Üsküdar sahilinde saat 19.00 itibarıyla başlayan kutlamalar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından mikrofona gelen İmamoğlu, “Cumhuriyet, her şeyden önce çok değerli bir fikirdir. Basit, sade, ama çok güçlü bir fikir. Kökenimiz, inancımız, cinsiyetimiz ve yaşam biçimimiz ne olursa olsun, hepimiz eşitiz. Hepimiz, bu ülkenin onurlu vatandaşlarıyız. Bu ülkeyi kimin ve nasıl yöneteceğine hep birlikte kim karar verir? Biz karar veririz. Cumhuriyet, işte bu fikirdir. Cumhuriyet, işte bu fikre inanan, özgüvenli ve erdemli insanlarının kendilerine layık gördüğü hayatın adıdır. Cumhuriyet, 85 milyonluk bu eşsiz ve bu güzel cennet vatanın varlık sebebidir” dedi.
Her dönemde var
Cumhuriyet’in önemini anlamayanların ve ana fikrini benimsemeyenlerin her dönemde olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İnsanlarını eşit görmeyenler, başka insanlara hükmetmeye hakları olduğunu zannedenler, milletin iradesini görmezden gelenler ve hatta o iradeyi gasp etmek isteyenler, imtiyazlarını kaybetmek istemeyenler, ayrıcalıklı olmak isteyenler, Cumhuriyet’e karşı kör bir taassupla sürekli direndiler. Hepimiz izliyoruz. O direnç, şekil değiştirerek, kendini gizlemeye çalışarak, bugün de devam ediyor. Cumhuriyetin ilke ve değerlerini sindirememiş, Cumhuriyet’in kazanımlarını, kıymetini bilmeyen bir anlayış, bu ülkeye asla ve asla huzur ve mutluluk getiremez. Bu ülkeyi geleceğe taşıyamaz. Bu gençlere, özgürlük isteyen gençlere hizmet edemez” ifadelerini kullandı.
Kimse yok edemez
1923’ten bugüne, kanun önünde herkesin eşit olduğu bir Cumhuriyet’te yaşadığımızı belirten İmamoğlu, “Bir asırdır Cumhuriyet’in açtığı bu yolda yürüyor, bu ülkede eşitlik ve adalet hayatın her anında hakim olsun diye, mücadele ediyoruz. Onu geliştiriyoruz. Cumhuriyet’i büyütüyoruz, büyütmeye devam edeceğiz. Bu ülkede Cumhuriyet ve demokrasi fikri, tam 100 yıl önce zihinlere ve gönüllere girdi. Kimse ama kimse, o fikri asla yok edemez; edemeyecek. Ne denli baskı ve korku iklimi yaratırsalar yaratsınlar; ne denli algı operasyonları, tezgahlarsa tezgahlasınlar; bu milletin zihninden ve kalbinden o fikri söküp atamazlar. Atatürk ve mücadele arkadaşları, bu topraklar üzerinde yalnız özgür ve bağımsız bir ülke, milli iradeye dayalı bir yönetim kurmakla kalmadılar, devleti güçlendirmek, toplumun refahını ayağa kaldırmak, yükseltmek için de çok önemli adımlar attılar. Bu adımlar sayesinde Türkiye, dünyanın güçlü ve gelişmiş ülkeleri arasında yerini hızla almaya başladı. Bu adımlar sayesinde Türkiye, Avrupa'dan Çin'e kadar, koca coğrafyada tek üretim merkezi haline gelebildi. O adımların sayesinde oldu bunlar. Son yıllarda ne kadar aşağı doğru çekilirse çekilsin, ülkemiz ne yazık ki sıkıntılı hallere düşürülürse düşürülsün, kötü yönetilirse yönetilsin, ayakta kalabildiysek, hala gücümüzü kuvvetimizi ve inancımızı hala diri tutabiliyorsak, o güçlü Cumhuriyet temelleri sayesindedir.”
Geri dönmeyeceğiz
İstanbul’un 16 milyon, Türkiye’nin 85 milyon sahibi olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu cennet vatan Türkiye'nin evlatlarıyız. İçine düşürüldüğümüz bu zor durumları, bu zorlukları, ekonomik, siyasal, adalet, eğitim; her hususta nasıl aşacağımızı, yine milletçe biz biliyoruz. Dayatılmak istenen yönetim anlayışından, yasak ve baskılardan nasıl kurtulacağımızı, hep birlikte çok iyi biliyoruz. Yapacağımız şey, çok basit. Hep birlikte, cesaretle, neşeyle, kardeşçe, omuz omuza kol kola hep birlikte ve hep ileri yürüyeceğiz. Asla geri dönmeyeceğiz. Kurtuluş Savaşı'nı böyle kazandık. Bağımsızlığımızı böyle koruduk; korumaya devam edeceğiz. Her zaman haykırdık: ‘Tam bağımsız Türkiye’ dedik. Cumhuriyet’i böyle kurduk, böyle yaşatacağız. Hep birlikte yaşatacağız. Hep birlikte ve hep ileri yürüyerek, Cumhuriyet’imizi güçlü bir demokrasiyle, tam ve gerçek bir adaletle, hep birlikte taçlandıracağız. Yolumuz açık olsun. Cumhuriyet’imiz kutlu olsun. Az kaldı. Millet ne derse, o olacak. Bu cennet vatanda, bu güzel ülkede güneş, 29 Ekim 1923’te çok güzel doğmuştu. Yine öyle olacak. 100’üncü yılda, her şey çok güzel olacak.”
İmamoğlu’nun konuşmasının ardından gerçekleştirilen mapping ve ışık gösterisi, İstanbul Boğazı semalarında görsel bir şölen oluşturdu. Etkinlik, usta sanatçı Selda Bağcan’ın verdiği, katılımcıların hep bir ağızdan seslendirdiği türküler ve şarkılarla sona erdi.
HADDİNİ BİLECEK HADDİNİ!
“Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, hep birlikte, yeni ve büyük bir adım daha atmaya hazırlanıyoruz” diyen İmamoğlu, “Hedefimiz belli; Cumhuriyet'in ilke ve değerleri üzerinde yükselen, demokratik ve güçlü bir devlet olacağız. Hep birlikte olacağız. Huzurlu ve zengin bir toplum inşa edeceğiz. Ve bu topraklarda yaşayan herkes hem kanunlar önünde hem gerçek hayatta, eşit ve özgür yurttaşlar olacak. 99 yıl önce çıktığımız yolculuğun, yeni ve umut dolu bir safhasındayız. Hep birlikte yeni bir başlangıcın aşamasındayız. Türkiye'nin kaderini, Cumhuriyet’in bu ülke için değerini bilen milyonlar belirleyecek. Milli iradeyi hiçe saymak, adil rekabete dayalı ve çoğulcu bir siyaseti ortadan kaldırmak hevesi taşıyan bir avuç insan, haddini bilecek haddini” şeklinde konuştu. Cumhuriyet’i, yöneticilerin haddini bildiği bir rejim olarak tanımlayan İmamoğlu, “Seçilmiş olsun ya da atanmış olsun, hiç fark etmez. Bu rejimde hiçbir yönetici, yani bizler, kendisini bu şehrin ya da bu ülkenin sahibi asla göremez. Görürse, Cumhuriyet’in eşit ve onurlu yurttaşları ne yapar biliyor musunuz? Gereğini yapar ve yollar. Milletin iradesi, en güzel ve en doğru dersi verir” dedi.