Van'da çocukları ve yakınları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, Cumhuriyet Caddesi'ndeki AVM önünde bir araya gelerek yürüyüş düzenledi ve Türk bayraklarıyla protestolarda bulundu. Güvenlik önlemleri eşliğinde HDP il binası önüne gelen kadınları, ellerinde çocuklarının ve yakınlarının fotoğraflarını ve Türk bayraklarını tutarak, 'Dağları kurtlara, kuşlara bırakın', 'Çocuklarımızı istiyoruz', 'Anneler nöbette', 'Artık yeter yakamızdan düşün', 'Çocuklarımız kimsenin piyonu olmayacak' yazılı dövizler taşıdı.
Bina önüne gelen aileler, 'Kahrolsun PKK, işbirlikçi HDP' sloganları attı. Parti binası bahçesinde bazı HDP'lilerin toplanarak 'Yaşasın HDP' sloganları atıp, tef ve zılgıt çalarak annelerin seslerini bastırmaya çalıştığı görüldü. Bazı HDP'li yetkililerin 'Bu sorunu beraber çözelim. Gelin, konuşalım' demesi üzerine anneler de 'Biz çocuklarımızı istiyoruz, getirin. Biz de eylemimizi sonlandıracağız' karşılığını verdi.
Van'daki eyleme 9 yıl önce 13 yaşındayken, kaçırılan kızı Şeyma için katıldığını söyleyen anne Nazlı Sancar, "2012'de elini kolunu bağlayarak, zorla kızımı dağa kaçırdılar. 9 yıldır kızımdan hiç haber alamadım. Ben PKK'dan ve HDP'den kızımı istiyorum. Artık yeter, dayanamıyorum. Ne gecemiz gece ne gündüzümüz gündüzdür. Ben kızıma gelinlik giydirmek istiyordum. Kızımın hayali vardı, okuyacaktı. Benim kızımın kalemini kırdılar. Kızımın elinden kalem alıp, silah verdiler. Ben evladımı istiyorum; canımı, ciğerimi istiyorum. Yeter artık. PKK ve HDP bizden ne istiyor? Biz sadece hakkımız olan evladımızı istiyoruz. Ben Şeyma'mı istiyorum. Bu hafta da 10 aileyiz. Gittikçe inşallah çığ gibi büyüyeceğiz. Her yerde ses çıkacak. Bütün Türkiye'de ışık olacak. 1,5 yıldır Diyarbakır HDP il binası önünde eylem yapıyordum. Kızımı almadan durmayacağım. Şimdilik haftada bir olacak. Pazartesi de günü de yapacağız" dedi.
Dağa zorla kaçırılan kızı Şilan için protestolara katılan Atiye Dayan da "6 yıl önce çocuğum dağa kaçırıldı. Çocuğumu istiyorum. Ben evlat acısı yaşıyorum. Bilmiyorum daha artık nereye kadar yanacağız. Yeter artık, çocuklarımızı istiyoruz. Benim PKK'ya verecek çocuğum yok. Çocuğum bir iş merkezinden dağa kaçırıldı. Ekmek peşinde koşarken kandırıp dağa kaçırdılar. Kızım PKK'nın elinde. Şilan, neredeysen çık, gel kızım. Senin yerin PKK'nın içi değil senin yerin benim yanımdır. 6 yıldır evlat acısı çekiyorum. Kızıma sesleniyorum. Kızım gel, devlete teslim ol. Senin ne işin vardı onların içinde? Devlet kapısı, peygamber ocağıdır; gel, teslim ol" diye konuştu
.
Marmara Üniversitesi'nde okurken dağa kaçırıldığını söylediği oğlu Mikail Erdinç için eylemde yer alan Yusuf Erdinç de "Hukuk fakültesi okurken dağa kaçırıldı. HDP'liler oğlumu kaçırdı. Son sınıftayken 2015'te kaçırdılar. Avukat olacaktı ama bırakmadılar. 6 yıldır oğlumun peşindeyim. 18 aydır Diyarbakır'da nöbetteydim sonra buraya geldim. Oradaki HDP'yi kapattım, burayı da kapatacağım. Oğlumu alana kadar ben bu mücadeleyi bırakmayacağım" dedi.
Mikail Erdinç'in annesi Güvez Erdinç de "Gülpınar'dan geldim. Benim oğlum üniversite okuyordu. Avukat olacaktı. HDP'liler oğlumun elindeki kalemi alıp, dağa götürdüler. Kalemin yerine eline silah verdiler. Oğlum, gel korkma. Devlet senin yanında. Kahraman ordumuz var, bayrağımız var. Gel, vatana teslim ol" diye konuştu.
Vangölü Gazeteciler Cemiyeti üyesi gazeteciler de eylemlere destekte bulundu. Cemiyet Başkanı Fatih Sevinç, Bitlis'te yaşanan kaza sonucu şehit olan 11 asker için Allah'tan rahmet ve ailelerine başsağlığı temennisinde bulunarak şu açıklamayı yaptı:
"Van annelerinin umut nöbeti geçen hafta başladı. Gözü yaşlı annelerimiz, burada PKK terör örgütüne karşı bir duruş sergileyip, evlatlarını evlerine dönmeye davet ediyor. Bu çağrı Türkiye tarihinde önemli ve bir o kadar da değerli bir duruştur. Biz Vanlı gazeteciler, onlarca yıldır örgüt eliyle bölgede yaşatılan acılara, kayıplara, gözyaşlarına şahitlik ettik. Her bir ölüm ailelerin yüreğine kor düşürürken bu toprakları da bir acı coğrafyasına dönüştürdü. Terör yüzünden bu topraklarda çok gözyaşı döküldü ve çok büyük kayıplar yaşandı. Analarımızın kıymetli mücadelesine bizler de ortak olarak onların yanında olduğumuzu göstermeye geldik. Bizler bir taraftan anaların sesi olacak diğer taraftan bu toprakların huzura kavuşmasının mücadelesini verecek, gazeteciliğimizi huzurun tesisi için kullanacağız. Örgütün kandırdığı gençlerimize 'Dönün' diyoruz. Gençlerimize bundan sonraki süreçte örgüte maşa olmama çağrısında bulunuyoruz. Gençlerimize yakışan; millete hayırlı evlatlar, başarılı bireyler olmaktır. Bu acının son bulması, sizlerin elinde. Bugün yanında yer aldığımız annelerimiz, ağlamayı değil evlatlarına sarılmayı, onların kokusu ile uyumayı hak ediyor. Bu anaların daha fazla ağlamaması için birlikte büyük mücadelenin neferliğini yapalım. Ayrıca Van'daki STK'lara, odalara ve kanaat önderlerine seslenmek istiyoruz. Gelin, annelerimizin bu haklı mücadelesine destek verin. Annelik bütün siyasi görüşlerin üzerinde bir değerdir. Gelin, bu çocukları el birliği ile yaşatalım. Gelin, bu büyük acıya son verelim, bu hasreti bitirelim. Anneleri çocuklarına, çocukları hayatlarına kavuşturalım."
DHA