Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından, çarşamba saat 04:08'de merkez üssü Sarıdere-Gölyaka-Düzce'de meydana gelen depremle ilgili basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Ali Pınar ve Kandilli Rasathanesi Bölgesel Deprem- Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) Müdür Yardımcısı Dr. Selda Altuncu Poyraz yer aldı.
Bizim için sürpriz değil
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, "17 Ağustos ve 12 Kasım Düzce depremleriyle dün meydana gelen depremin yeri aynı noktada. Aslında bu deprem Kuzey Anadolu Fayı'nın Düzce ve Dokurcuk fayı olmak üzere Bolu civarında iki kola ayrılıyor. Hemen Düzce fayının batısında Karadere fayı bulunmakta. Deprem aslında Düzce Vadisi'nde diyebiliriz. Orada birçok irili ufaklı fay bulunmakta. O fayların üzerinde 7-8 kilometrelik parçayı kırdı diyebiliriz. Bizim için sürpriz olan bir deprem değil. Burada birçok irili ufaklı deprem üretebilecek aktif fay hattı var. Bu depremde bunların birinin üzerinde oldu" dedi.
Marmara'yı etkilemez
Prof. Dr. Özener, "Depremin artçılarına bakarsak bugün sabah 09.00 itibarıyla büyüklüğü 1.2'nin üzerinde olan 162 tane artçı depremimiz var. Bunların en büyüğü 4.4 büyüklüğünde. Büyüklük grafiğine baktığımızda 4.4'lük bir tane 3.9'luk artçımız var. 3'ün üzerinde 3 tane artçı deprem meydana geldi. Onun dışındaki deprem büyüklükleri genelde 1 - 2 yoğunluğu olarak sıralanmakta. Bu depremin artçıları yaklaşık bir hafta içerisinde azalarak sönümleneceği düşüncesindeyiz. Depremin lokasyonuna baktığımız zaman Kuzey Anadolu Fay hattında olduğunu görüyorsunuz. Bu depremin Marmara depremini etkileyip etkilemeyeceği merak konusu. Bizim genel görüşümüz Marmara depremini tetiklemeyeceği yönünde. Aslında ülkemiz dinamik bir ülke ve Türkiye'deki her fay hattı aktif halde" diye konuştu.
Kırılmayan parça kırıldı
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Ali Pınar ise "Depremin merkez üssü denildiği zaman aslında bizim belirlediğimiz yer fayın kırılma noktasıdır. Halbuki deprem bir noktada meydana gelmedi. 6 büyüklükte depreme baktığımızda bu yaklaşık 60 kilometrekarelik bir düzlemden ortaya çıkmaktadır. İlk açıklamalarla dikkat ederseniz depremin merkez üssünün Karadere segmentinin devamında olan bir fay olduğunu görürsünüz. Yer bilimciler olarak bu depremin Karadere segmentinin devamında meydana geldiğinde ortak fikirde birleştik. Yeni bilgiler geldikçe bunun yavaş yavaş değişebileceğini söyleyebiliriz. Bu depremden sonra artçı deprem etkinliği başladı. Bu artçı depremlerin Karadere segmentinde meydana gelmediğini, daha çok düzce havzasının içine yayıldığını görüyoruz. Bu deprem aslında 12 Kasım 1999 depreminin geç gelen bir artçı depremi olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü mekanizması tıpa tıp aynı. Dolayısıyla aynı fay düzleminde 1999 depreminde kırılmayan bir parça kaldı. O parça olan 7-8 kilometrelik bir fay düzlemini kırıldığını söyleyebiliriz" dedi.
DHA