Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara
Damga Gündem Özgür Özel: Her doğana anayasa yaparız, Erdoğan'a anayasa yapmayız

Özgür Özel: Her doğana anayasa yaparız, Erdoğan'a anayasa yapmayız

Özgür Özel "CHP sivil bir anayasa yapar, aşkın zamanlı bir anayasa yapar. Her doğan için anayasayı herkesle konuşuruz; ama her doğana anayasa yaparız. Erdoğan'a anayasa yapmayız." dedi.

KAYNAK: DHA
Okunma Süresi: 6 dk

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Muhalefete, güvenceyi verecek bir yönetim anlayışına dönülebilirse, ayaktaki antidemokratik prangalardan kurtulabilinirse ve bütün bir süreç tam anlamıyla Anayasa'ya, kurumlara, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bile karşı çıkan bir müttefiklik ilişkisi, bu yaklaşımından uzaklaşabilirse CHP sivil bir anayasa yapar, aşkın zamanlı bir anayasa yapar. Her doğan için anayasayı herkesle konuşuruz ama her doğana anayasa yaparız. Erdoğan'a anayasa yapmayız" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kocatepe Kültür Merkezi'nde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin 48'inci Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Özel, 31 Mayıs'ın Gezi Parkı eylemlerinin 11'inci yıl dönümü olduğunu belirterek, Taksim'deki Gezi Parkı için başlatılan eylemleri ve ardından yaşanan süreci anlattı. Gezi Olayları ile ilgili davadan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan, ardından 28 Eylül 2023'te Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi'nce, hakkındaki mahkumiyet kararı bozularak adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Mimarlar Odası'nın İstanbul Şube Danışma Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı'nın da içinde bulunduğu heyetlerin, hükümet ile görüşmeler gerçekleştirdiğini aktaran Özel, "Bu görüşmede talepler iletildi. Talepler, "Başbakan yurda dönmesin', "Bakanlar istifa etsin', "Yönetim, hükümet düşsün', "Yönetimi biz devralalım" değildi. Öyle olsaydı Gezi'den bir darbe iddianamesi çıkardı. Talepler açıktı, netti. "Ağaçlar kesilmesin', "Topçu Kışlası yapılmasın', "AKM yıkılmasın', "Yerine AVM yapılmasın', "Gaz bombası silah gibi kullanılmasın', "O an itibarıyla ölen iki arkadaşımız ve onların ölümünden sorumlu olanlar hesap versin', "Hatay, İstanbul ve Ankara Emniyet Müdürleri istifa etsin', talepler buydu. Bu 7 talepten bir darbe iddianamesi çıkmazdı ama çıkardılar" diye konuştu.

Zaman bazılarını haklı, bazılarını da haksız çıkarırken, gücü elinde tutanların kendileri için elverişli bir tarih yazarak bütün Türkiye'yi ona inandırmaya çalıştıklarını söyleyen Özel, "Halen daha çalışıyorlar ve o gün "İstifa etsin" denen 3 emniyet müdürünün 3'ü de şu anda emniyet müdürü değil. Çünkü 3'ü de FETÖ'cüydü, 3'ü de darbeye karıştı, 3'ü de tutuklandı, 3'ü de cezaya çarptırıldı. Oradaki çadırları yakarak gerilimi başlatanlar, ilk şiddet emrini verenler, Gezi'yi terörize edenler, zaten bir terör örgütü mensubuymuş. Şimdi ceza çekiyorlar ama o gün, o görüşmeden sonra bir görüşme daha oldu. Devrin Başbakanı Sayın Erdoğan İstanbul'a geldiğinde, görüşme çıkışında açıklamayı Tayfun Kahraman yaptı. Tayfun Kahraman bu görüşme sonrasında 3 kez "Sayın Başbakanımız" diye hitap ettiği Erdoğan'ın, artık ağaçların kesilmeyeceğini, mahkeme kararının bekleneceğini, karar lehlerine de olsa İstanbul'da bir referandum yapılacağını ve istenmiyorsa eğer, asla ve asla oraya Topçu Kışlası yapılmayacağını karara bağladıklarını söyledi ve Gezi'ye seslendi; "Bundan sonraki gelişmeler Gezi sakinlerinin takdirindedir ancak gördüğümüz yaklaşım olumludur" diye. Gezi'deki bazılarımız, Tayfun'u eleştirdiler bile, "Hemen inanmışsın', "Bunlarla müzakere mi olur" diye. Bugün eğer orada o ağaçlar duruyorsa Tayfun sayesindedir, Mücella Abla sayesindedir, Can Atalay sayesindedir, Mine Özerden sayesindedir, Çiğdem Mater sayesindedir, Osman Kavala sayesindedir" dedi.

'MEVCUTTA NE YAPTIN DİYE BAKARLAR'

Yeni anayasa tartışmalarına değinen Özgür Özel, "Bugün arkadaşlarımız AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), AYM kararlarına rağmen hapiste tutuluyorlarsa, bugün Taksim DİSK'in (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) kazandığı AYM kararına rağmen emekçilere kapalı tutuluyorsa, bugün birinci hafta inşallah istisna kalmaz, birinci hafta hariç Cumartesi Anneleri'ne İstiklal kapalı tutuluyorsa, bugün Ankara'da eylem yapmaya kalktığınızda eylemi yapan kişinin bulunduğu yerdeki anıtlar gözaltına alınacak kadar, insanlar artık gözü dönmüş bir anlayışla kanunsuz emirlere sürükleniyorlarsa, bundan sonra "Gelin yeni bir anayasa yapalım" diyene biz şunu söylüyoruz. Elbette bu ülkenin sivil, demokratik, katılımcı, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı var ama önce bir "Mevcutta ne yaptın" diye bakarlar. Anayasalar aşkın zamanlı metinlerdir, kuşatıcı metinlerdir, mucizevi kıyafetlerdir topluma dikilmiş. Kim giyse üstüne uyar. Siz eğer anayasayı her doğana göre yaparsanız, o her doğanı kapsar. Herkese uyar; Alevi'ye de Sünni'ye de uyar. Çünkü mezhep ayrımı yapmaz. Kürt'e de Türk'e de Laz'a da Çerkez'e de uyar; çünkü etnik ayrımcılıklara karşı mücadele eder. Eğer anayasayı gerçekten eşitlikçi yaptıysanız, dezavantajlı grupları kapsar. Her doğana yapılan anayasa, her doğana uyar ama Erdoğan'a yapılan anayasa 8 sene sonra Erdoğan'a da uymamaktadır. Zaten tüm toplumu değil, bir kişiye dikilen kıyafetin tüm topluma uymadığı gibi o kişiye de uymayacağı, zaten çok da kıyafeti kuşatmasını istemediği ortada. "O zaman yenisine ne gerek var?" deniyor. Ben bu haklı serzenişi, haklı korkuyu anlıyorum" ifadelerini kullandı.

'HER DOĞAN İÇİN ANAYASAYI HERKESLE KONUŞURUZ'

Özel, son 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra 1'inci parti olmuş CHP'nin Genel Başkanı olduğunu belirterek, sırtında CHP'ye 17,5 milyon oyun yükü ve 83 milyon vatandaşın sorumluluğu olduğunu dile getirdi.

Her doğan için anayasayı herkesle konuşacaklarını söyleyen Özgür Özel, şöyle konuştu:

"Ben çağrıldığım bir masaya bugün gider oturursam bir başıma otururum. 17 milyon 499 bin kişi ayakta kalır. Bırakın başkanı, kızım bile, "Baba orada ne işin var" der. Ama 17 milyon 499 bin kişiyi o masaya oturtabilirseniz "Ne işin var, otur buraya" dersiniz. O, 17 milyon 499 bin kişinin, sadece bize oy veren, muhalefete oy veren her bir bireyin rızasını bir yeni anayasada oluşturmak, mevcut Anayasa'ya tam uyum gerektirir. Mevcut Anayasa'ya uyuyorsanız, arkadaşlarımız içeride değil demektir. Uyuyorsanız İstanbul Sözleşmesi'nden tek imzalı çıkılamıyor demektir. Uyuyorsanız, anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı fiilen ilga değil demektir. ODTÜ'deki Devrim Stadı öğrencilere kapalı olduğu müddetçe, Boğaziçi'nde kayyum görev yaptığı müddetçe, Manisa'da, Osmaniye'de, Rize'de hemşehrilerimiz, Sayın Erdoğan'ın, Sayın Bahçeli'nin, benim, İzmir'de Sayın İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu'nun hemşehrileri belediye başkanı seçebiliyorken, Eş Genel Başkanın kentinde ya da Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır'ında seçilen belediye başkanına kayyum atıyorsanız Anayasa'ya uymuyorsunuz demektir. Bazılarının belediye başkanı seçebildiği, bazılarının belediye başkanı seçemediği yerde Anayasa'da eşitlik ilkesi varsa da uyulmuyor demektir. O yüzden bunların bir bütün halinde ben anayasa masasına oturmak için sabırsızlanıyorum ama önce oturması gereken 17 milyon 499 bin tane seçmenim ve toplam bütün muhalefet seçmenleri vardır. Muhalefete, bu güvenceyi verecek bir yönetim anlayışına dönülebilirse, ayaktaki antidemokratik prangalardan kurtulabilinirse ve bütün bir süreç tam anlamıyla Anayasa'ya, kurumlara, AYM'ye bile karşı çıkan bir müttefiklik ilişkisi, bu yaklaşımından uzaklaşabilirse, CHP sivil bir anayasa yapar, aşkın zamanlı bir anayasa yapar. Her doğan için anayasayı herkesle konuşuruz; ama her doğana anayasa yaparız. Erdoğan'a anayasa yapmayız."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *