Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara
Damga Gündem Kadıoğlu’nun damarı Tarakcı’nın siniri!

Kadıoğlu’nun damarı Tarakcı’nın siniri!

Sabah namazını kılacaktı, abdest almak için lavaboya gitti, tam o esnada içeri altı polis girdi. Polislerden birisi, silahını çocuklarından birinin kafasına dayamış durumdaydı, diğerleri yatak odasına daldı, eşinin üzerinden yorganı çekti, sert bir ses tonuyla ‘Kalk’ diye bağırdı.

Okunma Süresi: 4 dk

Sabah namazını kılacaktı, abdest almak için lavaboya gitti, tam o esnada içeri altı polis girdi. Polislerden birisi, silahını çocuklarından birinin kafasına dayamış durumdaydı, diğerleri yatak odasına daldı, eşinin üzerinden yorganı çekti, sert bir ses tonuyla ‘Kalk’ diye bağırdı. Gürültü patırtıya koştuğunda terörist bir eylemden dolayı yanlışlıkla evlerine girildiğini sandıklarında, karı-koca aynı anda, ‘Bizim Amerikalılar’la bir ilgimiz yok” diyecekti. Çünkü, o ev baskınından bir gün önce 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’e saldırı düzenlenmişti.
Sabah’ın 5’inden, akşamın 7’sine kadar altı çocuğu ve eşi bir odaya hapsedildi, ne su ne de yemek verildi. Kendisi için başlatılacak süreç de fiziki ve manevi işkence saatleriydi.
*
Mali Şube’de..
Çırılçıplak soyuldu, kalorifer demirine bağlandı, ayaklarına ve erkeklik organına elektrik işkencesi yapıldı. Ağlamaktan ve bağırmaktan sesi çıkmıyordu, bir ara elektrik şiddetine dayanamayan vücudunun ayak damarlarından birisi patlayınca işkence ara verildi. Yürüyecek hali kalmamıştı. Yaşadığı her anının kamera kaydına alındığı o günleri yıllar sonra medyayla paylaşan Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, “Bana yapılan insanlık dışı muameleyi yutarım, unuturum ama 6, 8, 9 yaşındaki çocuklarıma yapılanların hesabını bir gün mutlaka soracağım” diyecekti. 
Sene 2001…Kasım’ın 6’sı…
THY’nin 12:05 uçağıyla Newyork’a gitmek üzere bir bilet aldı, defalarca göz altına alınmaktan bıkmış olsa gerek bu kez yurtdışına gitmeye karar verdi. Ancak  “Temiz şehir” operasyonu kapsamında hakkında yakalama kararı bulunduğu için bir kez daha sorgulanmak üzere DGM savcısına çıkartıldı, akabindeyse serbest bırakıldı. Kendisine işkence yapanlar hakkındaysa şikayetçi olduysa da dosya, apar topar kapatıldı. 
Buraya kadar olanı, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun yaşadıklarının bir kesitinden ibaretti.
*
İkinci gerçek yaşanmışlık vakası…2017 yılının 20 Kasım’ı…
*
O da sabahın 5’inde kalktı, 3 yaşındaki Tuna, 6 yaşındaki Akdeniz ve 7 yaşındaki Okyanus’u okula götürmek için hazırlıklara başladı. Aracıyla garaj kapısından çıktığında on metre solunda park etmiş halde bulunan arabadakilerin kendisini vuracaklarından haberi bile yoktu. Kanlı takip başladığında üç çocuğuyla seyir halindeydi. Aslında o an vurulacaktı ama caniler, kısa bir sürelik ertelemenin daha doğru olacağı konusunda kendi aralarında mutabık kaldı.
2 çocuğunu okula bıraktıktan sonra başbaşa kaldığı Tuna hiç susmadı, sürekli bir şeyler anlatttı durdu, babası, seyir boyunca çocuğuyla iletişim halindeydi, ta ki bir araç arkadan çarpana ve bacaklarına kurşun yağdırana dek. Canilerin planı tek kurşunla meseleyi halletmekti, ancak o her yediği kurşun sonrası sarsılmadan kendisini vurana baktı, her bakış, sıkılacak yeni bir kurşunun habercisi oldu.
O an, ağlamadı, bağırmadı, yavaş adımlarla üç yaşındaki oğlunun da içinde bulunduğu aracına binmeye çalıştı, sağ ayağını atttı, sol ayağını eliyle tutup kaldırmaya çalışsa da bu, mümkün olmadı. Bir vatandaş insaniyet namına koştu, boynundan çıkardığı fuları, kan kaybının yaşandığı bacağın üst kısmına sıkıdan sıkıya sardı. Yaşadığı her saniye bölgedeki kamera kayıtlarına bölük pörçük yansıdı.
Yediği mermiler, ayak kemiğini ve sinirleri zedelediği için uzun bir süre yürüyemeyecekti. Birkaç ziyarette ben, diğerlerinde de başkaları kucağına alarak tuvalet ihtiyacını gidermesi için yardım etti. Bizzat şahidim, kurşun bacaklarına geldiği halde, ziyarete gelenlerin çoğu, erkeklik organında herhangi bir sorun olup olmadığını sordu.
*
Bu iki örneği niye verdin? Dersen, şundan…
*
Üç çocuğunun hafızasından asla çıkartamayacağı bir vaka sürecinde ayak damarı kopan Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ile üç yaşındaki oğlunun gözleri önünde vurulan, ayak sinirleri zedelenen Ali Tarakcı’nın Esenyurt’ta vuruluş hikayesi üç aşağı beş yukarı örtüşüyor.
*
Kendi çocuklarına yaşatılanların hesabını sormak için ant içen Kadıoğlu, Tarakçı’nın üç yaşındaki çocuğunun yaşadıklarının hesabını soracak kadar da merhamet taşıyor düşüncesindeyim.
*
O yüzden…Tarakcı’yı vurduğu günün gecesi saat 22:00’da “İşim var, belediyeye gideceğim” diyen tetikçi Veysel Kızılkula’nın, belediyeye neden gittiğini, kimlerle görüştüğünü ortaya çıkartacak olan kamera kayıtlarını temin edip, Tarakcı’ya ve ilgililere ulaştırmak da bir belediye başkanı olarak olmasa bile bir baba sıfatıyla Necmi Kadığlu’nun üzerindeki vebal gibi görünüyor.
*
Birinin damarı, diğerinin siniri, belki de yaralı bir yüreğe merhem olacak… Zira ikisinin de ortak vurulanı çocukları...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *