MHP Genel Merkezi'nden gönderilen yazılı açıklamada, Başkanlık Divanı'nın kararı ve Genel Başkan Bahçeli'nin talimatları ile Kılıçdaroğlu'nun ve CHP milletvekillerinin "suç teşkil eden söz ve fiillerinin raporlanması ve CHP-HDP arasındaki ilişkilerin araştırılması" için oluşturulan komisyonun çalışmalarını tamamladığı belirtildi.
Açıklamada şu iddialara yer verildi:
"Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a FETÖ terör örgütünce kaset kumpası yapılmasının ardından, 22 Mayıs 2010 tarihinde CHP'nin 7. Genel Başkanı seçilmiştir. Genel Başkan seçilmesiyle birlikte CHP, adeta tüm geçmişini inkâr eden bir yapıya dönüşmüş, parti içerisindeki Cumhuriyetçi – Milliyetçi insanlar tasfiye edilmiş ve o güne kadar izlenen milli politikalar tamamen değiştirilmiştir"
'Çıkar ittifakları, çürük ortaklıklar, çarpık ilişkiler'
"Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin birçok basın toplantısında işaret ettiği gibi; çıkar ittifakları, çürük ortaklıklar, çarpık ilişkiler, ülkemizi hem zora sokmakta hem de siyasi yozlaşmayı tehlikeli boyutlara taşımaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi, millete aidiyet bilincinden hızla uzaklaşmaktadır. CHP'nin şu anda takip ettiği siyaset, Türk Milletinin egemenlik ve tarihsel haklarıyla temelden ve bütünüyle çatışmaktadır."
'Bylock kullanan siyasetçileri açıklamadı'
Kılıçdaroğlu ve bazı CHP sözcülerinin bazı siyasi eylemleri ve açıklamalarının suç teşkil ettiği savunulan açıklamada, MHP'nin "hiçbir şart altında konusu suç teşkil eden fiillere sessiz ve seyirci kalmayacağı" kaydedildi.
Kılıçdaroğlu'nun zamanaşımına uğramamış suçlar için; yeri, zamanı, içeriği belirtilen eylemleri hakkında suç duyurusunda bulunulması zorunluluğu doğduğu belirtilen açıklamada, CHP milletvekilleri hakkında dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye 209 fezleke geldiği, bunlardan 23'ünün Kılıçdaroğlu ile ilgili olduğu anımsatıldı.
Kılıçdaroğlu'nun uzun bir süredir FETÖ terör örgütünün siyasi ayağını (bylokçu milletvekili listesini) açıklayacağını söylemesine rağmen açıklamadığı kaydedildi.
7 ayrı suç duyurusu
Kılıçdaroğlu'nun bu tarihten sonra da kendisinden beklenen açıklamayı yapmayacağının anlaşıldığı ifade edilen açıklamada, "Türk Ceza Kanunundaki suç tanımına birebir uyan, suçun maddi ve manevi unsurunu taşıyan, Anayasa'nın 26. maddesi ile güvence altına alınan "düşünceyi açıklama, yayma hürriyetinin" dışında kalan çeşitli tarihlerdeki söz ve fiillerinin; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret, suçu ve suçluyu övmek, kamu görevlisinin suçu bildirmeme, suçluyu kayırma, suç delillerini bildirmeme, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama, terör örgütü propagandası yapmak suçlarını oluşturduğu değerlendirilmiş ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştur" ifadeleri kullanıldı.