Kılıçdaroğlu'nun açıklamasında başlıklar şöyle:
"En büyük dileğimiz huzurlu bir Türkiye, elbette ki farklılıklarımız olacak. Farklılıkları zenginlik olarak görürsek huzurlu yaşayabiliriz. CHP olarak, görüşü, kimliği ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızı kucaklıyor ve sesleniyoruz. Bütün belediye başkanları da aynı felsefeyle harekete ediyoruz. Sivas ve Başbağlar'da milletvekillerimiz her yıl anma programlarına katılır.
Ormanlarımıza korunması son derece önemli.
Geçenlerde Sakarya Hendek'te büyük acılar yaşadık. Havai fişek fabrikasıda patlamada 7 vatandaşımız yaşamını yitirdi. O insanlar fabrikada niye çalışıyorlardı, evlerine helal ekmek götürmek, kimseye muhtaç olmamak için. Siz önlem almıyorsunuz, patlamalar oluyor. 7 kişi hayatını kaybetti. Bu fabrika sicili temiz olan bir fabrika değil. 11 yılda 4 ayrı patlama oluyor, insanlar yine hayatlarını kaybediyorlar. Bu fabrikanın sahibi kimlerden güç alıyorsa fabrikasını her seferinde hiçbir önlem almadan açıyor. İnsanlar ağlıyor, acıları var. Patron yine patron. Bir de utanmadan sıkılmadan ziyafeti paylaşıyorlar, sizin yediğiniz insan eti.
Arkadaşlarımız bütün belgeleri topluyor. Hakkı, hukuku ve adaleti mutlaka sağlayacağız. İlk gelen raporlar... Fabrikadaki binalar arasında güvenlik mesafesine uymamış, tüzüğe uygun havalandırma sistemi yok. Ruhsatı kim verdi? Havai fişek fabrikasındaki patlama hükûmetin insanı ne kadar önemsediğini gösteriyor. İnsan hayatı değerlidir. Sarayın baktığı tek şey ranttır, bu arkadaşların haklarını savunacağız.
Ortada bir kaza yok, cinayet var.
Halk TV ve Tele1'e vatandaş doğruları öğrenmesin diye verilen cezalar. Onlar en zor koşullarda özgürlüğün en fazla sınırlandığı bir ortamda, namuslarıyla ve alınteriyle çalışıyorlar. RTÜK cumhuriyet tarihin en büyük cezasını veriyor Halk TV ve Tele1'e. Ne kadar baskı kurarsan kur sen gidicisin kardeşim!
Demirtaş, Osman Kavala neden içeride? Haksız yere içerideler. Olay bir yargılamadan tümüyle çıkmış iktidar dayatmayla içeride tutacaksınız diye.
Basın İlan Kurumu besleme basına kaynak aktaran bir kurula dönmüş durumda. Buradan Basın İlan Kurumu'nun yöneticilerine sesleniyorum; bu tirajları bağımsız bir denetleme kuruluna denetlettirin. Saraydan talimat almaları gerekir.
ATV hakkında 90 bin şikâyet geliyor ama bir tek dosya bile görüşülmüyor RTÜK'te. RTÜK Başkanı görevlendirilmiş eleman. Sen aklını saraya kiraya vermişsin.
Baro başkanları hakkında yazı yazmış Yılmaz Özdil. TBMM Başkanlığı Yılmaz Özdil hakkında suç duyursunda bulunmuş. TBMM'nin itibarını korumak hepimizin ortak görevi, demokrasinin kıblesi burada. Her milletvekilinin ahlaklı olması lazım. Meclis Başkanı'na sormak isterim, 'Bu kadar duyarlıysan 500 bin liralık rüşveti kimin aldığını merak etmedin mi?' İki bakan var. Ayakkabı kutusunda rüşvet alanlar vardı.
Çiftçi, esnaf zor durumda. HDP'li bir milletvekili arkadaşımız "Son bir buçuk yılda kaç iş yeri kapandı?" diye sordu. 56 ilde 90 bin 743 esnaf kepenk kapattı. 100 bin esnaf işsiz kaldı, onların yanında çalışanlar da işsiz kaldı.
Bir günde Türkiye Cumhuriyeti'nin ödediği faiz 277 milyon 610 bin Türk Lirası. Demek ki para var, buraya gidiyor. Londra'daki tefecilere bir gün ödediği faizi esnafa ödeseler, vatandaş rahat edecek.
Biz bu ülkeye adaleti getireceğiz. Adalet sadece mahkemede değil.
Enflasyon rakamları açıklandı, emekli maaşlarına zam yapılacak. Londra'daki tefecilere senin boğazından alıp veren bu iktidara oy mu vereceksiniz?
Yıllardır bayram ikramiyesi bin lira, 1500 lira isteyin. Milyonlarca genç işsizim diyor. Genç bir çocuk, 'Köpek gibi çalışıyorum ama et yiyemiyorum' diyor; saray sosyetesi Lale Devri'ni yaşıyor.
Onlar vatandaştan tamamen kopmuşlar. Bebek mamasına neden alarm takar bir süpermarket. Bebek mamasını kim çalar? Türkiye bu gerçekle yüzleşmek zorunda. Saray sosyetesi yüzleri kızarmadan IBAN numarası verip 'Bize para verin' diyor. Yediniz de doymadınız mı Allah aşkına? Şehit yakınlarının gazilerinin paralarını yiyenlendir bunlar. Bir AK Partili kadın, "Bu millet size parasını verdi, malını, canını verdi, sen bir huzur veremedin' diyor. Doğru mu doğru. Sarayda oturanlar ahtapottur. Vantuzlarıyla milletin kanını emiyorlar. Onlardan hesap sormak bu milletin namus görevidir. O vantuzları kesmemiz lazım.
Avukatlar bir baro oluştururlar, kamu tüzel kişiliğine sahiptir, yani bölünmezler. Baroları parçalamak Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet ve bir bölücülük projesidir.
Baro başkanları gelip görüş beyan etmek istiyor. İzin vermiyorlar. Ama bir gün önce avcılıkla ilgili düzenleme yapıyor, dernek başkanını çağırıyorlar. Adalet Komisyonu, Adaletsiz Komisyonu'na dönüşmüş durumda.
Teklif sarayda hazırlandı. Adalet Bakanı'ndan, Adalet Bakanlığı'ndan ve barolardan görüş alınmadı