Suriye devlet televizyonu, 'esed rejimi yanlılarının kısa zaman içerisinde afrin'e gireceğini' duyurdu. Bunun üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri ve ÖSO'nun operasyonları Afrin güneyinde yoğunlaştırıldı. Türk Dışişleri, açıklama yaparak PYD ve PKK işgalindeki Afrin'e "halk güçleri isimli grubun girmesinde YPG'yi temizleme amacı varsa; sorun yok, YPG'yi korumak için ise Türk askerini hiç kimse durduramaz" dedi. PYD/YPG terör örgütlerini müdafa için, Afrin'e birlik gönderme gibi bir düşünce "çok büyük felakete yol açar" diye de ekledi. Arkasından Esed rejimine bağlı "paramiliter güçler" ve THKP/C'nin kırmızı bültenle aranan, son olarak da Soçi görüşmeleri sırasında Rusya'da ortaya çıkan Mihraç URAL'ın teröristleri Afrin'e doğru yürümeye başladı. Afrin'e geliş amaçları; elbette PKK'ya destek vermek; TSK ile çatışmaktır.
**
ABD ve Batı, harekatın başından beri Türkiye'nin, Suriye'de batağa saplanacağını düşünüyor, tökezlemesini bekliyorlardı. Baktılar ki durum umduklarının tam aksine gelişiyor, Türkiye ve ÖSO kuvvetlerinin üstün başarısıyla devam ediyor; "Türk Silahlı Kuvvetleri'ni durdurmak için nasıl önlem alacaklarını" düşündüler. Çözüm olarak, "Esed'in, paramiliter güçlerini Afrin'e sevk ederek Türk Silahlı kuvvetleriyle çatıştırmayı ve böylece Türkiye'ye geri adım attırmayı" hesapladılar.
**
Bu durum ABD'nin, İsrail'in, Rusya'nın, Esed'in, İran'ın ve hepsinin de maşaları durumundaki PYD, YPG, PKK, Hizbullah ve diğer bütün terör örgütlerinin işine geliyordu. Buna bağlı olarak düne kadar 'Besmele' ile kardeşlerinin kafalarını kesen DAEŞ'i aniden gömdükleri yerden tekrar diriltebileceklerini de unutmamalıyız.
**
Afrin'e, ister Rusya'nın kışkırtmalarıyla, isterse ABD'nin kışkırtmalarıyla, isterse de İran'ın kışkırtmalarıyla veya İsrail'in kışkırtmalarıyla her kim müdahale etmek isterse, (PYD, PKK, YPG'yi koruma amaçlı) Türkiye'yi engellemek, yolundan döndürmek için bütün uğraşları boşuna çaba, boşuna gayrettir.
**
Rusya'nın desteği ile Esed güçleri, İran'ın desteği ile Hizbullah, ABD'nin desteği ile İsrail ve tüm terör örgütleri nereden, kimden destek alırlarsa alsınlar; Türkiye ve ÖSO, yolundan asla dönmeyecektir. Bu yapılmak istenen bir gövde gösterisi ve yıldırma faaliyetidir.
**
Türkiye, ÖSO kuvvetleriyle hem kendi güvenliğini sağlamayı, hem de yer, yurt ve toprakların teröristlerden alınıp gerçek sahiplerine teslim edilmesini temin etmeye çalışmaktadır. Diğer tüm taraflar ve leş kargaları gibi emperyalist çıkar, menfaat peşinde değildir. Türkiye'nin bundan başka da bir alternatifi yoktur. Türkiye can derdinde, onlar ise leş derdinde... Yani, çıkar ve menfaat derdinde olanların hemen hepsi 'leş kargaları' gibi çıkar ve menfaat sağlamak, sömürmek, emperyalist emellerine ulaşmak için şer cephesinde hemen birleşebiliyorlar.
**
Olay bu kadarla da sınırlı değil... Rusya, asırlar boyunca sıcak denizlere ulaşmak istiyordu, bunu ucuz bir maliyetle nihayet başardı. Ayrıca, ABD' yi tehdit olarak görüyordu. Türkiye'nin batıdaki müttefikleri ABD, NATO, AB'den gördüğü kalleşçe tutum ve davranışlar sonucunda Rusya ile çalışmaya başlaması NATO'yu da zayıflatmış oldu. Kısaca, Rusya emellerinin tamamına ulaştı. Şimdi, Suriye'den rant devşirme peşinde.
**
ABD ise enerjiye sahip olmak, İsrail'in güvenliğini sağlamak, Rusya'yı kuşatmak, Çin'i kontrol altına almak üzere yürüttüğü projesinde Ortadoğu'yu parçalamak amacındaydı. Bu projeyi (BOP) işleme koydu, bir miktar yol aldı. Irak ve Suriye'yi neredeyse bitirdi. Hedefte, Türkiye ve hemen yanı başında olan İran var. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımış olması da bu projenin bir başka boyutudur.
**
Görüldüğü gibi, biz can pazarında iken emperyalistler leş derdindeler.
**
Rus istihbaratçıları, CIA ile devamlı görüşme halindeler. Ne görüşüyorlar dersiniz? Görüştükleri, elbette Suriye, Esed ve Ortadoğu'yu nasıl böleceğiz, nasıl parçalayacağız, hangi menfaatleri elde edeceğiz şeklindeki konulardır. Sonuçta, Rusya da ABD de emperyalist devletlerdir.
**
Burada, Türkiye'nin çok dikkat etmesi gerekmekte. Zira; ne Rusya'yı ne de ABD'yi tek tek veya her ikisini birden ne dost, ne de müttefik sanmamalıdır.
**
Biz, 1200 kilometrelik sınırlarımızın güvenliğini canımız pahasına korumak mecburiyetindeyiz. Afrin harekatının, Menbiç ve Fırat'ın doğusu da dahil olmak üzere hiçbir eksik bırakmadan, sınırlarımız güvenli hale gelinceye kadar devam etmesi şarttır, gereklidir. Neye mal olursa olsun!
**
Ülke içinde ve dışındaki tehdit unsuru bütün pislikleri temizlemeden Türkiye'nin ayakta durma şansı yoktur. Bir akıl tutulmasıyla Türkiye, harekatı durdurursa, çok kısa zaman sonra bunu pahalıya öder. Bu nedenle hiç kimse başka hesap yapmamalı, birlik bütünlük içinde olmaya devam etmelidir. Geçmişteki istikrarsız, zayıf, güçsüz Türkiye yerine bugün, bambaşka bir Türkiye var. Türk Milleti de yekvücut olarak askerinin arkasında... Selam ve sevgi ile.
Okunma Süresi: 4 dk
Vapur ve feribot seferleri iptal mi? 22 Kasım Cuma günü İstanbul'da feribot seferleri iptal mi edildi, vapurlar çalışıyor mu?
#Gündem / 22 Kasım 2024
Yağmur Saat Kaçta Başlayacak? İstanbul'da 22 Kasım 2024 Cuma Günü
#Genel / 22 Kasım 2024
Yorumlar
Yorum yapmak için, isterseniz giriş yapabilir veya kayıt olabilirsiniz.
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *