Cinayetin azmettiricisi olduğu iddia edilen sanık Doğukan Çep, "Bay Kemal nerede" diye bağırdı. Jandarmalar tarafından salondan çıkarılan Çep, bir süre sonra mahkeme başkanının talebiyle yeniden salona getirildi. Avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, MHP adına davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar ve avukatları talebin kabul edilmesini istedi. Savcı ise katılma talebinin reddini istedi. Mahkeme başkanı, MHP'nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle katılma talebinin reddine karar verdi. Avukatlar salonun izleyici bölümüne alındı.
'POLİS ARKADAŞLARIM, BERABER GİDELİM DEDİLER'
Ardından sanıkların savunmasına geçildi. İddianamede Sinan Ateş cinayetinin tetikçisi olarak yer alan Eray Özyağcı, emniyetteki ifadelerinin baskı altında alındığını öne sürerek, "Sinan Ateş'e ulaşmaya çalışıyordum. Bir dosya için bana sözünü tutmadı. Benden para istedi. Suat ağabeyi aradım, "Yardım eder misin" dedim. "Evet" dedi. Doğukan ağabey ile beraber otoparka gittik. Otururken bana "Her şeyi ayarladım, Ankara'ya gitmem kaldı" dedi. Benden Sinan Ateş'i ayaklarından vurmam talep edildi. Polis arkadaşlarım Ankara'ya eğlenmeye gidecekti. "Beraber gidelim" dediler. İfadelerimde Doğukan Çep'i korumak için kendim tasarlamışım gibi ifade verdim, yalan söyledim. Doğukan Çep bana Gölbaşı'nda gideceğim konumu atmıştı, "Sinan Ateş'i sadece ayaklarından vur uzaklaş" dedi, ben de önlerine çıktım Sinan Ateş'in sağlı sollu sadece ayaklarına ateş ettim. Ateş ettikten sonra Ateş'in yanındaki şahıslar bana karşılık verdiler. Ardından "Reisi vurduk, reisi vurduk" diye bağırdıklarını duydum. Olaydan sonra Doğukan Çep beni aradı, "Sinan Ateş ölmüş, ben sana sadece yarala demedim mi" dedi. "Ben öldürmek istemedim, ben bu adamı öldürmedim" dedim. Akşam tekrar aradı, "Vedat yakalanmış sakın İstanbul'a gitmeyin, orada saklan çıkma dışarı" dedi. 4 güne yakın kadar kaldık. Ben Doğukan Çep ağabeyimin Sinan Ateş ile sorunlarından dolayı ayaklarına sıktım. Ben öldürmedim, nasıl öldürüldüğü araştırılsın istiyorum. Tahliye talebim yoktur" diye konuştu.
'BU DAVANIN BAŞ AKTÖRÜYÜM'
Mahkemeden izin almadan konuşan, sanıklardan silahlı eylemi organize ettiği iddia edilen Doğukan Çep, "Ben bu davanın baş aktörüyüm, azmettiricisiyim, ifade vermek istiyorum" dedi. Mahkeme Başkanı "Sıran gelince konuşursun, otur yerine" diye karşılık verdi.
İddianameye göre tetikçi Eray Özyağcı'yı olay yerine getiren ve oradan kaçıran motokurye sanık Vedat Balkaya ise emniyette verdiği ifadeleri baskı altında verdiğini öne sürerek "Doğukan Çep, alacağının olduğunu, tahsilatı ise Eray Özyağcı'nın yapacağını söyledi. Beni kandırarak buraya getirdiler, ben alacak verecek durumu için araç konusunda yardımcı olmak için oraya gittim. Burada birinin vurulacağını bilmiyordum. Eray'ın vurduğu kişinin öldüğünü emniyette öğrendim. Beni kandırdılar, yaptıkları iyiliğin altında kalmamak için yardım etmek istedim. Suç işlemedim yasa çiğnemedim. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
'TAKSİYE BİNDİM, SİLAH SESLERİNİ DUYDUM'
İddianamede, cinayet öncesi keşif yapan olarak yer alan sanık Suat Kurt, Doğukan Çep'in kendisinin manevi kardeşi olduğunu söyleyerek kendisinden ricada bulunduğunu iddia etti. Eray Özyağcı'yı tanımadığını iddia eden Kurt, "Doğukan Çep, "Ankara gider misin; adres vereceğim bu şahıs adrese kaçta giriyor kaçta çıkıyor, ne yapıyor ne ediyor?" dedi. "Dövülecek, en fazla ayaklarından yaralanacak" dendi. Olayın olduğu gün Eray'ın orada olduğundan haberim yok. Eray'ı İstanbul'dan geldiğinde karşılayan benim. Rahmetlinin adreslerini atan benim. Benim meselem de değil, olayı ben yaptırmışım gibi ne torbacılığımız kaldı ne başka bir şey. Ben sadece bilgileri attım" dedi. Doğukan Çep'in kendisine adres bilgilerini attığını belirten Kurt, Ateş'in adrese giriş çıkış saatlerini Çep'e söylediğini belirtti. Eray'la Doğukan telefonda görüşürken Sinan Ateş'in vurulacağını öğrendiğini iddia eden Kurt, "Adamı gördüğümü Doğukan'a söyledim. Geldiklerini söyledim. Doğukan "Ağabey sen taksiye bin git" dedi. Taksiye bindim, taksideyken silah seslerini duydum. Sonra otobüs değiştirip kaçtım" dedi.
'AYAKLARINDAN VURDURMAYA GÖNDERDİM'
Sanıklardan Doğukan Çep ise cinayeti kendisinin azmettirdiğini söyleyerek "Dışarıdaydım, aranıyordum. Bir gün sabah namazında Ateş'le yan yana kıldık. 2013'te ceza aldım. "Yardımcı olabilir misin" dedim Ateş'e. Ateş de "Ne demek, yardımcı olurum" dedi. Telefonda olayı anlattım. 2020 yılında telefonum çaldı; "Kanalı buldum dosyayı halledecekler, 1 milyon lira istiyorlar" dedi. "Ben o kadar bulamam" dedim. "200 bin verelim peşinat geri kalanı hallederiz" dedi. Parayı bir otelde verdim, ayrıldık. Bazen İstanbul'dan birilerini soruyordu. 2021 yılında tekrar telefonum çaldı; "Kardeşim 200 bin lira daha lazım aynı kişiler değil, farklı kişilere vereceğiz" dedi. Borç harç hallettim verdim. Kız Kulesi'nin karşısında bir gün oturuyorlar beni çağırdılar; "iş uzun sürebilir ama hallolacak" dedi. 2022 yılı Kasım ayı "Artık sona yaklaştık, paranın tamamını vermen lazım" dedi. Ankara'ya geldim. Parayı verdim bir poşette. Poşeti beyaz bir arabaya koydu, arabanın plakasını da gördüm. Aralık ayı başlarında aradım. "Haber bekliyorum ben de" dedi. "Ağabey hani sonuna gelmiştik?" dedim. 2-3 gün sonra tekrar aradım; "müsait değilim" dedi telefonu kapattı. Daha sonra aradım açmadı. Dedim ki "benim paraya el koydu, "ben bunu ayaklarından vuracağım" dedim. Ben öldürmeye gönderseydim "öldürmeye gönderdim" derdim. Ben gerçekten ayaklarından vurdurmak istedim. Ben 4'üncü gün yakalandım İstanbul'da. Bir baktım ölmüş, istemediğim bir şeydi üzüldüm. Ben cezama razıyım; ama ayaklarından vurmaya gönderdim. Suikast yapmaya gelen adam ayaklarına sıkmaz, arkasından, sırtından atar, kimse de görmez" dedi.
Çep, Sinan Ateş'in gövdesine isabet eden kurşunun olay sırasında onun yanında bulunan arkadaşı Selman Bozkurt'un silahından çıktığını iddia ederek, araştırılmasını talep etti ve tahliye talebinin olmadığını söyledi.
Sanıkların savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi.