer adice baskılara boyun eğmeden diplomatik adımları boyun eğme olarak değil olumlu yönde yeniden atılacak adımlar ile ‘kazan kazan’ şeklinde bir ilişkiye gitmenin en güzel ve doğal yol olduğunu topluma da anlatarak hareket etmek ülkemizin olduğu gibi mevcut iktidarında kazancı olacaktır.
‘Kahrolsun Amerika’ sloganları ile bu illerin olmayacağını anlamak bu işin en güzel yolu olarak görülmeli ve papaz başta olmak üzere ülkede ki hukuku, adaleti de gözden geçirip, demokraisyi unutmadan hareket etmemizin mecburiyetinde olduğumuzu görmeli ve bugünlerde yaşanan sorunları millet olarak omuzlayıp, bunu da aşarız diyerek yeni bir yol haritası ile ABD’nin yanı sıra diğer aramızın açıldığı ülkeleri yeniden yanımıza almak en mantıklısı ve doğrusudur.
İdamı düşünmeden
ABD ile olan ilişkilerin bozulmasının altında yatan diğer bir önemli konuda mevcut iktidarın yaşanan her olaya karşı demokrasinin olmazsa olmazlarını unutup, önlem adı altında demokrasinin, hak ve adaletin ret ettiği yönetim anlayışına yönelmesidir.
Bunun en açık örneği de ikide bir gündeme getirilen idam konusudur.
Her olaya bağırıp, çağırıp, idamı gündeme getirmekle bir yere varılamayacağını da anlaması gereken Başkan Erdoğan ve iktidarın idamı değil, ilk yıllarındaki gibi ekonominin olduğu gibi insan haklarının önünü açan adımları atmayı düşünmesi gerekir.
Okunma Süresi: 4 dk
Bodrumspor Galatasaray Maçı Canlı İzle Şifresiz
#Spor / 23 Kasım 2024
Kızılcık Şerbeti ve Yalı Çapkını'nın 2 yakışıklı oyuncusu Metruk Adam filminde!
#Televizyon / 23 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *