tsk ve öso, afrin'i teröristlerden temizledi sıra münbiç'e geldi. Fırat'ın doğusu ve Kandil'de buna dahil. Bu nedenle, ABD ile kurulan masadan çıkacak sonuç bekleniyor. 19 Mart'ta varsayılan anlaşmalar yapılmış olup ortak yol bulunur, çatışmasız bir şekilde sorun halledilir diye düşünüyoruz. Anlaşma yapılması halinde varsaydığımız Münbiç'ten çekilme olayını Türkiye'de gözlemleyecek... Burada ABD'nin bir kandırmaca yapması mümkün değil. ABD, zaman kazanmak için anlaşmayı savsaklamak isterse; Türkiye operasyonu başlatacak, şakası yok. Bunun anlamı, Türkiye ABD'ye istediğini kabul ettirdi şeklinde ifade edilmelidir. Türkiye'nin hanesine askeri, siyasi, diplomatik bir başarı daha yazılmalı. Zira; Türkiye, dünyanın gözleri önünde zaten büyük bir prestij kazandı, bu prestij katlanarak büyüyecektir. Bölge gücü olduğunu bir kez daha ispat etmiş olup bundan böyle; Türkiye'ye rağmen, bölgede hiç kimsenin kendi başına birşey yapamayacağını dost - düşman herkese kabul ettirmiş olacaktır.
**
ABD, TSK'nın başarısını gördükçe Afrin'e sahip çıkmadı, ölen, kaçan ve teslim olan teröristleri gözlemlediği için ; bu örgütlere güvensizlik duymaya başladı, onlardan desteğini çekmeye mecbur kaldı. Bu güvensizliği nedeniyle Münbiç'i boşaltacak, çünkü; PKK ile direnmek istemesinin hiçbir anlamı olmayacağını görmüş oldu. Türkiye, Fırat'ın doğusuna doğru temizliğe devam edip ; nihayet, Kandili'de haritadan silercesine vuracak, hem de kötü vuracak... Anlaşılıyor ki, teröristler kendi kanları içinde boğulacaklar. Nitekim, Türkiye hükümetinin gerek çalışmaları gerekse açıklamaları bunun ipuçlarını veriyor.
**
Batı ve ABD medyası, sahadaki yenilginin intikamını algı operasyonları yaparak almak istiyor. Doğu Guta bölgesinde katlettikleri insanların cesetlerini veya yaralılarını resimleyerek "bu sivilleri Afrin'de Türkler vurdu" şeklinde göstererek dünya kamuoyuna karşı algı yapmaya çalışıyorlar.
**
ABD ve Rusya arasındaki "bölüşme ve sağlayacakları menfaatlerde" ne zaman anlaşma sağlanırsa ; savaşın o zaman biteceğini söylemek mümkündür. Ne yapalım ki, dünya böyle istiyor ve bizim de belli bir gücümüz var. Zaten Birleşmiş Milletler'de alınmış olan kararın uygulanamamasının nedeni de budur.
**
Şimdi, Türkiye'nin sahadaki başarısı dengeleri allak bullak edecek, ABD ve Avrupa'yı sarsacak, Türkiye'nin bunlar arasındaki yeri ve statüsü çok ama çok farklı olacak. Aleyhimizde tuzaklar hazırlayanlar, çok yakında dostane ilişkiler kurabilmek için sıraya girecek, mübalağasız yalvarır hale gelecekler. Çünkü, geçmişte bu örgütleri kendileri kurdular, beslediler, büyüttüler, silahlandırdılar, üstümüze saldılar. Ve kahraman Mehmetçik karşısında tutunamayıp kaçtılar.Teröristler için vatan kavramı diye bir şey söz konusu değil, bu pislikler parayla besleniyorlar, onlarda yürek yok, inanç yok, vatan duygusu yok, şehadet duyguları zaten yok. Kalleş Avrupa bunlara güvenilemeyeceğini bizzat anladı. Şimdi, Münbiç'te bunlara güvenir mi? Hayır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın dediği gibi "yılan eninde sonunda döner, kendisini besleyeni sokar". Örgüt, "bizi Türkler karşısında yalnız bıraktınız" diyerek sahibini sokacak.
**
Avrupa yanacak, medyaları vasıtası ile algı yaparak kandırdıkları kendi kamu oylarını artık kandıramayacaklar. Çünkü, Avrupa halkları, çıplak gerçekleri bizzat kendileri görecek, bunun sonucu olarak Türkiye'nin siyasi kazancı, sahadaki kazancından 10 kat, 20 kat daha fazla olacak. Her şeyden önce Türklere ve Müslümanlara karşı önyargılı bakışlar keskin bir şekilde değişecek... (Bu son cümleyi yazdım esnada, son dakika haberi : ABD Dışişleri Bakanı Tıllerson, 31 Mart'ta görevi CİA görevlisi Pompeo'ya devrediyor, şeklinde, 13/03/2018.) Bu gelişme Münbiç ve Suriye'yi nasıl etkiler? diye biraz düşündüm ve yazıma devam ediyorum.
**
Mart'taki Dışişleri bakanlarının görüşmeleri iptal edilmez, tehir edilmez. Ayrıca, Tıllerson o tarihte zaten görevinde olacak. Yeni Dışişleri Bakanı Pompeo, bildiğim kadarıyla asker kökenli, hukukçu. Trump'ın da en yakınındaki kişilerden. Öteden beri Türkiye'ye karşı 15 temmuz'daki olumsuz açıklamalarının dışında başka bir tavrı yok, hatta Türk ABD dostluk grubu üyelerinden. Belki, Türk - ABD ilişkilerinde daha kolay mesafe alınmasına da özel gayret ve çaba göstereceğini umabiliriz. Unutulmamalı ki, istikrarsız bir lider olan Trump iktidarının ilk yılında göreve getirdiği 20 kadar bakan, bürokratı görevden almıştır, bunu da her an için azletme ihtimali vardır. Ayrıca, Savunma Bakanı da uzun zamandan beri tartışma konusu... Böyle bir kabinede ne yapabilir ? Pompeo, Trump'ın siyaset defterindeki konuların uygulamalarına katkıları şöyle olabilir : Amerika'nın dünyadaki güvenlik konularını daha öne çıkarıp yeni şartlar ve korumacı tedbirleri her ülke için alabilir. Ticaret kafalı olan Trump'ın bu ilkesinden hareketle, sert ticari tedbirleri Amerika lehine tüm dünyaya salık verebilir. İran'ın baskılanması izole ve tasfiyesi için çalışmalar yapabilir. Suriye'deki savaşı başka yönlere doğru kaydırtabilir. İsrail'in güvenliği konularında daha hassas davranabilir. ABD'de çok seslilik hakimdir. Bunun yerine daha kollektif çalışma ve tek seslilik hakim olabilir.
**
Bu aşamada ABD, Suriye konusunda zaman kazanmak için Barzani'yi sessizce ve derinden güçlendirmeye, onunla daha aktif çalışmaya başlayabilir. Buna dikkat etmek lazımdır. Hazır bakan değişikliğini de mazeret olarak gösterip Münbiç görüşmelerini sıfırdan başlatma bahanesini uydurabilir. Bizi oyalamak ve savsaklamak için bunları yapabileceğini düşünmeli, son derecede dikkat etmeliyiz. Akıllı bir ABD, Suriye'de PYD politikalarında ısrar etmekten vazgeçmeli, NATO'da müttefiki olan Türkiye ile yol yürümesi gerektiğine inanmalı. ABD'nin, çıkarı da menfaati de buradadır. Selam ve sevgi ile.
Okunma Süresi: 5 dk
Kırklareli'de genç futbolcu trafik kazası geçirdi, hastaneye kaldırıldı!
#Spor / 22 Kasım 2024
2024 YDS/2 sınav sonuçları açıklandı! İşte başvuru ekranı!
#Gündem / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *