CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftacıoğlu ve CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka CHP Hamburg teşkilatı tarafından 'Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Demokrasi Mücadelesi' başlıklı düzenlenen panele katıldı.
Hamburg Alevi Vakfı'na ait salonda düzenlenen panelde konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu Türkiye'deki güncel siyasal gelişmeleri değerlendirdi.
Kaftancıoğlu önümüzdeki seçimlerin sadece iktidar değişikliği anlamına gelmediğini, tam aksine geleceğin yeniden inşa edilmesi anlamına geldiğini ifade ederek “Bu seçimler Cumhuriyetimizin gelecek yüzyılına ilişkin, bu topraklarda demokrasiyi yerleştirmek, karanlık dönemin bir daha geri gelmemesi için gerçekleşecek bir seçim olacak” dedi.
İKTİDAR BORAZANLARI İLE HALKIN SORUNLARI ARASINDA İNANILMAZ FARK VAR
Türkiye'de ekonomik krizden vatandaşların ağır bir biçimde etkilendiğini ifade eden Kaftancıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye'de saha çalışmaları yapan biri olarak şunu söyleyebilirim: Her vatandaşın acı bir gerçekliği var. Burada yoksulluğun pornografisini çizmek istemiyorum. İktidardaki kötülükle, iktidar borazanları ile vatandaşların gündemi arasında inanılmaz makas farkı var. Ve bu farkın seçimlerde oya yansıyacağını düşünüyorum.”
OTORİTER YÖNETİMİ DEMOKRASİ YÖNTEMİYLE GÖNDERECEĞİZ
Türkiye'deki otoriter yönetimi demokrasi yöntemiyle göndermeyi hedeflediklerini ifade eden Kaftancıoğlu HDP'ye uygulanan siyasi baskıya da değindi.
HDP'li belediyelere kayyum atandığını da hatırlatan Kaftancıoğlu “HDP'yi kapatmaya çalışıyorlar ve partiye giden yardımları da kesmek istiyorlar. 16 milyon insana hizmet eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da siyasi yasak getirmek istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, onların öfkesi ve hırsları varsa bizim de hep birlikte yarına dair umutlarımızı gerçekleştirmek istediğimiz akıl ve ahlakımız var” şeklinde konuştu.
HAYDİ HEP BİRLİKTE HAMBURG`DAN DEMİRTAŞ'A SELAM YOLLAYALIM
Panelde bir dinleyicinin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliği oylamasında CHP'nin tavrını eleştirmesi üzerine Kaftancıoğlu “2018 yılında İstanbul İl Başkanı olduğum ilk günden beri Demirtaş ile birlikte yan yana resmim olduğu için yandaş basın tarafından saldırıya uğramaktayım. Üstelik adımlarımdan da hiçbir zaman geri atmadım. Dokunulmazlık oylamasında Genel Başkanımız bunun gerekçesini açıkça anlatmıştı. Sonuç değiştirilemeyeceği için oylamada evet oyu kullanılmıştı. Ancak bir kez şunu yinelemek isterim: Türkiye'de demokrasi çerçevesinde mücadele eden, oy alan, parlamentodaki bir siyasi partinin temsilcisi olan ve şu anda cezaevinde bulunan Demirtaş'a gelin hep birlikte buradan (Hamburg'dan) bir selam yollayalım” dedi.
KÜRT SORUNUNU ANCAK YAN YANA GELİNEREK ÇÖZÜLÜR
Türkiye'nin temel sorunlarından birinin de Kürt sorunu olduğuna inandığını ifade eden Kaftancıoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye'de bir Kürt sorunu, demokrasi ve toplumsal barış sorunu vardır. Yeter ki demokrasi çerçevesinde bu sorunları çözülmek istensin. Sorunu çıkaran salt Kürtler değil ki. Çözümün yolu parlamentodur. Oysa AK Parti iktidarı çözüm sürecinde kapalı kapılar arkasında sırf oy devşirme uğruna Kürt sorununu çözmek istiyormuş gibi göründü. Kürt sorunu ancak demokrasiye inanan halklar tarafından yan yana gelinerek çözülür.”
KÖTÜLÜKLER HUKUK KARŞISINDA YARGILANACAK
“HDP ile Millet İttifakı neden yan yana gelmek istemiyor” şeklindeki soruyu da Kaftancıoğlu şöyle yanıt verdi:
“HDP, Emek ve Özgürlük İttifakında yer almak istediğini söyledi. Dolayısıyla Millet İttifakı ile HDP neden yan yana gelmek istemiyor şeklindeki soruyu da anlayışla karşılıyorum. Hepimiz bulunduğumuz yerlerde demokrasiye inananlar olarak ortak paydalarda kötülüğü yeneceğiz. Hesaplaşmayı onlar gibi yapmayacağız. Aksi takdirde onlar gibi oluruz. Herkes zamanı gelince hukuk karşısında yargılanacak.”
İSTANBUL BELEDİYESİNE KAYYUM ATANIRSA TABUTLARINA SON ÇİVİYİ ÇAKARLAR
Kaftancıoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na kayyum atanıp atanmayacağına ilişkin bir soruya şöyle yanıt verdi:
“Sayın Kılıçdaroğlu belediyeye kayyum atama iddiasına ilişkin birkaç hafta önce 'Sakın bu kapıyı açmasınlar, cehennemin kapılarını açarlar hiç kimse için iyi olmaz' demişti. Ben de buna şunu ekliyorum: Tabutlarına son çiviyi çakarlar.”
Cumhurbaşkanı adayı olacak bir kişinin devlet deneyimini çok iyi bilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Kaftancıoğlu “Ekrem İmamoğlu da Mansur Yavaş da hepsi kıymetli kişiler. Onların en iyi şekilde görevlerini yapabileceklerine inanıyorum. Ancak geçiş dönemlerinde Cumhurbaşkanı adayı olacak kişinin devlet deneyimini iyi bilen, kolonları çatlamış bir yapıyı tamir edecek kişi olması lazım. Siyaseti bırakacak, tarafsız, herkesin onayını alan bir kişi olması lazım. Devlet deneyiminden gelen biri olmalı” dedi.
NAZLIAKA: KARŞIMIZDA İKİ ZİHNİYET VAR
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aykin Nazlıaka ise artık AK Parti iktidarının inandırıcılığını kaybettiğini ve halka vaat edecek bir şeylerinin bulunmadığını ifade ederek “AK Parti'nin tek amacı var, o da 6'lı masayı dağıtmak. Millet İttifakı tüm engellemelere rağmen onların inadına iktidara emin adımlarla ilerliyor. Bu seçim iki aday arasında geçecek bir seçim değil. Karşımızda iki zihniyet var: Bir taraftan demokrasiyi savunan, eşit mücadeleden yana, eşitliğe inanan ve şiddet mağdurlarına yardım etmeyi amaçlayan ve kadına şiddeti tamamıyla durdurmayı amaçlayan bir zihniyet; diğer taraftan ise otokrasiyi, tek adamı savunan bir zihniyet var. İstanbul Sözleşmesini bir gecede yürürlüğe koyup, maddelerini de yerine getirmeye çalışacak olan ve bu uğurda ilerleyen bir iktidar önümüzde” dedi.
AK PARTİ ÖRDÜKLERİ KORKU DUVARININ ALTINDA KALACAK
Yurt dışında tek bir oyun bile her şeyi değiştirebileceğine dikkati çeken Nazlıaka “Bir kişi bile her şeyi değiştirebilir. Bu anlamda birbirimize ihtiyacımız var. AK Parti bugüne kadar sadece baskı ve korku duvarları ördü. O duvarlar yıkılacak. AK Parti ördükleri duvarın altında kalacak. Herkesin özgür, güvende yaşayabileceği bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz” dedi.
Panelde CHP Hamburg Başkanı Hulusi Işıtan, CHP Hamburg teşkilatı yönetim kurulu, Hamburg Meclisinde çeşitli siyasi partilerde görev alan siyasetçiler, sivil toplum kuruluş temsilcileri yer aldı.
