CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’nun siyasete CHP’de başladığı iddialarına yönelik açıklama yaptı. Bingöl, “Danışmanlık yaptığını söyleyen Bulu, merhum Ali Dinçer’in belediye başkanlığı döneminde ilkokulda, vekilliği döneminde ise üniversite öğrencisi. Çıksın o dönemin tanıkları, fotoğrafları ve Meclis kayıtları ile bunu açıklasın. Yalancıdan rektör olmaz. CHP kimsenin geçmişini temize çekebileceği bir araç değildir. Kimsenin kendisini ‘güzel’ göstermek, demokrat ilan etmek, ‘şirinlik’ yapmak için CHP’nin adını kullanmasına izin vermeyiz” dedi.
"Yalancıdan rektör olmaz"
Gerçek Gündem'de yer alan habere göre, Bulu’nun eski Ankara Belediye Başkanı, SHP ve CHP milletvekili, Devlet Bakanı Ali Dinçer’in danışmanlığını yaptığı iddialarını değerlendiren Bingöl, “Açık kaynaklara göre Melih Bulu 1970 doğumlu. Sayın Dinçer’in 1980 darbesi öncesindeki belediye başkanlığı döneminde daha ilkokul çağında. 19. dönemde Sosyaldemokrat Halkçı Parti’den (SHP) 1991 yılında milletvekili seçildiğinde daha üniversite öğrencisi. O dönemden Bulu’yu hatırlayan yok. Çıkıp dönemin tanıkları, fotoğraflar ve Meclis kayıtları ile iddialarını ispat etmek durumundadır. Yalancıdan bir şey olmaz hele rektör hiç olmaz” diye konuştu.
"Kimsenin kendisini demokrat ilan etmek için CHP'nin adını kullanmasına izin vermeyiz"
Bingöl, “CHP, Türkiye’de Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren ve tarihi boyunca demokrasi mücadelesi vermiş bir partidir. Bulu’nun AKP ile özdeşleşen flu tarihini, CHP gibi dev bir çınarın gölgesinde temize çekme telaşını anlıyoruz. Ancak CHP, bir asıra merdiven dayamış tarihi ile demokrasi mücadelesinde canlarını hiçe sayarak bedeller ödeyen partililerimizin tarihidir. Kimsenin kendisini ‘güzel’ göstermek, demokrat ilan etmek, ‘şirinlik’ yapmak için CHP’nin adını kullanmasına izin vermeyiz. CHP’nin bedel ödemiş partililerine bu saygısızlığı da kabul etmiyoruz.” ifadesini kullandı.
Bingöl açıklamasında şunları kaydetti:
“Üniversitelerimiz bilimin ve özgür düşüncenin kalesi, ülkemizin geleceğidir. Rektörlük makamı da bir üniversitenin akademik geleceğinin teminatıdır. O yüzden birikimi ile dünyanın sayılı üniversiteleri arasında yer alan değerimiz olan Boğaziçi Üniversitesi kültürü ile yetişmiş öğrenci ve akademisyenlerimizin Saray’dan atanacak bir memur ile yönetilmesine yönelik tepkilerini iyi dinlemek gerekiyor.
Evlerinin kapıları, duvarları kırılarak, hukuk dışı yöntemlerle öğrencileri gözaltına alarak demokrasi çığlığını susturamazsınız. AK Parti, daha önce Ankara Üniversitesi’nde, ODTÜ’de, İstanbul Üniversitesi’nde yazdığı senaryoyu tekrarlamak istiyor. Önce tepkileri şiddetle bastır, sonra akademik kültürünü yok et, son olarak da üniversiteden gelen tepkileri sustur.
Üniversitelerinin sonra da ülkelerinin geleceğini düşünen gençlerimizi, ülkemizin birikimi olan akademisyenlerimizi terörist olarak ilan etmek Türkiye’nin geleceğine yapılacak en büyük ihanettir.”