Gençlerin sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 4+4+4 sisteminin eğitimci olmayan 4 AK Partili milletvekilinin teklifiyle geldiğini hatırlatarak, “Çocuklarımızı belli bir süre denek olarak kullandık” eleştirisi yaptı. Kılıçdaroğlu, “Üniversiteye başladığım yıllarda 1968 olayları vardı. Kendimizi siyasetin içinde bulduk” dedi.
"Sıradan insanlar nasıl yaşıyorsa öyle bir yaşamım var"
Mütevazı bir ailede doğmuş, yedi kardeşi olan bir kişiyim. Üniversiteye giden sadece benim. En büyüğümüz olan ablam okuma yazma bilmiyor, annem de bilmezdi. Tunceli’nin Nazimiye ilçesinin Ballıca köyünde doğdum. Eğer kamuda önemli görevlere geldik, siyasette belli yerlere geldiysek bu Cumhuriyet’in sayesinde. Sıradan insanlar nasıl yaşıyorsa öyle bir yaşamım var.
"İnek tiplemesi vardı, o tiplerden birisiydim"
Lise ve üniversite yıllarında, aslında hepimizin öğrenciyken tanımladığı bir ‘inek’ tiplemesi vardı. Yani çok çalışan… O tiplerden birisiydim. Çalışırdım, derslerimi ihmal etmezdim. Üniversiteye başladığım yıllarda 1968 olayları vardı. Kendimizi siyasetin içinde bulduk. Sonra hesap uzmanı oldum… Görevlerimi yapıyordum, sıcak siyasetle hiç ilgilenmedim. Emekli olduktan sonra Sayın Baykal’ın çağrısı üzerine CHP’ye üye oldum.
"Muharrem İnce gerçekten iyi çalıştı"
Kurultayda rakibiniz olan Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı göstermenizin sebebi neydi?
Muharrem Bey partimizin önemli bir aktörü… Kamuoyu yoklamaları yaptık, birden fazla adayımız vardı ama kamuoyunun en çok benimsediği, desteklediği adayımız Muharrem İnce’ydi. Gerçekten iyi çalıştı. Beklediğimiz sonucu alamadık ama Muharrem Bey üstlendiği görevi hakkıyla yerine getirdi diye düşünüyorum.
"Hayatın her aşamasını sorgulayın"
Hayatın her aşamasını sorgulayın. Siyasetçileri sorgularken önyargısız olmaya özen gösterin. Örgütlenemezseniz hiçbir öneminiz yoktur. Gücü yaratan birlikte olmaktır. Tek tek güç olamazsınız. Seçimde bir oy kullanır gelirsiniz. Kitlesel bir grup olmalısınız. Ben gençlerin böyle bir grup olmasını, güçlenmelerini isterim. Siz örgütlenip güçlendikçe hiçbir siyasi parti önerilerinize kulak tıkayamaz. Mesela gençler şunu yapmalı: Ciddi bir genç grubu olarak ortaya çıkıp, kendi taleplerinizi bir kağıda yazıp bir manifesto yazıp… Gençlerin siyaset kurumundan beklentileri… ‘Bizim taleplerimizin altına imza atan partilere oy vereceğiz, atmayana vermeyeceğiz.’
"AK Parti hükümetleri döneminde eğitim politikası çok sağlıklı yürümedi"
Milli Eğitim Bakanlığı gelecek Türkiye’yi inşa edecek gençleri yetiştirmekle sorumludur. Eğitim politikalarını da bir ideolojinin dar kalıbı içinde düşünmemek gerekiyor. Evrensel kuralları kendi ülkemizin değerleriyle yoğurmamız gerekiyor. Eğitim politikasıyla ilgili değişiklik yapıldığı zaman bütün bileşenler bir araya gelmeli ve ortak politika oluşturmalı. Bunun adı da Milli Eğitim Şuarası. Ancak AK Parti hükümetleri döneminde eğitim politikası çok sağlıklı yürümedi. Eğitimle ilgisi olmayan kişiler eğitim politikasını belirledi. 4+4+4 gelmişti. Bu kanun teklifi olarak geldi. AK Partili 5 milletvekilinin verdi. Bu teklif Milli Eğitim Bakanlığı ve şurada görüşülmedi. Teklifi veren vekiller eğitimci değildi. Çocuklarımızı belli bir süre denek olarak kullandık… Yapılması gereken üç unsur eğitimin ulusal değerleri içeren evrensel yapısını göz ardı etmemeliyiz, üretime yönelik olmalı, eğitimle ilgili yapılacak reformları eğitimin bütün bileşenlerine açmalısınız.
"Yasak yasa dışı"
Belediyeler daha geniş kitlelere yardım etmek için kolları sıvadı. Erdoğan bunları yasaklamaya çalıştı. Yasak yasa dışı. Çünkü belediye yasasında belediyenin gelirleri arasında bağışlar diye bir bölüm de var. Ben gidip herhangi bir belediyeye bağış yapabilirim. Belediye bunu almak istemiyorum diyebilir. Şartlı bağışlar belediye meclislerinde kabul edilir ancak şartsız bağışları belediye başkanı doğrudan kabul edebilir.