İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'deki başkanlık makamında gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevapladı. İmamoğlu sorular üzerine Kanal İstanbul projesi ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Yap-işlet-devret ile müşteri bulduk bulduk, aksi takdirde biz burayı milli bütçemizle yapacağız. Şu anda hazırlıklar son safhada, hemen ihaleyi yapıp adımı atacağız” sözlerini değerlendirdi.
İmamoğlu, “Bu konuda tereddütsüz aynı cümlelere devam ediyorum. Yani İstanbul için bir ihanet ötesidir, cinayettir. Bir araştırmadaki tarifi tekrar yineliyorum; ‘Ya kanal ya İstanbul' diyorum. Bu kadar yol ayrımı gibi duruyor. Bu proje tartışılmalı, hatta üzüntüm ‘ben niye karşı çıkıyormuşum ve bunu anlamaya çalışmıyormuşum' diyenler. Tam aksine ben tam 8 yıldır, 9 yıla yakındır ilk ortaya atıldığı andan itibaren anlamaya çalışan birisiyim. Bugüne kadar anlamamaya çalışıp direkt kabul eden boyun büken, boyun eğen insanlara sesleniyorum: Bu süreci anlamaya çalışın. Bizim sayemizde, bu süreci gündeme taşımamızın sayesinde şu anda toplum bunu irdeliyor. Hatta siyasi partiler de irdeliyor. Onun için değerli. Bu tam da ‘oturmayan' belediye başkanının eseri. Süreci dert edinen halkının hangi husus olursa olsun her konuda duyarlılık gösteren araştıran yapımızın karşılığıdır. Onun için oturmamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Bu bir katliam!
Kanal İstanbul projesinin sermaye tarafını tartışmaya dahi açmak istemediğini belirten İmamoğlu, “İnanın içtenlikle söylüyorum sorumlu bir yönetici olarak, sorumluluk sahibi bir baba olarak, sorumluluk sahibi bir İstanbullu olarak diyorum ki bu konunun böyle bir kısmını tartışmaya açmam bile. Bu büyük bir yol ayrımı. Parayla ilgili bir konuyu konuşacaksak önceliklerimiz var. Bu ülkenin işsizliği var. İstanbul'u mu konuşacağız, bu şehrin deprem sorunu var. Bu şehrin başka konuları var. ‘Efendim çözeceğiz…' cek'le cak'la zaman geçiremeyeceğimiz sorunlar bunlar. Depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz. 20 yıl geçti zaten. 20 yıl geçtikten sonra hala 50 bin binaya riskli yapı diyorsak on binlerce insanın can güvenliği tehdit altında diyorsak konu bunlar, bunlara eğileceğiz. Konu işsizlik yani yüzde 15'i işsiz bu ülkenin. İstihdam yaratalım, iş kuralım. Yani bu bir iş değil, bu bir katliam”dedi..
Katar ile ilgili konuştu
Kanal İstanbul güzergahındaki bazı arazilerin Katar emirinin annesi tarafından satın alınması ile ilgili soru üzerine de İmamoğlu “Devasa sorunun bir detayı bu sadece. Ben ona odaklanmış değilim. Elbette o hattaki tüm mülkiyetleri araştırıyoruz. Sadece o değil ki tüm mülkiyetleri araştırıyoruz. Nasıl bir mülk hareketi oluşmuş? Samimi ve milli bir süreçten mi bahsediyoruz yoksa başka bilmediğimiz şeyler de var mı? 135 milyon metrekare tarım alanından bahsediyoruz. ‘20 bin metrekaresi birininmiş…' Onunla ilgilenmiyorum. Ben, 135 milyon metrekare ile ilgileniyorum. O bakımdan mülkiyet konusuyla da ilgileneceğiz ve oradaki o bütüncül yapının yaratacağı başka sorunları da esas niyeti de sorgulayacağız. Elini vicdanına koyup, başını yastığa koyduğunda, gündüz konuşup bunu savunup, akşam rahat uyumadığına inandığım birçok bürokrat ve kabine üyesi var. Bu benim inancım” açıklaması yaptı.
Fatih Sultan Mehmet hesap sorar
Cumhurbaşkanı'nın “Çevreci bir kanal yapalım” çıkışını da değerlendiren İmamoğlu “Ortada zaten muazzam bir çevre var korunması gereken. İstanbul, sağından solundan çekiştirilecek bir coğrafya değil. Bu coğrafya, binlerce yılın bize emaneti. Bugün, şu güzel şehri fethedip, bizim insanlarımıza, Türk insanına kazandıran Fatih Sultan Mehmet, bugün ayağa kalksa, dirilse ‘Sen ne yapıyorsun' der. Hepimize hesap sorar Fatih Sultan Mehmet. Bu kadar göz bebeği bir kent, tarihin bize emaneti. Neyin çevrecisi? Çevre dediğiniz, korunursa değerli, korunursa güzel. O bakımdan işin çevre boyutu, işin hep aldatmaca kısmı” dedi.
İstanbul halkı karar verecek
İmamoğlu bu işin kararını belediye başkanı, bakan ya da Cumhurbaşkanının veremeyeceğini dile getirerek “Bu işin kararını verecek olan, çok büyük bir heyet, tekrar söylüyorum; İstanbul halkı, Türkiye, Türk milleti. Hatta dünyanın bile bu süreci analiz etmesi lazım. Bugün hangi coğrafyada olursa olsun, bir zarar verildiğinde, Amazonlar yandığında içimiz cız etmiyor mu mesela. Niye? Hakkımız var. Amazonlar da bile hakkımız var. Ne ben söyledim diye iptal edilmeli ama ne birisi söyledi diye kabul edilmeli. Tartışılmalı. Ve sayemizde ilk defa tartışılıyor. ‘Tartışılıyor' diyorum ama hala, ‘Kararlılıkla yapacağız…' Yani ‘Soracağız' diyen yok, ‘Konuşalım' diyen yok, ‘tartışalım' diyen yok; ‘Yapacağız!' Bu çok yanlış bir tavır” diye konuştu. Projeye karşı tüm hukuki haklarını sonuna kadar kullanacaklarını söyleyen İmamoğlu “İstanbul halkı da bunu dert edip, gidip mahkemeye başvurup davalar açacaksa binlerce, on binlerce yüz binlerce… Açsın. Açmalı. Ama tekrar söylüyorum, inşallah o boyuta gelmesin” dedi.
Projeyi Ecevit geri çekti
Bu projeyi ilk kez Bülent Ecevit'in gündeme getirdiğinin hatırlatılması üzerine de İmamoğlu “Rahmetli Bülent Ecevit döneminde de bu düşünüldü, doğru. Ama yanlışları ve hatalı olacağı yönündeki irade daha yüksek göründüğü için geri çekildi. Sadece bir ya da iki defa dile getirildi o kadar ve kampanyada biz bunu kullanmaktan vazgeçtik. Çünkü, yanlışlarını özellikle ülkemizin jeopolitik konumu ve uluslararası hukuk açısından çok zarar verici neticeleri doğacağından geri çektik diye bana bilgi verildi” açıklamasında bulundu.