Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Muharrem ayı dolayısı ile vatandaşlara aşure dağıttı. Bugün öğle namazı için Süleymaniye Camii'ne gelen Şentop, namazın ardından Mimar Sinan'ın türbesini ziyaret ederek dua etti. Ardından Fatih Belediyesi tarafından Süleymaniye Camii'nin önüne kurulan çadırda vatandaşlara aşure dağıttı.
AŞURE DAĞITTIKTIN SONRA BASIN MENSUPLARINA AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Şentop, "Bugün 10 Muharrem. Aşure günü. Hem Mimar Sinan'ın vasiyeti gereği okunan hatim. Onun duasını yaptık. Hem de aşure dağıttık. 10 Muharrem günü olarak da mübarek bir gün, mübarek bir ay. Peygamber efendimiz bu ayın bereketinden istifade edebilmek için Ramazan'dan sonra oruç tutma bakımından en kıymetli günlerin muharrem ayında olduğunu ifade ediyor. Tabi 10 Muharrem'in, Aşure gününün daha çok hatırlanma sebebi üzücü bir olayla, bir feciatla alakalı. Peygamber efendimizin çok kıymet verdiği torunu Hazreti Hüseyin efendimizin şehit edildiği, yanında 72 kişiyle beraber içinde ehlibeytten insanların da bulunduğu bir toplulukla beraber şehit edildiği bir gün" dedi.
Şentop şöyle devam etti:
"Başka aylarda savaşlar oluyor. Olmaması arzu ediliyor ama oluyor. Fakat bu 4 ayda, birisi de Muharrem; savaş edenler bile savaşlarını durduruyorlar. Böyle bir mübarek ayda, hürmetli bir ayda Hazreti Peygamberin göz bebeği, cennet çiçeği diye ifade ettiği torunun şehit edilmesi büyük bir facia. İslam tarihin en üzücü olaylarından birisidir. Ben Muharrem ayını ve Aşure gününü tebrik ediyorum. Hazreti Hüseyin'in acısını, ızdırabını bugün bir kez daha hatırlamış oluyoruz. Bunun birleştirici bir takım sonuçlara yorumlanması lazım. Böyle bir olay bizi bir takım ilkeler, bir takım kurallar etrafında birleştiren bir anlayışa ulaştırmalıdır"
'DOĞU AKDENİZ'DE EN UZUN KARA SINIRI OLAN ÜLKE TÜRKİYE'
Şentop gazetecilerin Doğu Akdeniz'e ilişkin sorusu üzerine, "Doğu Akdeniz'de bir kaç aydır önemli gelişmeler var. Enerji kaynaklarının, hidrokarbon kaynaklarının bulunma ihtimaline binaen yapılan tespitlere göre gelişen bazı olaylar. Tabi Doğu Akdeniz malum, Akdeniz'in doğusu oluyor. Burada sınırı olan ülkeler var. Doğu Akdeniz'de en uzun kara sınırı olan ülke Türkiye" dedi.
'SINIRI OLMAYAN ÜLKELERİN BU BÖLGEYE ÜŞÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ'
Doğu Akdeniz'de Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır ve Libya'nın sınırı olduğunu söyleyen Şentop, "Fakat Doğu Akdeniz ile hiçbir alakası olmayan, sınır bağlantısı olmayan bazı ülkelerin de kendi çıkarları, menfaatleri için bölgedeki halkların çıkarlarını, menfaatlerini çiğneyerek gasp etmeye çalışma niyetiyle bu bölgeye üşüştüğünü görüyoruz. Bunlardan birisi Fransa'dır. Fransa Doğu Akdeniz'e kıyısı olan bir ülke değil. Batı Akdeniz'de Fransa. Fransa Doğu Akdeniz'de askeri varlığını arttırmaktan falan bahsediyor. Tuhaf bir açıklama. Eğer siz böyle birtakım çıkar, menfaat gördüğünüz yerlerde kendinize hak iddia ediyorsanız başkaları da Fransa'nın güneyinde, Batı Akdeniz'de hak iddia edebilir. Başka bazı ülkeler de Batı Akdeniz'de, Fransa'nın güneyinde örneğin askeri varlık arttırma yoluna gidebilirler. Eğer kurallar varsa bu kurallara herkes uyacak. Kendi çıkarına, kendi menfaatine göre kuralları esnetme, uluslararası hukuku esnetme, kurallarını çiğneme hakkını kimse kendisinde görmemeli" diye konuştu.
'YUNANİSTAN'IN PEŞİNE TAKILAN ÜLKELERİN DAHA ÖNCE OLDUĞU GİBİ HÜSRANA UĞRAYACAKLARINI BİLİYORUZ'
Türkiye kimsenin hakkına, hukukuna talip olmadığını söyleyen Şentop, "Kimsenin hakkından, hukukunda bir parça bir bölüm kendisine istemiyor. Fakat Türkiye kendi hakkını hukukunu uluslararası hukuka göre bu bölgede, Doğu Akdeniz'de sahip olmuş olduğu hakkı ve yetkileri sonuna kadar koruma konusunda da kararlı. Bunları hiç kimseye yedirmemesi konusunda da kararlı. Bu kararlılığımızı gösterdik. Göstermeye devam ediyoruz. Bundan sonra da göstereceğiz. Tabii Yunanistan'ın peşine takılan ülkelerin daha önceki dönemlerde olduğu gibi şimdi de, kısa bir zaman içerisinde hüsrana uğrayacaklarını biliyoruz. Çünkü Yunanistan haksız bir davanın, olmayacak bir işin peşinde, bir iddianın peşinde. Çok daha gerilere gidersek Yunanistan'ı pohpohlayarak 1920'lerde Anadolu'ya da gönderenler, arkandayız diyerek buralara gönderenler oldu ama kısa bir zaman içerisinde derslerini aldılar. Hep beraber derslerini aldılar. Ama zaman geçtikçe galiba bunlar unutuluyor. Türkiye gerek ekonomik gücü bakımından gerek askeri gücü bakımından gerekse siyasi kararlılık haklarını ve menfaatlerini, yetkilerini sonuna koruyabilecek, kimseye yedirmeyecek bir kudrettedir. Bunu göstermek her zaman mümkündür. İnşallah böyle bir durumla karşılaşmayız. Herkes uluslararası hukuka saygı gösterir ve hakkına razı olur" dedi. DHA