İYİ Parti lideri Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, İstanbul'da 6 kişinin hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısını hatırlatarak, "Türkiye Cumhuriyeti, tarihi boyunca uluslararası terörle mücadele konusunda takdir toplayan ve cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar hangi iktidar tarafından yönetilirse yönetilsin, teröre karşı duruşu her daim son derece net olan güçlü bir devlettir. Büyük dava adamı rahmetli Dündar Taşer, vatanımızın stratejik konumunu tariflerken, 'Biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz' der. Bu muhteşem tespit, bugüne kadar yaşadığımız saldırıların da bugün karşı karşıya olduğumuz taarruzların da hatta gelecekte yaşayabileceklerimizin nedenini de çok güzel anlatır. Evet, biz çadırımızı sırtlanların yolu üzerine kurmuşuz. Ancak aynı zamanda tüm saldırılara ve tuzaklara karşı önlem alabilecek güçteyiz" dedi.
Teröre asla teslim olmayacağız
Türk milletinin zor günleri olduğunu ancak kadim devlet geleneği ve fedakar milletin, her türlü belayı savuşturmayı başardığını söyleyen Akşener, "Dolayısıyla dün olduğu gibi bugün de aziz vatanımızın üzerindeki planlarını, terör üzerinden uygulamaya çalışanlar şunu iyi bilsin ki biz devlet ve millet olarak bölücü terörle 40 yıldır sarsılmaz bir iradeyle mücadele ediyoruz. Değil 40, 140 yıl olsa da teröre asla teslim olmayacağız. Milletimizin teröre karşı aldığı tavır; her daim dik durmak, güvenlik güçlerimizin görevlerini yapacaklarına inanmak ve devletinin yanında olmaktır. Bu milletçe en şanslı olduğumuz, en gurur duyduğumuz özelliklerimizden biridir. Ancak devletimizin yanında dururken, 'Devlet benim' diye ortalıkta gezenlerin işlerini yapıp yapmadıklarını, en çok da böyle acılı zamanlarımızda gözden geçirmek zorundayız. Millete yaptıkları hizmetin lütuf olmadığını, bir vatan borcu, bir namus borcu olduğunu söylemek zorundayız. Evet, devletimizin yanındayız ama içindeyiz, ötesindeyiz, berisindeyiz, her yanındayız. Çünkü biz milletiz. Çünkü devlet biziz. Devlet; koltuk sahiplerinin, makam sahiplerinin babalarının malı değildir. Devletimiz milletçe bu dünyada sığındığımız büyük birlikteliğimizdir" diye konuştu.
İlk hata son hatadır
Devletin en temel görevinin; vatandaşın can, mal, ırz ve namus güvenliğini sağlamak olduğunu kaydeden Akşener, bunu sağlamaya söz vermiş kişilerin de hükümet olduğunu belirterek, "Nitekim terörle mücadele, siyasi iradenin yani iktidarın milletimize verdiği sözün hakkını vermesi, üzerine düşen büyük görevin farkındalığıyla hareket etmesi gereken son derece hayati bir alandır. İktidarın büyük bir ciddiyetle devleti idare etmesi, tehditleri titizlikle ortadan kaldırması gerekir. Terörle mücadelede hiçbir şey gözden kaçamaz, hiçbir şey atlanamaz, hiçbir aşamada hata yapılamaz. Çünkü terörle mücadelede yapılan ilk hata, son hatadır. Bu yüzden de terörle mücadelenin bazı altın kuralları vardır. Evet, devlet failleri ivedilikle yakalamakla görevlidir ama iktidarın esas önceliği, terör eylemine daha yapılmadan engel olabilmektir. Şayet bir terörist ülkemizde bomba yapmaya karar vermişse iktidarın görevi, devlet kurumlarımızı daha o bombanın fünyesini takamadan, onu etkisiz hale getirmek için harekete geçirmektir. Terörle mücadelede sınır güvenliği de çok önemlidir. Devlet, hudutlarımızı namus bilerek sahip çıkmakla görevlidir, bir teröristin mülteci kılığına girerek 4 koca ay kaçak bir şekilde ülkemizde yaşamasına göz yummaz. İktidar ise kontrolsüz bir göç politikası uygulayarak sınırlarımızın kevgire çevrilmesine sessiz kalmaz" dedi.
Aslanlar gibi iktidara geleceğiz
Konuşmasında hükümeti de eleştiren Meral Akşener, şunları söyledi: “Yalanı yol, talanı da düstur edinenlerin Türkiye'yi daha fazla aşağı çekmesine müsaade edilemez. Zihniyetleri ihya olsun diye kurdukları bu düzenden milletimize hiçbir hayır gelemez. Çünkü bir dolu vatansızı, kendi öz vatandaşına üstün tutan bu düzen bir hıyanet düzenidir. 'Faiz haramdır' diye tefecilerin davulunu çalan bu düzen, bir haram düzenidir. Terör örgütleri arasında tercih yapabilecek kadar şirazesinden çıkan bu düzen, bir yıkım düzenidir. Bir müstevliyi bir başka müstevliye, bir emperyalizmi bir başka emperyalizme, bir uşaklığı da bir başka uşaklığa tercih eden bu düzen, bir ihanet düzenidir. İnsanlarımızın layıkıyla yaşama hakkını, kendi egosu, kendi şatafatı için kurban edebilen bu düzen bir mafya düzenidir. Böyle bir düzene de ancak 'kahrolsun' denir. Ve Türk milleti, yeri geldiğinde 'kahrolsun düzen' diyebilen, hürriyetine aşık, büyük bir millettir. Artık milletimiz; kendisini her alanda fakirleştiren, özgürlüklerini her alanda kısıtlayan ve ülkemizi her alanda krizlere sürükleyen bu yönetimden, amasız, fakatsız, lakinsiz, behemehal kurtulmak istiyor. Milletimiz çaresiz değil çünkü artık biz varız. Artık İYİ Parti var ve bizim bu aziz vatanda, çaresizliğe mahkum etmeyi göze alacağımız tek bir insanımız yok. Bizim bu cennet topraklarda, yokluğun içerisinde bırakacağımız tek bir insanımız yok. Bizim bu büyük milletin arasında vazgeçebileceğimiz tek bir insanımız yok. Allah şahidimiz olsun ki yerle gök birleşse de bizler arada kalmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan, olmayacağız. Kendini dev aynasında gören vicdansızlardan olmayacağız. 'Yeter, söz milletindir' diyeceğiz ve aslanlar gibi iktidara geleceğiz. 85 milyon el ele, omuz omuza verip güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye'ye mutlaka kavuşacağız. Hiç merak etmeyin, ikinci asrın şafağına çok az kaldı. Güneşli günlere çok az kaldı.”
HABER:
NERGİZ DEMİRKAYA