Benim bu olayla uzaktan yakından alakam yok diyen şüphelinin evinde, mermi, şarjör ve çelik yelek bulundu. İfadesinde, vurulan gazeteciye gönderilen “Bulun o piçi” mesajıyla benim ilgim yok, olaydan önce telefonumun internetinde adının aranmasını da ben değil, telefonumu ara sıra kullanmaları için verdiğim çalışanlarımdan birisi yapmış olabilir, dedi. Ne iş yaptığı sorulduğunda ise inşaatlarda taşeronluk yaparım, ayrıca manavım, yanımda 25 işçi çalışır, Esenyurt’ta yaşarım, diye konuştu.
*
Diğeri, silah ticareti yapıyordu, resmi ve nikahlı iki eşinin de evinde yapılan aramada silah ve şarjörlere sürülmüş mermi ele geçirildi. Gazeteci Ali Tarakcı’ya yapılan suikastın kilit ismiydi. Saldırı silahını onun temin ettiği kayıtlara geçtiği halde, ne emniyet, ne de savcılık onun ağzından doğru dürüst bir bilgi alabildi. Bildiğin, yalan makinasıydı yani…Beyanına göre işi, seyyar emlakçılıktı, sağda solda kiralık ya da satılık gayrımenkul buluyor, bunu, resmi kayıtlı emlakçılara paslıyordu. Esenyurt’ta oturuyordu.
*
Ötekisinin abisi, ablası bir dönem Esenyurt Belediyesi’nde zabıta olarak çalıştı, babası, zabıta olarak aynı kurumdan emekli oldu. Kendisi ise belediye şirketi bir taşeron firmada güvenlik personeli olarak gösterildi. Ahalinin, yana yakıla iş aradığı dönemlerde onlar, kapağı, aile boyu belediyeye atmayı başardı. Yağma, yaralama, adam öldürme, uyuşturucu imal etme, kullanma gibi birçok suça karıştı, en son işlediği suçtan dolayı yattığı Silivri cezaevinden firar etti, halen aranıyordu, aranırken, Tarakcı’yı vurma organizasyonunu da araya sıkıştırdı. Zırt-pırt cezaevine girip çıkıyordu, bu zamana kadar on farklı cezaevinde yattı. Evi, Esenyurt’taydı, işi şoförlüktü, saldırıda da mesleğine yakışır bir profesyonellikle kullandığı aracın ön tamponunu, vurdukları Tarakçı’nın araç tamponuna değdirerek araçtan inmesini sağladı. Sonrası, herkesin malumu…
*
Aslında tek el ateş edecektim, hatta yolda, yapmayalım, vurmayalım dedim ama Turgay abi beni dinlemedi, baktım tek mermiyle yere düşmedi, ben de düşene kadar peş peşe ateş ettim, dedi. Bu olay öncesinde, hırsızlık ve adam öldürmekten hüküm giydi. 2014 yılının Ocak ayında Esenyurt’ta açılışı gerçekleştirilen MHP seçim ofisine yapılan silahlı saldırının faillerinden birisiydi, gazeteci Cengiz Akyıldız’ın öldürülmesi olayında yaşı küçük olduğu için aldığı ufak bir cezayla işi yırttı. O da Esenyurt’ta yaşıyordu.
İşsiz olduğu için kendisine teklif edilen ‘Vur’ emrini iş olarak saydı, duyduğu sevinci ise yanındaki arkadaşına “İşler açıldı” diyerek gösterdi.
*
Ancak... İşler umdukları gibi gitmedi, sarpa sardı. Sıralarsak;
BİR: Belediye aleyhinde haber yapan, yazan Ali Tarakcı, Esenyurt’ta vuruldu.
İKİ: Olayda kullanılan araba, Esenyurt’taki bir rent a car’dan kiralandı.
ÜÇ: Fail ve şüphelilerin eksiksiz tamamı da Esenyurt’ta ikamet ediyor.
DÖRT: Olaya karışanlardan birisi, aile boyu eski belediye personeli.
BEŞ: Ali Tarakcı’ya, vurulmadan iki gün önce haber getiren birisi, “Abi seni vuracaklar, parayla tetikçi tutan, işi yaptıran da belediye ile sıkıfıkı ilişkisi bulunan C.A. ihbarını yaptı.
ALTI: Suç aleti silah, Esenyurt’ta polis baskınıyla ele geçirildi.
*
Asıl bomba ise, şu…
*
Tarakcı’yı, sırf, ilk ateşlediği mermiyle yere düşüremediği için altı el tetiği çeken Veysel Kızılkula, mevzunun ilk günde ulusal basına düşmesiyle paniğe kapıldı, aynı günün gecesi bir araya geldiği arkadaşı Gökmen S.’nin “Nereye gidiyorsun” sorusuna saat 22:00 sularında, “İşim var, belediyeye gidecem” yanıtını verdi.. Garip olansa, ne cinayet masası ekipleri, ne de soruşturma savcısı, tetikçi Kızılkula’ya, “Belediyeye o saatte neden gittin, kiminle görüştün, ne iş?” diye sormadı.
*
Olay gecesinde kayıtta bulunan belediye kamerasındaki görüntülere şrakk diye anında ulaşma imkanı bulunan kurumun ita amiri Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’na bu vesileyle sormuş olayım, “Sahi, ne iş?”
*
Tarakcı’ya yaptığı hastane ziyaretinde, olayın bir an evvel aydınlanmasını ve faillerin yakalanmasını isteyen Kadıoğlu’nun, 20 Kasım 2017 tarih, saat 22:00-02:00 arası kamera kayıtlarını savcılığa ve Tarakcı’ya ulaştırması bu işin perde arkasını daha net görmemizi sağlayacak gibi görünüyor.
*
Tarakcı suikastında adı geçenlerin, Esenyurt ilçesi ve belediyesi ile öyle ya da böyle bir şekilde örtüşmesinden dolayı, olayın gerçek yönleriyle açığa çıkarılması adına Kadıoğlu’nun payına da ciddi bir sorumluluk düşüyor.
Başkanın, soracağı tek soru şu;
Adı, silahlı yaralamada geçen çete mensubu o şahıs gecenin bir saatinde belediyeye neden gelmiş, kim ya da kimlerle görüşmüş?
*
“Ne iş?” diyecek yani…
