Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara
Damga Gündem Tok’tor!

Tok’tor!

Erdoğan, o dönemlerde başbakandı, “Bundan böyle hastanelerde rehin kalma olayı yaşanmayacaktır, kim ki rehin tutmaya kalkar, karşısında beni bulur” dedi, demesine de…

Okunma Süresi: 3 dk

İki eski vaka…      

Erdoğan, o dönemlerde başbakandı, “Bundan böyle hastanelerde rehin kalma olayı yaşanmayacaktır, kim ki rehin tutmaya kalkar, karşısında beni bulur” dedi, demesine de…

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi, üzerine dökülen sıcak suyla yanan 2 yaşındaki Fatih Hamamcı’nın 40 bin 174 TL.’lik hastane masrafı ödenmediği için rehin tuttu. Baba, "Ben bu parayı ömür boyu çalışsam ödeyemem, durumumu başhekimliğe aktardım, ancak 2 aylık senet yapabileceklerini söylediler. Senet imzalarsam, beni icraya verirler, evimde ne varsa götürürler”dedi, demesine de, senedi de kuzu kuzu imzaladı.

Eskişehir’de…

Kömür sobasından zehirlenen hamile kadın Güney Yıldız, üniversite hastanesinde tedavi gördü, işsiz kocası masrafları ödeyemedi, hastane yönetimi, taburcu olan kadını sandalyeye oturttu, başına iki görevli dikti, kocan senet imzalamadığı sürece gidemezsiniz, dedi, adam da önüne konulan senedi tıpış tıpış imzaladı.

*

On yıl sonra, iki yeni vaka…

*

O gün Mevlid kandiliydi, hastanede görevi bittikten sonra cemaatle namaz kılmak için Süleymaniye camiine doğru yöneldi, aracı seyir halindeyken telefonu çaldı, acil bir vaka vardı, meslektaşı Kadir, zordaydı, belki de doktorluk mesleğinin en zor anlarını yaşıyordu. Ben ne kadar anlatırsam anlatayım eksik kalır, birazdan okuyacakların 16 yaşındaki bir çocukla ameliyat masasında başbaşa kalan doktor Kadir’in yaşadıklarının birebir kendisidir.

“Çarşamba nöbetindeydim, birçok kalp-damar cerrahının adını duyunca nefesi kesilecek olan bir vakaya 1.5 saat yardım edecek birini bulamamanın çaresizliğini, elim, aort’taki deliğin üzerinde yaşamaktayken, aklıma, Atilla abimi (Esenyurt Devlet Hastanesi Başhekimi Atilla Yılmaz) aramak geldi. Ona, 16 yaşında bıçaklanma ve aorttan masif kanama olduğunu, elimi kaldırıp dikiş dahi atamadığımı ve hayatımda ilk defa bu kadar çaresiz kaldığımı ve artık aorta basmaktan ellerimin dermanının kalmadığını, hiçbir cerrahın yardıma gelemediğini bildirdim…”

Birazcık nefes al ve düşün, kendini, ister o yaşamla ölüm arasında gidip gelen çaresiz çocuğun, istersen hayatı sana bağlı çaresiz bir doktorun yerine koy. Mevzu, devam ediyor…

“……Gerçekten artık takatım kalmamıştı, elim, her gevşediğinde bir pınar gibi akan kanla doluyordu. Atilla abi, hemen Orhan abiyi çağırarak bana yardım sağlayacağını söyledi…”

O esnada…

Aracını E-5 kenarına çeken telefonun diğer ucundaki başhekim ellerini açtı, “Allahım, senin sevgilinin doğumunu yad etmek ve kutlamak için yoldayım, onun hatırına Kadir’e ve 16 yaşındaki hastamıza ne olur yardım et” diye seslendi, duasının karşılığını alıp almayacağı ise saatler sonrasında ortaya çıkacaktı.

Bu arada, Ameliyat masındaki çocuğun o hale nasıl düştüğüne gelince…Hastane önünde kavga edenleri ayırmak için araya girdi, sallanan bir bıçak karnına öylesine işledi ki, aort damarı kesildi…

Mutlu son…

Başhekimin ricasıyla soluğu hastanede alan üç cerrah ve eli aort’ta basılı bekleyen doktor Kadir’in müdahalesiyle gencecik çocuk hayata tutunmayı başardı.

*

İkinci vaka…

*

Bir trafik kazasında sol eli felç kaldı, kocası olmadığı için evinin geçimini sağlamanın yanısıra  çocuklarını da okutması gerekiyordu, bu yüzden gündelik olarak ev temizliğine gitti. Yıllarca ağrı çekti, durdu, dayanılmazdı…

Bir gün…

Esenyurt Devlet Hastanesi plastik ve estetik cerrahı Mustafa Murat Öztürk ile tanıştı, derdini anlattı, ameliyat oldu, ertesi günü de yıllarca oynatamadığı elini, bileğini parmağını, kolunu oynattı.

*

Ne 16 yaşında bıçaklanan çocuk, ne de özel bir beceri isteyen ameliyatla sağlığına kavuşan Cevriye Güven adlı kadın, hastaneye tek kör kuruş ödedi. İkisi de elini kolunu sallayarak taburcu edildi.

*

Nereye varmak istiyorsun dersen,  şuraya…

*

Gözünü para hırsı bürümüş, hastaya, müşteri gözüyle bakan doktorlarla, kendisini, mesleğe, insanlığa, vatana adamış toktorlar arasındaki inanılmaz farka…

Birisinde, rehin alınan hayatların, diğerindeyse, hayatı rehinli insanların hikayesini tüm çıplaklığıyla görmek mümkün…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *