İstanbul da semt adı. Şehremini.. Şehri Emin de eski deyimle emin ellerde ki Şehir...
Allah aşkına.
Hangi şehir emin eller de?
Basit bir soru.
Hangi belediyede hangi suçtan kaç meclis üyesinin tutuklandığını bugüne kadar duydunuz mu?
Cevap yoksa.
Ceza da yok..
Niye?
Hukukumuz böyle?
TBMM'de milletvekilimiz suç işledi diyelim.
TBMM onaylarsa yargılanır.
Onaylamazsa milletvekili olmadığı dönem için de yargılanır.
Ya kentlerde, ilçelerde, beldelerde meclis üyeleri suç işlerse?
Yanlış imar planlarına, uygulamalara imza atarsa?
Cevap yok mu?
Yoksa.
Kentlerin durumları ortada.
Düşünün; Belediye Başkanı seçiliyor.
Her sosyal haktan ailece yararlanıyor..
Ya meclis üyeleri?
Hayır.
Niye?
Hukukumuz böyle.
Sonra da
beton kent, çarpık yapılaşma diyoruz.
Yapanlar...
Meclisler de oy verenler.
Suç işleseler karşılığı yok..
Sosyal hakları zaten yok.
Toplantı başına huzur hakkı alırlar.
O ücrette, özel araçlarının benzinine, mazotuna bile yetmez.
Ama, meclis üyesi olurlar?
Niye?
Şehri emin ellere vermek için mi?
Ya da yeşillikleri, doğayı parti-purti işlerle; betonlara RANT uğruna çevirmek için mi?
Meclis üyeliği belediyelerde kime ya da kimlere hizmet eder?
Maaşları yok, huzur hakları var.
Sosyal hakları yok.
Ama en az dört-beşyıl hizmet ederler?
Kim ya da kimler için?
Bu soruların yanıtı yoksa...
Kentlerin imarda anayasaları yok demektir.
Hukuksuzluğun var olduğu suçun veya suçlunun yargı-adalet önüne
çıkarılamadığı, gerçeği hala yaşanıyorsa;
Muhtarlarımızın seçilmiş, demokrasinin göz bebeği olduğunu da
unutmadan, yerel yönetimlerimizin, yani Şehri Emin'lerimizin
emin ellerde olduğunu söylemek mümkün mü?
Ne dersiniz?
Ve derim ki;
TERAZİLER GÜNAH TARTMAZ;
KÂR TARTAR..
KEFELERİ VİCDAN OLUR
HÂK TARTAR.
Mizan'ın da KAYBOLMUŞSA ADALET,
ALAN-SATAN TEZGAHLAR DA
Ruh KALMAZ..
Ruh KALMAZ.