TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmaları kapsamında Meclis'te temsil edilen ancak grubu olmayan partilerin genel başkanları ile görüşmelerini sürdürdü. Kurtulmuş, ilk görüşmesini Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ile gerçekleştirdi. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık 45 dakika sürdü. Baş, görüşmenin ardından Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Anayasa yapım sürecinde usul tartışmalarına değinen Baş, "Bu görüşmelere Meclis'te grubu bulunmayan siyasi partilerin dahil edilmesi önemli ama bunun Meclis'te temsil edilmeyen partileri, sendikaları, meslek odalarını ve benzeri emekçi örgütlerini ve tüm toplumsal muhalefet güçlerini kapsaması gerektiğini ifade etmek isterim. Bu süreç açısından ikinci söyleyeceğimiz, saray rejiminin bir özelliği var; bir, tek adam rejimi bu ve Meclis'i işlevsizleştirmeye çalışıyor, Meclis'i basit bir enstrümana dönüştürmeye çalışıyor. Buna karşı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı verilen bu sistem, ilk ortaya çıktığı günden beri Meclis iradesini önemsiyoruz. Hem TBMM'nin hem de Meclisi Başkanı'nın da çalışıyor olması bizim açımızdan kıymetli; ancak aynı saygıyı elbette ki o makamdaki kişilerden ve tüm siyasi partilerden bekliyoruz. Dolayısıyla iktidarın bir siyasi kampanya haline getireceği ve yıllar boyunca özellikle sıkıştığı dönemlerde sık sık dile getirdiği yeni anayasa söylemine aracılık etmek TBMM'nın görevi değil" dedi.
'DEMOKRATİK BİR ANAYASA KUŞKUSUZ HERKESİN İHTİYACIDIR'
Kurtulmuş, ardından EMEK Genel Başkanı Seyit Aslan'ı kabul etti. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmenin ardından Aslan, açıklama yaptı. Aslan, 12 Eylül cuntası tarafından yazılan anayasanın Türkiye'nin ihtiyacına cevap vermediğini kaydederek, "Türkiye'nin temel sorunları, anti demokratik uygulamalarla daha da ağır hale gelmiştir. Uygulanmayan Anayasa Mahkemesi kararları, fiili uygulamalarla birlikte işçilerin, emekçilerin, Türkiye'de yaşayan milyonların hayatı, her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Bugün demokratik bir anayasa hiç kuşkusuz herkesin ihtiyacıdır; ama görünen o ki böyle bir anayasa yapma sürecinde bugünkü fiili uygulamaları düşündüğümüzde çok mümkün gözükmüyor. 85 milyonun tartışacağı, herkesin düşüncesini özgürce ifade edebileceği, kaygısız, endişesiz bir biçimde insanca yaşayabileceği, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeyeceği bir Türkiye'ye ihtiyaç var; ama bunun için bugün yapılan şey çok nettir ki var olan yönetimin, yönetme biçimine bir kılıf aramanın ötesinde bir şey olmadığı gerçeğidir" diye konuştu.