Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Şiddetli yağmur
4°
Ara
Damga Gündem Silahtan vazgeçme gerçeği

Silahtan vazgeçme gerçeği

Umutsuzluk ve karamsarlığın hemen her insani değeri kuşattığı koşullarda, Kürt meselesinin çözümüne dair, umutları tazeleyen mesajlar verdiğimde, karşılaştığım standart tepki şöyle bir soru ile başlıyor; Hangi gerçekler ya da hangi ikna edici dayanaklara sırtını dayayıp bütün bunları söylüyorsun? Her şey koyu bir karamsarlık tarafından baskılanmışken, neredeyse herkes, Kürt sorunun içinde at koşturuyorken, Sen nasıl olur da böyle pozitif mesajlar verme curetini gösteriyorsun?

Okunma Süresi: 4 dk

Umutsuzluk ve karamsarlığın hemen her insani değeri kuşattığı koşullarda, Kürt meselesinin çözümüne dair, umutları tazeleyen mesajlar verdiğimde, karşılaştığım standart tepki şöyle bir soru ile başlıyor; Hangi gerçekler ya da hangi ikna edici dayanaklara sırtını dayayıp bütün bunları söylüyorsun? Her şey koyu bir karamsarlık tarafından baskılanmışken, neredeyse herkes, Kürt sorunun içinde at koşturuyorken, Sen nasıl olur da böyle pozitif mesajlar verme curetini gösteriyorsun?
Oysa bu soruların yanıtları, artık bir sır değil. Siyaseti yakından izleyen herkes bu türden     çıkarımlar yapabilir.
Bende, öyle yapıyorum. Hayatın sadece         görünenlerden ibaret olmadığını ve aslında     yaşanan ama görünmeyen hakikatlerin, görünen hakikatler ile her an yer değiştirebileceğini     anlatmaya çalışıyorum
Nisan ayında İmralı Sürecinin başlayacağını ve bu sürecin yeni bir çözüm sürecini tetikleyeceğini yazmıştım.
İmralı Süreci başladı.
Her ne kadar 18 haziran’da seçime yönelik     iktidarın mektup hamlesi, bu süreç üzerinde bir olumsuz gölge düşürmüş gibi görünse de, esasen, ben, sürecin devam edeceğine inanıyorum.
Ve bu sürecin 1 Eylül itibari ile yeni bir     silahsızlanma ile sonuçlanacağını öngörüyorum.
Gerek Öcalan’ın “2013 Newroz da bulunduğumuz yerdeyiz’’ açıklaması,ki, bu açıklamanın Türkçe tercümesi, kesinlikle silahlara veda     olarak okunmalıdır.
Gerekse de Suriye’de Türkiye’nin hassasiyetlerini gözetme çağrısı, bana bu sürecin yeni bir ivme ile devam edeceği sonucuna götürüyor.
Bunu daha da somutlaştıracak bir çok gelişme ile beraber okursak, zannedersem daha da anlaşılır olur.
1- Trump’ın Japonya da Cumhurbaşkanı     Erdoğan ile yapmış olduğu iki açıklama birçok şeyi izah ediyor.
Birincisi “Erdoğan Kürtleri yok edecekti ben engelledim”
İkincisi “barış koridoru inşa ediyoruz“    açıklaması.
Yani SDG’yi Türkiye dışında, bütün taraf     ülkeler, meşru bir güç olarak görüyor.
Ve barış koridoru ile hem Türkiye’yi hem de SDG’yi koruma altına alıyorlar.
2-Rusya dış işleri bakanı “biz Kürtlerin ile     Suriye yönetimi ile görüşmesi için yoğun temaslar yapıyoruz ve Kürtler haklarını almalılar, burada tek şart Suriye’nin toprak bütünlüğüdür” diyor.
Yani Batı Dünyası ve Ruslar iki konuda hem fikir.
Suriye’in toprak bütünlüğü ve Kürtlerin     hakları.
Mevcut egemenlik sınırlarının korunması     koşuluyla, Suriye meselesine müdahil olan bütün güçler bu çerçeve içinde, Rojava meselesinin ele alınmasında hiçbir sakınca görmediklerini beyan ediyorlar.
Burada Türkiye’nin PKK ile ilgili çekincesi ve PKK’ nin Türkiye’ye yönelik şiddet politikası sorunun çözümünün önünde tek engel olarak duruyor.
Aran çare de bu. PKK’ Türkiye’ye karşı silahlara veda diyecek ve Türkiye sınırları içinde şiddet eylemlerine son verecek. Meselenin özü ve kilit değeri budur.
PKK’nin Türkiye’ye yönelik 2013 yılında almış olduğu silahlara veda kararının bir an evvel     hayata geçmesidir.
Bu hamle Türkiye demokrasi güçlerinin önünü açacak.
SDG’ in önünü açacak.
Türkiye’in önünü açacak.
ABD’ in önünü açacak.
Rusya’nın önünü açacak
Bir hamle olacaktır…
Cezaevlerini dolduran insanların ve kamuoyunun beklediği yeni ve bana kalırsa genel af olması gereken bir af için hazırlandığı umut edilen yeni adalet reformu çalışmasını yürüten Adalet Bakanı Abdulhamit Gül gündeme dair değerlendirmelerde bulunurken, tamda bir kadın olan CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu'nun yargılandığı bir sırada kadına şiddetle ilgili olarak açıklamalarda da bulundu.
Bakan Gül'ün açıklamasında ''Bu tür olaylara sıfır toleransla yaklaşıyoruz'' derken aynı dakikalarda mahkemede olan Dr. Kaftancıoğlu için mi yoksa başka bir konu için mi konuştuğunu merak ederken, bakanın açıklamasının devamında bunun üstü kapalı bir mesaj olsa da hiçte öyle olmadığını anlıyorduk.
Çünkü bana göre üstü kapalı bir mesaj olan Bakan Gül'ün bu açıklamasını yani

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *