İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, haftalık grup toplantısında partililere sesleniyor. Çiftçilerin sorunlarına değinen Akşener, "Bir çağrı yapmak, daha doğrusu yaptığım bir çağrıyı yinelemek istiyorum. Elektrik zamlarını geri alın. Elektrik zamlarını geri alın. Elektrik zamlarını geri alın. Sakin sesle söylediğimizde duymuyor olabilirsiniz. Yüksek sesle söyledik. Elektrik zamlarını ivedilikle geri alın." diyerek iktidar partisine seslendi.
Akşener konuşmasında emekliye verilecek bayram ikramiyesi ile ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, ikramiye mikrarı ile ilgili şunları söyledi; "İlk verildiği yılda dolar üzerinden güncellemesi yapıldı. Şimdi 3 bin 700 lira verilmesi gerekiyor bayram ikramiyesinin. Ya da ilk verildiği yılın TÜFE, gıda harcamaları cinsinden güncellemesini yaptık. 2018 Mart'ta 385.4'tü. 2022 yılı aynı ayında 1101 olmuş. TÜFE'ye göre bakarsak 2 bin 860 lira emeklilerimize ikramiye verilmesi gerekiyor."
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Aziz milletim, değerli milletvekilleri, sevgili gençler ve kıymetli basın mensupları; Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Grup toplantımıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Artık ülkemizde, her geçen gün, bir öncekini aratır oldu. Hatırlıyor musunuz? Bay Kriz, Şubat ayında ne demişti? Her ayın, bir önceki aydan, daha iyi olacağını söylemişti, değil mi? Peki oldu mu? Olmadı.
AKP'NİN TARİH VERMESİ
Ben bunların, sıkıştıkça tarih vermelerine bayılıyorum. Damat Bakan da, “Mart, Şubat’tan daha iyi olacak, hatta Nisan da, Mart’tan daha iyi olacak.” deyip duruyordu. O bir gece ansızın gidiverdi, bayrağı kayınpederi devraldı… Sözüm ona, taa geçen yılın ağustos ayında, enflasyonda en yükseği görecektik, ondan sonra da, düşmeye başlayacaktı. Peki bu tahmin tuttu mu? Olağanüstü öngörü yeteneğiyle verdiği, hiçbir tarihin tutmadığı gibi, bu da tutmadı.
Nitekim, “Enflasyon-loto” furyasına, son dönemde Nebati Bakan da katıldı… Ne demişti? Bu yılın Şubat’ında, enflasyon inişe geçecekti. Geçti mi? Geçmedi. Hatta Şubat ayında, yıllık enflasyon, yüzde 54,44 iken, Mart ayında, son 20 yılın zirvesi görüldü. Yıllık enflasyon, yüzde 61,14'e çıktı.
Baktı ki olmuyor, enflasyon hâlâ yükseliyor; Kendisi bu defa çıktı, “Yaz aylarından itibaren düşecek.” dedi. Geldikleri noktada ise; Vade çok kısa olunca, yalanın da çabuk ortaya çıktığına, ayılmış olsalar gerek; Bay Kriz ve arkadaşları, artık vadeyi uzatmaya başladılar. Nitekim, affını isteyeceği gün, gittikçe yaklaşan Nebati Bakan, bu haftanın başında, “Enflasyon, Aralık ayında düşecek.” dedi. Böylece kendisi, o zamana kadar muhtemelen paket olacağı için, topu, yeni gelecek bakana atmış oldu.
NEBATİ'NİN "SABREDİN" AÇIKLAMASI
Hatta, bu ciddiyetsiz tutumu yetmiyormuş gibi, bir de üzerine, tüy dikti. Biliyorsunuz bu arkadaşlar, bu sıralar, vatandaşa tavsiye vermeyi, bir alışkanlık haline getirdiler. Tabi Nebati Bakan da, patronunun gerisinde kalacak değil ya; o da fırsatını yakalamışken, vatandaşa çok önemli bir tavsiyede bulundu. Ne dedi? “Sabredin.” Yanlış duymadınız. “Sabredin.” dedi. Gerçekten ibretlik.
Yani, Nebati Bakan aslında diyor ki; “Derin bir yoksullukla mı mücadele ediyorsun? O zaman sabredeceksin.” “Mübarek ramazan gününde, artan gıda fiyatları karşısında eziliyor musun? O zaman sabredeceksin.” “Aldığın asgari ücret, açlık sınırının altına mı düştü? O zaman sabredeceksin.” “2500 liralık emekli maaşıyla, geçinemiyor musun? O zaman sabredeceksin.” “Elektriği, doğalgazı ödeyemiyor musun? Arabana yakıt koyamıyor musun? O zaman sabredeceksin.” İşte size, Bay Kriz ve arkadaşlarının, milletimizi el birliğiyle, içine soktukları ekonomik krize karşı, geliştirdikleri dahiyane çözüm: “Sabretmek.” Yalnız burada enteresan bir durum var: Sabır taşı artık çatlamış milletimize, “sabretmeyi” tavsiye eden bu üstün zekalılar, Konu, 5’li çete ve saray oligarşisi olunca, nedense bambaşka bir yaklaşım sergiliyor. Mesela; Millete gelince, “sabır” diyenler, yandaşa gelince, “Al sana bir maaş daha.” Diyor. Mesela; Emekliye gelince “sabır” diyenler, müteahhide gelince, “Al sana bir ihale daha.” Diyor. Mesela; öğrenciye gelince, “sabır” diyenler, Ak Partili dayısı olan, pudra sevdalısı gence gelince, “Al sana ATM’den maaş kartı.” diyor. Sabırda seçiciliğe bakar mısınız?
EMEKLİYE BAYRAM İKRAMİYESİ
Bayram geliyor, bayramda emeklilerimize verilen ikramiyelerle ilgili arkadaşlarımız çalıştılar. İlk verildiği yılda dolar üzerinden güncellemesi yapıldı. Şimdi 3 bin 700 lira verilmesi gerekiyor bayram ikramiyesinin. Ya da ilk verildiği yılın TÜFE, gıda harcamaları cinsinden güncellemesini yaptık. 2018 Mart'ta 385.4'tü. 2022 yılı aynı ayında 1101 olmuş. TÜFE'ye göre bakarsak 2 bin 860 lira emeklilerimize ikramiye verilmesi gerekiyor. Beş maaşlı yan gelip yatan danışmanlara verirken, beşli çetenin vergi borçlarını silerken, beşli çeteye ekstra paralar verirken, Telekom'u çok sevdiğiniz aile dostunuz Hariri'nin cebine koyarken düşünmediğiniz emeklimizi bu defa düşünmeniz gerekiyor bunu da bildirmek istiyorum.
VATANDAŞLIK GARANTİLİ KONUT SATIŞLARI
Kira artışı insanları evlerinden çıkmaya itiyor. İnsanlarımız panik içinde barınma sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. Şimdi biz söyleyince 'Konut satışı rekor yaptı' diye zırvalayacak troller var. Konut satışı devam ediyor. Vatandaşlık garantili konut satışlarıyla devam ediyor. Müteahhit zengin etme garantili projelerle devam ediyor. Bugün ülkemizde ciddi bir konut problemi yaşanıyor. 'Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim' diyen sayın Erdoğan ülkemizin potansiyelini dünyaya açmak, dünya piyasalarına entegre olmak yerine milletimizi yoksullaştırarak adeta bir sömürge valisi olmayı seçti. Ve sonuç olarak; Bu sömürge sisteminin kazananı, Bay Kriz, yabancı dostları ve lobiler olurken; kaybedeni ise, ne yazık ki milletimiz oldu. Yabancılar, geçen sene, ülkemizden yaklaşık, 59 bin konut satın aldı. Yaşanan talep patlaması, kiraları da astronomik seviyelere çıkarttı. Bay Kriz’in, akıl dolu ekonomi politikalarının sonucunda, bugün, bir yabancı için, ayda birkaç yüz dolar, çok önemli bir para değilken; milletimiz için, maaşının neredeyse tamamına denk geliyor.
Ve bu ihanetin sonucunda bugün, memleketimizin en güzel semtlerinde, en güzel evlerinde, artık Türk vatandaşları oturamıyor. Bugün Türk vatandaşları, bu ülkenin sahillerine gidip tatil yapamıyor. Bugün gençlerimiz, Bay Kriz’in tavsiye ettiğinin aksine, kendi ülkelerinde gezemiyor. Bütün bunları, sadece yabancı ülke vatandaşları yapıyor.
Bu aziz millet, zengin ülkenin, fakir halkı durumuna düşürülürken; “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” sözü, maalesef bugün gerçek oluyor. Yazıklar olsun!
ÇİFTÇİLERİN DERTLERİ
AK Parti iktidarının berbat tarım politikaları çiftçilerimize çile çektirmeye devam ediyor. Tarıma düşman bakan gitti. Bıraktığı miras, o zulüm hala sürüyor. Bay Kriz ise utanmadan gıda fiyatlarındaki artışa karşı ithalatı çare olarak sunuyor. Defalarca söyledik 'İthalat ile gıda enflasyonunu düşüremezsiniz, kendi çiftçinizin ezilmesine neden olursunuz, enflasyonu daha da tırmandırırsınız' dedik. Çiftçilerimizi destekleyerek üretimi arttırmaktır dedik, inatla dinlemediler. Neymiş yaz gelince düşecekmiş. Yahu öyle bir sığ bir bakış açısı olabilir mi?
Bu vesileyle bir çağrı yapmak, daha doğrusu yaptığım bir çağrıyı yinelemek istiyorum. Elektrik zamlarını geri alın. Elektrik zamlarını geri alın. Elektrik zamlarını geri alın. Sakin sesle söylediğimizde duymuyor olabilirsiniz. Yüksek sesle söyledik. Elektrik zamlarını ivedilikle geri alın.
Koca bir kış Türk milletini soğuğa ve karanlığa mahkum eden elektrik zamları, bu seferde sofralarımızın bereketini kaçıracak. Çiçeği burnunda tarım bakanı 'aç açıkta kimsemiz yok' dese de hadi oradan be.
ASGARİ ÜCRETİ GÜNCELLEYİN
Asgari ücretli milyonlarca vatandaşımız evine ekmek götüremiyor. Asgari ücretleri gelen zamlara göre yeniden güncelleyin muhteremler. Bu arada 2 bin 500 liraya çıkarttığınız en düşük emekli maaşını asgari ücret kadar çıkarın. Kimse ayın sonunu getiremiyor. Vatandaşlarımız bu ağır koşulların altında ezilirken onları korumakla yükümlü olan devletimiz ise, devlet eşittir iktidar olduğu için bay kriz ve arkadaşlarının elinde aciz bırakılmış durumunda.
TEMEL AMACI KAR ETMEK OLAN ŞİRKETLERLE SİZİ MUHATAP ETMEYECEĞİZ
İktidarın liyakat yoksun sığ politikaları nedeniyle devlet ve vatandaş arasındaki güven ve şefkat bağı zedelendi. Bu iktidar yüzünden bugün kamu hizmetlerinin eşit koşullarda giderilmediği, her türlü faturanın milletimize edildiği, hak etmediğimiz bir fakirliğin bizlere zorla dayatıldığı bir sistemle yönetiliyoruz. Biz İYİ Parti iktidarından kamu hizmetinin sunulmasında temel amacı kar etmek olan şirketlerle sizleri muhatap etmeyeceğiz. Yolunacak kaz muamelesi görmenize izin vermeyeceğiz. Devlet ile vatandaş arasına modern multezimleri sokmayacağız. Elektrik Dağıtım Hizmeti özelleştirilirken milletimizin alın terinden sağlanan karlar karşılığında alt yapı yatırımı yapılacağı sözü verilmişti. İYİ Parti iktidarında, sözleşmelerdeki yaptırımlar yapıldı mı yapılmadı bakacağız. Sayıştay'ın konu ile raporlarını dikkate alacağız.
İYİ Parti olarak milletimize reva görülen bu ucube sistemi değiştirmeye geliyoruz. Devletimizin yıpratılan onurunu onarmaya geliyoruz. Haksızlık karşısında adaletin olduğunu göstermeye geliyoruz. Milletimiz ile beraber, milletimiz ile geliştirdiğimiz çözümlerle geliyoruz.
Çiftçimizin tek sorunu elektrik değil, bini aşmış. Birçok yerdeki tarlalarda ayrı bir hüzün var. İklim krizi hepimizin malumu. Tam da bahar geldi derken yaşanan don ekinlerde büyük hasara yol açtı. Görünen o ki bazı yerlerde maalesef yılların emeği ağaçlar sökülecek. Ağaç zararı TARSİM kapsamına girmiyor. O yüzden çiftçimiz hava şartlarından dolayı ayrıca risk altında. Mesela zarar gören ürünler için kullanılan krediler ertelensin. Yeni bahçe kurmak durumunda kalan çiftçilerimize finansman desteği sağlansın.
AKŞENER'İN ZİYARETLERİ
Artık memleketimizin her yerine yayılan ve gün geçtikçe daha da derinleşen yoksulluk maalesef hız kesmeden devam ediyor. Geçtiğimiz hafta İzmir'deydik.
'Evimde bayat ekmeğim bile yok' dedi ağlayarak oruçlu bir kadın. İnsanlarımıza reva görülen şu tabloya bakar mısınız? Gördüklerimi, duyduklarımı, şahit olduklarımı artık benim yüreğim kaldırmıyor. İktidardakiler nasıl huzurla kafalarını yastığa koyuyor inanın benim aklım almıyor. İşe şu yüzükle başlayanlar... Kocasının kendisine taktığı bileziği dava adı altında buraya verenler, maaşından para ayıranlar, çocuğunun rızkından keserek din, islam adına buralara olmayan varından yardım edenler. Bu yüzüğün sahibi ne halde duyuyor musunuz? Nasıl yaşıyor duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi cebinde 10 lirası olmayan gençlere 'Aromalı kahve için diyor' duyuyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi kolunda nasıl bir saat taşıyor biliyor musunuz? Bu yüzüğün sahibi yerde fakir fukarıyı tekmeleyen danışmanlarına ne kadar maaş veriyor biliyor musunuz?
Bu harami düzen sürdürülemez. Senin çocuğun gündüz uyuyup senden para istemesin diye utandığında, üniversite mezunu çocuğun iş bulamadığı için 92 puanla mülakatta elenmiş kızın oğlun, defalarca KPSS'ye çalışmış oğlun kızın, ayısı olan dayısı olan bu yüzüğün sahibinin yandaşı olanın çocuğu 58 puanla atanmışsa bu haram düzen, bu kul hakkının dibine varılmış düzen sürdürülemez.
Allah'ın izniyle, milletin teveccühüyle bu harami düzeni helal oylarımızla sandıkta, demokrasi ile değiştirmek bunları da emekliye sevk etmek İYİ Parti'nin görevi olacak inşallah.