CHP 38. Olağan Kurultayı, Ankara Spor Salonu'nda yapılıyor.
"İkinci Yüzyılda Demokrasi ve Birlik Kurultayı" sloganıyla yapılan kurultayda 1368 delege, yeni genel başkanı ve parti yönetimini belirleyecek.
Kurultay'a kısa süre kala eski milletvekili İlhan Cihaner, genel başkanlık yarışından çekilme kararı almış ve "Antidemokratik yarışın parçası olmayı reddediyorum" demişti. Ardından Örsan Kunter Öymen de adaylıktan çekildiğini açıklamıştı.
Kurultayın açılış konuşmasını yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu değişimcileri hedef alarak “Değişim söylemini dillendirenler uzun zamandır değişmeyenlerdir. Ama seçimden sonra ilk işim onları değiştirmek oldu” demiş ve "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım" ifadeleriyle de isim vermeden eski ittifak ortağı İYİ Parti'ye yüklenmişti.
Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamalarına tepkiler gelirken Genel Başkan Adayı olan Grup Başkanı Özgür Özel'de üstüne alınmadığını söylemiş ve "CHP'de hançer yok, hançerleyecek de kimse yok." demişti.
Kurultayda bir daha konuşma yapmayacağı belirtilen Kılıçdaroğlu, Özel'in eleştirilerinin ardından ikinci kez kürsüye çıktı ve “Keşke burada anlattıklarını uzun süredir benimle çalışırken yüzüme söyleseydin” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun ifadeleri şu şekilde:
“Uzun yıllardır beraber çalışıyoruz. Eğer uzun yıllardır beraber çalışıyorsak ve CHP'nin bir dış politika danışma kurulu olduğunu bilmiyorsa bir arkadaşımız ve o dış politika danışma kurulunda iki genel başkanımızın da yer almasını bilmiyorsa oraya bir soru işareti koymak zorundayım. Dış politika konusunda hem büyükelçilik yapmış arkadaşımız hem uzun süre danışmanlığımı yaptı. Evet listeye koydum, e seçilmedi. Örgüt izin vermedi. Örgütün PM'ye seçmediği bir büyükelçiyi hangi gerekçe ile MYK'ya taşıyacağım. Eleştiriye açığım, benim kadar eleştiriye açık hiç kimse yoktur. Parti Meclisi'nde beni eleştirenin asla sözünü kesmem, dinlerim. Keşke burada anlattıklarını uzun süredir beraber çalışıyoruz, yüzüme karşı söyleseydin.”
"O arkadaşlar Türkiye’yi değiştiremez ve dönüştüremezler"
Hangi aşamada?.. Hala benim ABD'ye, İngiltere'ye niye gittiğimi arkadaşım hala öğrenmemişse… Ya Türkiye'ye teknoloji getireceğiz. Dünyanın bir numaralı üniversitesine, MIT'e gidiyorum. Hala ondan haberi olmayan bir kişi varsa ve partide görev yapıyorsa beni dinlemiyor demektir. Benim ne yaptığımı bilmeyen, bu ülkenin… Bakınız, Osmanlı sanayi devrimini kaçırdığı için battı. Türkiye’nin teknoloji devrimini yakalaması lazım. Dünyanın en önemli hocalarıyla, üniversiteleriyle görüştüm. Almanya yapay zeka merkezi. Ben oraları geziyorum. Bu ülkeye devrimi, teknoloji devrimini getirmek için mücadele ediyorum. Ve hala burada kısır bir politik tartışma konusu oluyorsa o arkadaşlar Türkiye’yi değiştiremez ve dönüştüremezler.”
"Her kuruşun hesabını veririz"
Örgütlere gönderilen para… Ya tüzükte yüzde 40 diyor zaten, biz de gönderiyoruz. Ama örgütlere bina da alıyoruz. Yüzde 40 onun içinde de var. Peki yüzde 40 göndermediysek niye mali rapora hep beraber el kaldırıp evet dediniz? Bu partinin bütün hesapları tüzüğümüz de dahil olmak üzere denetlenir. Sayıştay tarafından denetlenir. AYM tarafından denetlenir. Her kuruşun hesabını veririz. Eleştiriye eyvallah ama eleştirinin kendi içinde tutarlı olması lazım. Bakın dedim ki ömür boyu genel başkanlık yapma gibi bir şeyim yok zaten, buna kararı örgüt verir. Ama ben günü gelecek güçlü bir sosyal demokrat arkadaşımıza devredeceğim görevi. Vay efendim “Bunlar nerede saklanıyor, nerede duruyor.” Daha bir ay önce İstanbul'da iki il başkanımız devir töreni yaptı. Nasıl yaptı? İstanbul'da, eski ile yeni il başkanımız devir teslim töreni yaptılar. Ben de yeni seçilen bir genel başkana devir teslim yapmayacak mıyım? Bunun oda ile, sağ-sol ile, oda ile ne alakası var?
"Eğer olayları çarpıtarak anlatırsanız… Doğru değil"
Ne odası, ne arka kapı planları? Genel başkanı seçecek olan ben değilim, bu partinin örgütleri seçecek. Bizler de devir teslim töreni yapacağız uygar insanlar gibi. Bunu alıp da başka yerlere götürmenin mantığı var mı? Sanki örgüt hiç yok, ben tek başıma genel başkan seçiyorum. Eğer olayları çarpıtarak anlatırsanız… Doğru değil. Genel başkan olacak kişinin olayları çarpıtmadan sizin önünüze sağduyu, güler yüzle çıkmalı.
"Dün neysen bugün de o olacaksın"
Ben Özgür kardeşimi severim. Uzun süredir beraberiz. Belediye başkan adayı olacağım dedi, oldu. Milletvekili olacağım dedi, oldu. Yeri geldi ön seçim, yeri geldi merkez yoklaması. E beraberdik, o arkadaşlarla beraberdik. Niye olmadın? Bütün o eleştirileri keşke MYK'da keşke PM'de söyleselerdi. Ben de dinleseydim ve o mücadeleyi beraber yapsaydık. Orada evet diyeceksin, buraya gelince hayır diyeceksin. Olmaz, olmaz. Genel başkanlarda çifte standart olmaz. Dün neysen bugün de o olacaksın. İşin özü budur.”