Eski Başbakan yeni Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Şehir Üniversitesi’yle ilgili tartışmalar bitmiyor. Üniversitenin geleceğinin ne olacağı merak ediliyor. Şimdiye kadar herhangi bir karar çıkmadı. Şehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı görevini yürüten Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üniversite üzerinden yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Yaşananlara büyük tepki gösteren Dinçer AK Parti’nin kuruluş ilke ve hedeflerinden vazgeçtiğini ve bu durumun kendisini üzdüğünü ve hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.
Erdoğan'a yanıt verdi
Dinçer, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ”Marmara Üniversitesi, Şehir Üniversitesi’nin hamisi ama mütevelli heyetinden de vazgeçmiyorlar” eleştirilerine ''Sorun benim ayrılmam ile çözülecekse hemen istifa ederim’’ yanıtını verdi. İşte Dinçer’in o açıklamaları:
Bunların hepsi kamuoyunu yanıltmak, daha önceden verilen bir karara ve yapılanlara gerekçeler üretmek için söyleniyor. Birincisi; ben bu hadise ortaya çıkar çıkmaz, ilk olarak öğrencilerin, öğretim üyelerinin ve üniversitede çalışan personelin karşısına çıktım ve onlara bir hesap verdim, desteklerini talep ettim. İçine düşürüldüğümüz durumu açıkça ve bütün çıplaklığıyla anlattım.
Üniversitelerin itibarı zedeleniyor
Durumu kamuoyuna bir basın bildirisi ile duyurduk. Bu esnaya kadar banka ile üniversite yöneticilerinin görüşmeleri de devam etti. Daha ilk başta YÖK, Halkbank veya bunların üstünde karar vericiler varsa onlara “Öğrencilerimizi, öğretim üyelerimizi hırpalamayın ve üniversitemizin itibarıyla uğraşmayın. Eğer sizin yapacağınız ve karar verdiğiniz bir şey varsa gelip üniversiteyi alabilirsiniz” dedim. Orada 7 bin tane (1500’den fazlası yabancı) öğrenci var.
Benim ayrılmam gerekiyorsa istifa ederim
Üniversite’nin itibarının kaybolması, öğrencilerin mağdur olması, ülkenin de itibarının kaybolması, tüm vakıf üniversitesi camiasının itibarının hırpalanması anlamına gelir. Neden böyle bir şeye razı olayım ben? Sorun benim ayrılmam ile çözülecekse hemen istifa ederim. Makamlara dayalı hiçbir iddiam yok, bugüne kadar da olmadı.
Bu ülke de demokrasiyi ne kadar geliştirirsek bu ülke o kadar normalleşir diyorduk. İnsan hak ve özgürlükleri üzerinde hassas bir ülke, gelecek tasarlamıştık. Nitekim biz buna o kadar çok gönül vermiştik ki, kamu yönetiminin temel kanununda buna uygun düzenlemeler yapmıştık.
İlkelerden vazgeçildiğini görüyorum
“Kamu idaresinin amacı; vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini kullanmasının önünde ki engelleri kaldırmaktır” açık bir tanımlama yapılmıştı. Bu düzenleme, bu madde sebebiyle kanun geri geldi iade edildi ve bunula ilgili sekiz sayfa gerekçe yazılmıştı. Şimdi yola çıktığınız bu ilke ve hedeflerden vazgeçildiğini görmek insanı biraz üzüyor, hayal kırıklığına uğratıyor.