Suriye'de 2011-2014 yılları arasında Esed rejiminin kuşatması altındaki şehirlerde aktivistlik yapan Abduluttif, Bab ilçesinin DEAŞ tarafından işgal edilmesinin ardından Türkiye'ye sığındı. Ancak, Türkiye'ye sığındıktan sonra da kaderi, PKK/YPG tarafından alıkonulması ve işkenceye uğramasıyla devam etti.
Esed Rejiminin Bilinçli İşkence Uygulamaları
Suriye'deki iç savaşın başlangıcında, Esed rejiminin halkına yönelik işkence uygulamaları büyük bir insan hakları ihlali olarak kayıtlara geçti. Suriye'deki birçok insan hakları aktivisti, rejimin işkencelerini düzenli olarak raporlarken, devrik lider Beşşar Esed'in rejimi hakkında yapılan birçok açıklama, bu işkencelerin "bilinçli" şekilde gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor. Öyle ki, Suriye'nin Halep kentindeki güvenlik birimlerinden çıkan işkence aletleri, rejimin işkenceye ne kadar büyük bir sistematik şekilde başvurduğunu gözler önüne seriyor.
Abduluttif'in Yaşadığı Sorgu ve İşkenceler
2017 yılında, Esed rejimi ve PKK/YPG karşıtı aktivistlerle görüşmeler yapmak amacıyla Suriye'ye dönen Abduluttif, Kamışlı kentinin girişinde terör örgütü üyeleri tarafından durduruldu. Bir evde sorguya çekilen ve yaklaşık bir ay boyunca alıkonulan Abduluttif, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. Aktivist, sorgu sırasında, terör örgütü üyeleri tarafından kendisine DEAŞ üyesi olduğu ve casusluk yaptığı gibi suçlamalar yöneltildiğini belirtti. Ardından gözleri bağlanarak, Türkiye sınırına yakın bir bağ evine götürüldü.
İşkenceye Uğradığı Bağ Evi ve Ölüme Kadar Giden Süreç
Abduluttif, bağ evinde kendisine işkence yapılacağını ve bu süreçte 50'den fazla silahlı kişinin bulunduğunu söyledi. Ancak, daha önce kendisini davet eden arkadaşlarının araya girmesiyle işkence anında son dakikada kurtulduğunu aktardı. Bağ evlerinde işkencenin yapılmasının, dışarıya "bizim cezaevlerimizde işkence yapılmıyor" görüntüsü vermek amacıyla yapıldığını belirten Abduluttif, bu tür işkencelerin sıklıkla dışarıda uygulandığını ve kurbanların ölüme kadar gittiğini ifade etti.
PKK/YPG Kürtlerede İşkence Uyguluyor
Abduluttif, kendisine işkence uygulayan PKK/YPG üyelerinin, sadece Araplara değil, onlara karşı gelen Kürtlere de aynı şekilde işkence uyguladığını aktardı. Sorgulama sırasında, "Senin tanıdığın muhalif Kürt aktivistler kimlerdir?" gibi sorular sorulduğunu söyledi. Sadece Araplar değil, bu terör örgütü tarafından Kürtler de benzer işkencelere maruz kalıyordu.
Kamışlı Cezaevinde Kötü Koşullar ve İşkenceye Maruz Kalanlar
Bağ evinden sonra gözleri yeniden bağlanan Abduluttif, Kamışlı'daki bir cezaevine götürülerek burada 15 gün boyunca alıkonuldu. Cezaevinin kötü koşullarından ve orada duyduğu işkence seslerinden bahseden Abduluttif, çok kötü beslenme koşullarına ve hijyenin sıfır olduğu bir ortamda tutulduğuna dikkat çekti. Ayrıca, dışarıya çıkarıldıklarında hayvan muamelesi gördüklerini ve su püskürtülerek dışarı çıkarıldıklarını belirtti.
Tehditler ve Türkiye'ye Kaçış
Abduluttif, cezaevinden çıktıktan sonra PKK/YPG'nin kendisini tekrar yakalayarak Esed rejimine teslim etmesinden korkuyordu. Bu tehditler altında geçirdiği süre zarfında birçok aktivistin, Esed rejiminin hapishanelerinde kaybolduğunu belirten Abduluttif, sonunda 15 gün boyunca takip edildikten sonra Türkiye'ye kaçabildi.
Abduluttif’in yaşadığı deneyimler, Suriye'deki iç savaş ve sonrasındaki süreçte halkın uğradığı vahşi işkencelerin ve zorlukların bir başka örneği olarak kayıtlara geçiyor.