Bankacı Seçil Erzan'ın, iş insanı Bülent Çeviker ve emekli İngilizce öğretmeni olan eşi İnci Çeviker ile arasında geçen, mahkeme dosyasına da giren ses kayıtları ortaya çıktı. Kuşkulandıkları için Erzan'ın evlerine geldiği gün İnci Çeviker'in kaydettiği konuşmalarda Seçil Erzan, "Paranızı almama gibi bir riskiniz yok. Benim size verdiğim evrak banka şubesinin size vereceği evraktan daha değerli. Zaten resmi evrak da o. Hoca da vadesini uzattı. Biz gizli bir ısın kodundayız. Vade dolmadan şubeye giderseniz sorun yaşarız. İşlemlerde bir problem olmadığı için ben rahatım. Rahat olun, güzel güzel para kazanıyorsunuz" dediği duyuluyor.
Banka müdürü Seçil Erzan'ın 2 milyon dolar dolandırdığı iş insanı Bülent Çeviker, emekli İngilizce öğretmeni olan eşi İnci Çeviker ile arasında geçen konuşmalara dair ses kayıtları ortaya çıktı. Erzan'ın Bülent Çeviker'in evine geldiği gün, eşi İnci Çeviker'in kuşkulanması üzerine aldığı ses kayıtları mahkeme dosyasına da girdi. Ses kayıtlarında Seçil Erzan'ın çifti ikna etmeye çalıştığı anlaşılıyor.
"HOCA DA VADESİNİ UZATTI BİZİM EVRAK ŞUBENİN VERECEĞİNDEN DAHA DEĞERLİ"
Ses kayıtlarındaki konuşmalar ise şöyle;
İnci Çeviker: Seçil biz Cuma günü vadeyi uzatmasaydık, parayı alacaktık değil mi?
Erzan: Alacaktınız, Salı günü alacaktınız
İnci Çeviker: 3 milyon alacaktık değil mi?
Erzan: Evet
İnci Çeviker: Bu senin müşterilerinin fonuydu. Ondan sonra bitti değil mi?
Erzan: İşlem bitti, kapattılar.
İnci Çeviker: Biz nereye girdik.
Erzan: Bitmedi o işlemi uzattılar. O işlem devam ediyor.
Çeviker: Hoca da devam etmiş oldu. Öyle mi?
Erzan: O da devam etti tabii ki...
İnci Çeviker: Şimdi biz parayı alacak mıyız?
Erzan: Tabii ki alacaksınız. Parayı almama gibi hiçbir riskiniz yok. Rahat olun.
Bülent Çeviker: Rakam değişmeyecek, 5 milyon dolar…
Erzan: Evet çünkü vadeyi uzattık.
İnci Çeviker: Sen o zaman bize yeni bir kâğıt verecek misin?
Erzan: Vereceğim tabii ki. Mevcut kâğıdın altına ısın kodu aynı, bakiyesini yazarım, kaşeler, imzalarım.
Bülent Çeviker: Resmi evrak alabiliyor muyuz?
Erzan: Bizim evrak ondan daha değerli. Resmi evrak dediğimiz o zaten. Bu sizin Çarşamba günü bankaya gidip alabileceğiniz de bir şey ama işlem vadesi bitene kadar oraya girdiğimizde o kadar kârı niye alıyoruz diye sorgulanır, sorun olur. İşlemin içinde gizli bir ısın kodundayız biz. O yüzden sorgulatamıyoruz.
İnci Çeviker: Resmi evrak alınacak olsa onu hoca alır sadece.
Erzan: O da almıyor. Almasına gerek yok. Çünkü bugüne kadar çok aldı gitti.
İnci Çeviker: O zaman antetli kağıda yaz. Şu tarihte 5 milyon falan diye. Ben uğrayıp alırım.
"SORUN ÇIKMAYACAK YÜZDE YÜZ EMİN OLUN 5 MİLYONU KESİN ALACAKSINIZ"
Konuşmanın devamı ise şöyle;
Erzan: Ben rahatım işlemlerde bir problem olmadığı için. Bülent Bey'in de kaygısını fark ettim.
Bülent Çeviker: Ben de aşırı derecede sinirler falan gitti. Haftaya Çarşamba geldiğimde yine şu şöyle oldu, böyle oldu gibi bir durum olmaz değil mi?
Erzan: Ben Çarşamba günü saat 16,00'dan sonra işlemi yapacağım. Alamazsam Perşembe günü saat 9'da yapmış olurum.
İnci Çeviker: Hemen hesabımıza geçecek mi?
Erzan: Aynı gün ödemeyi göndereceğim. Çarşamba günü geldiğinde aynı şey olmaz çünkü işlemin vadesi Çarşamba günü bitiyor zaten.
Bülent Çeviker: Geçen sefer ki de bitiyordu. Dedin ki böyle bir şey çıktı. Yeni bir şey…
Erzan: Şimdi işlemi kapattılar
Bülent Çeviker: Geçen hafta da kapatmışlardı.
Erzan: Ama sordular girer misiniz diye? Biz o zaman tamam demeseydik…
İnci Çeviker: Sen o zaman hocaya da sordun mu? "Devam edelim mi" diye
Erzan: Hoca devam etti.
Bülent Çeviker: Şimdi hiçbir sorun çıkmayacak değil mi?
Erzan: Hayır çıkmayacak. Yüzde yüz emin olun.
Bülent Çeviker: Haftaya Çarşamba kesin tamam mı?
Erzan: Tamam işlem bitiyor.
Bülent Çeviker: Ben 5 milyonumu alacak mıyım?
Erzan: Alacaksınız. Kesin alacaksınız.
Bülent Çeviker: Peki haftaya çarşamba, perşembe geldiğinde şu şöyle oldu dersen ne yapacağız?
Seçil Erzan: Bankaya gelirsiniz, bankaya gider kendiniz alırsınız.
Bülent Çeviker: Nerden alınıyor? Kimden alacağım?
Seçil Erzan: Siz Denizbank'a gelirsiniz, benim şubeye ya da Levent şubeye gidersiniz. İstediğiniz şubeden gidip alırsınız.
Bülent Çeviker: Ama bu kadar gizlilik içeren bir durumda nasıl olacak?
Erzan: O zamana işlem biteceği için bir gizliliği de kalmayacak, çekebileceksiniz.
Bülent Çeviker: Şu anki ısın kodunun gizliliği kalmadı o zaman…
Erzan: Hayır hala var işlem çarşambaya kadar devam ediyor.
Çeviker: Elim ayağım titriyor. Bende uyku muyku kalmadı.
Erzan: Hay Allah'ım. Ne yapalım Bülent Bey, para kazanacaksınız. Kazandınız. Rahat olun.
"RAHAT OLUN GÜZEL GÜZEL PARA KAZANIYORSUNUZ"
Bülent Çeviker: Senden başka kim yapıyor bu işlemleri? Yani genel müdürlükte...
Seçil Erzan: Bir sürü kişiler var, yapanlar çok. Onlar yaptırıyorlar zaten.
Erzan: Ben sizin sonuna kadar yanınızdayım, zaten buradayım. Böyle bir şeyin altına girdiysem hiçbir sorun yok demektir. Kendinizi sakin tutun. Gelirinizle bundan sonra istediğinizi yaparsınız. Bu bir fırsat, bir, sıfırdan büyüktür. Yani öyle bir şey olma ihtimali olsa ben derim ki öldük, bittik arkadaşlar ne yapalım gelin birlikte yapalım.
İnci Çeviker: Kesin diyorsun…
Erzan: Tabi kesin. Öyle bir şey yok da hadi diyelim ki 5 kesin olmadı. 3 buçuk olsa ne olur, 4 olsa ne olur öyle değil mi?
İnci Çeviker: Ama 5 kesin dedin.
Erzan: Kesin. Bülent Bey sakin… Hiçbir şey yok. Rahat olun, güzel güzel para kazanıyorsunuz.
"BEN TÖHMET ALTINDA KALIYORUM"
İnci Çeviker, Seçil Erzan ile buluştuğunda ses kaydı almaya devam etti. Erzan, Çeviker'in kayıt aldığını fark etti. O konuşmalarda Erzan'ın çantacısı Ali Yörük'ü banka çalışanı Ali Böğürgöz diye tanıttığı da duyuluyor.
Erzan: Ne yapıyorsun İnci?
Çeviker: Kayıt alıyorum.
Erzan: Ay şaka gibisin. Yapma öyle şeyler. Beni üzme yani. Niye böyle bir şey yapıyorsun?
Erzan: Şimdi ne yapıyoruz? İnci Hanım'la bekliyoruz.
Yörük: Yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz ama yetişmezse yarın saat 10'da elinizde.
Erzan: Valla ben çok töhmet altında kalıyorum.
Yörük: Yarın sabah 10'a kadar sıkıntı gözükmüyor.
Erzan: Yarın sabah 10'da nasıl olacak? İnci'yi alıp tekrar oraya mı geleceğim?
Yörük: Biz size ulaştıracağız.
Çeviker: Bugün olma ihtimali var mı?
Yörük: Elimden geleni yapıyorum, bugüne yetiştirmek için... Yetişmezse de sabah saat 10.00 kesin